BÖLÜM16 "AVCI"

30.8K 1.5K 162
                                    

Uzun bir aradan sonra Merhaba. Vote sınırlamamızın dolmasına, beş oy daha kalmasına rağmen bölümü yayınlıyorum. Dediğim gibi sınırlamayı biraz da dinlenmek için koymuştum. Amacıma ulaşamadım ama dinlendim. Okuyan herkese teşekkür ediyorum :) Güzel, eğlenceli bir şarkı koydum. Arzu edenler dinleyebilir, bölümün içinde de geçiyor. Açıklamamı da yaptığıma göre, sizlere keyifli okumalar

--*--

Bir şeyler yok oldu içimde, yıkıldı.. Nefes aldığım ama yaşamadığım bir andaydım. Aslan'ın odasından siyah saçlı, mavi gözlü oldukça güzel bir kız çıktı. Çıplak ayaklarının ucunda yürüyor ve topuklu ayakkabılarını elinde tutuyordu.

Kız kapıyı yavaşça kapattı ve derin bir nefes verip, asansöre doğru yürüdü. Üzerindeki ultra mini yeşil elbisesinin duruşu, saçları ve yüzü bu gece, o odada neler yaşandığının en belirgin özetiydi. Asansöre bindi ve gitti. Bense merdivenlerde kök salmış bir şekilde duruyordum.

Zorla da olsa kendime geldim ve merdivenlerden inmeye başladım. Mutfağa inip dolaptan, büyük bir bardak soğuk su içtim.

Sonuçta Aslan yetişkin ve zengin bir erkekti, böyle ilişkilerinin olması oldukça doğaldı ama bana yine de garip gelmişti. Bir şekilde utanmış ve üzülmüştüm. Evet saçma sapan düşündüğümü farkındayım ama sonuçta bu hayatımda ilk kez tanık olduğum bir sahneydi.

Ben az önce içeride becerildim, sıfatıyla ortada gezinen insanlarla sürekli karşılaşmıyorduk sonuçta. Cinsellik yetişkin işi gibi bir şeydi, yani bana uzak ve yabancı bir olay. Belkide kendimdeki bu eksiklikten dolayı utanmış ve üzülmüştüm, bilemiyorum gerçekten bilemiyorum. Hissettiğim duyguların hiçbir açıklaması yok.

Odama girdim, neredeyse aydınlanmak üzere olan karanlık gökyüzüne bakarak yatağıma girdim. Yatağa yatmayıp, adeta kendimi yatağa attığım için yataktaki bedenle çarpışmam kaçınılmaz bir son oldu.

Neredeyse Aslan'ın bedeninin tamamen üzerine atmıştım kendimi. Onun yatakta olduğu bilmediğim için, korku ve utancı da bir arada yaşıyordum. Aslan hiçbir şey söylemeden beni kollarının arasına aldı. Şu anda nedensizce büyük bir utancın içindeydim.

Neden benim yanıma gelmişti ki? Iyy acaba yıkanmış mıydı? Burnuma, ondan oldukça hoş bir koku geliyordu ama bu temiz olduğunun belirtisi değildi.

''Ben tüm dünyanın bana ait olduğunu zanneden bir avcıyım'' dedi kulağıma doğru fısıltıyla. Aslan sürekli afallamama neden oluyordu. Söyledikleri ve yaptıklarıyla her zaman fark yaratıyordu. O bir aslan mıydı bilemiyorum ama bambaşka bir insan olduğu ortadaydı.

''Ve Eylül sen benim peşinden koşmaktan zevk aldığım, avımsın'' bana avımsın demişti. Onun avı...

Aslanlar tüm hızlarıyla avlarının peşinden koşarlar. Bazen zevk aldıkları için, avlarının çaresizlikle koşuşlarını izlerlerdi. Bazende avı yormak için peşinden koşarlardı. Aslanın tüm bu çabalarının nedeni kuşkusuz avlanmaktan başka bir şey değildi. Bu muhteşem avcılar elinde sonunda peşinden koştukları avı, avlarlardı.

Çünkü Aslan'ın fıtratı buydu. Hiçbir aslan onu sevdiği için koşmazdı avının peşinden. Koşmasının nedeni avını yemek, yok etmek... içindi. Aslan'la henüz koşuş evresinde olduğumuzu biliyorum ve beni elinde sonunda yakalayıp yok edeceğini de..

Bunu asla unutmamalıydım. Bana olan ilgisini asla yanlış anlamamalıydım! O beni mahvetmek için peşimden koşuyordu ve sonunda.. Sonumu şimdiden kabullenmeliydim.

O gece hiçbir şey söylemedim. Zaten Aslan'da daha konuşmadı. Uyuyana kadar nefes alışını dinledim ve gözlerimi kapatıp onun güçlü vücudunu yanımda hissettim.

KARANLIĞIN YÜZÜ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin