Perilerim başımdan gitmek bilmiyor. Galiba sizin mesajlarınız ve yorumlarınız onları yanımda tutuyor. Bu yüzden ben ve ekibim(ilham perilerim) size çook teşekkür ediyoruz.
❇✳
Herkesin üç kişiliği vardır; ortaya çıkardığı, sahip olduğu ve sahip olduğunu sandığı... (Alphonse Karr)
⭐⭐
Aslan sadist bir kişiliği olduğunu zannediyordu. Halbuki acımasız olmaya çalışan yaralı bir ruh imajı verdiğinin farkında değildi... Aslan'ın geçmişinde derin acılar yaşadığını görebiliyordum. Geçmişinde unutmaya çalıştığı şeylerin varlığı gün gibi ortadaydı. Hemde öyle korkunç şeyler yaşamıştı ki bir piyanoya kızacak kadar mantığını kaybetmiş, yağmurdan nefret edecek kadar dengesini sarsmıştı.
Beni bağdaş kurduğu dizlerinin üstüne çekmişti ve saçlarımı yavaşça tarıyordu. Tarağı nazikçe saçlarımdan geçiriyordu. Ensemdeki parmakları orayı alev yerine çevirmişti. Sonra yataktan kalktı ve tarağı komidinin üzerine bıraktı. Tekrar yanıma yaklaştı ve alnıma sıcacık dudaklarıyla derin bir öpücük kondurdu.
Sonra hiçbir şey söylemeden odadan çıktı. Halbuki bu gece birlikte uyuruz diye düşünmüştüm. Gitmesi sanki içimde kocaman bir boşluk açmıştı. Yattım ve saten örtüyü üzerime iyice çektim. Yataktaki yastıklardan birini aldım ve yastığa sarıldım. Gözlerimden nedenini bilmediğim yaşlar akıyordu.
Canım yanıyordu. Canımın yanmasının nedeni, yüreğimdekileri tercüme edemememdi. Alnıma bıraktığı öpücü şu anda da somut bir şekilde hissediyordum. Aslan'ın yanında olmak bambaşka bir şeydi, daha önce hiç tatmadığım bir histi. Dokunduğu yerlerin ateş alması, yanımdan gittiği anda hissettiğim boşluğu, bana işkenceler yapmasına rağmen ondan nefret edememem... Onunla olmak hayatı devrik yaşamak gibiydi. Kelimlere anlam bulamayacak kadar kiyafayetsizdi.
**
Sabah gözlerim şiş bir halde uyandım. Daha doğrusu odama giren Nigar Hanım beni uyandırdı. Kadın anladığım kadarıyla kahvaltının hazır olduğunu söylemeye gelmişti ve şu anda da beni istemeden uyandırdığı için mahcuptu.
Beni uyandırdığı için teşekkür ettim. Gerçekten iyiki uyandırmıştı çünkü saat on bire geliyordu, biyolojik saatimden kat be kat ilerdeydi. Bu gece yine şu son zamanlarda sıkça gördüğüm kabusu görmüştüm. Bu kabusu bu kadar sık görmemin bir nedeni olabilir miydi?
Kahvaltıdan sonra film izlemeye karar verdim. Bu odada izlediğim ilk film aklıma geldi. Fil adam... Dvd'lere yaklaştım ve daha önce izlediğim halde izlemekten hiç bıkmayıp hayata değişik acılardan bakmamı sağlayan, eğlendirirken düşündüren 'Breakfast Club'ü dvdye koyarak koltuğa gömüldüm.
Film bittiğinde yine kendimi etkilenmiş bir şekilde koltukta buldum. Dvd'yi aldığım yere koyarak odama gittim. Üstüme cici bir şeyler giymek istedim. Elbiselerime baktığımda kalın askılı pembeli lacivertli mini olanı elime aldım.
Tahmin ettiğim gibi üzerime tam olmuş ve oldukça da yakışmıştı. Ayağıma bir şey giymedim. Bu evde çıplak ayakla dolaşmayı seviyordum. Öğle yemeği saati yaklaşmıştı, yemek hazırlamalarını istemediğim için mutfağa doğru indim.
Mutfağa girdiğimde duyduğum yemek kokuları beni bu isteğimden caydırsa da, hepsine gülümseyip selam verdim.
Nigar Hanım ''Bizde tam sizin yemeğinizi hazırlayacaktık Eylül Hanım'' dedi tatlı tatlı. Bu kadını iç çamaşırlarımı değiştirdiğinden beri kendime yakın hissediyordum ama hala yüzümün hafif bir tonda kızardığını da belirtmeliyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN YÜZÜ (TAMAMLANDI)
General FictionTüm dünyanın ona ait olduğunu zanneden bir avcının hikayesi... Yalnızlığından güçlenen, karanlıkta avlanan, bedenini başkalarının acılarıyla besleyen bir sadist. Hüznün şarkısını fısıldayarak gelen bir Eylül... ~~ஐ ''Karanlığından ne zaman çıkaca...