Bana her baktığında gözlerini dünyaya ilk defa açıyormuşsun gibi bakmanı seviyorum... Cümledeki anlam açık ve netken, benim iki gündür bu cümlenin üzerinde düşünmem ve yeni anlamlar çıkarmam kesinlikle mantıklı değildi.
Bana bir şekilde seni seviyorum demişti. Gözlerimi ya da bakışımı... Önemli olan onun bende sevdiği bir şey oluşuydu!
Aynanın karşısında kendime baktım. Mantığın nerede Eylül? Elimde tuttuğum krem kutusunu aynadaki görüntüme atmamak için tırnaklarımı etime batırdım. Düşündüklerime bak.. Ben gerçekten zavalıydım. Acınası durumdaki zavallı.
Şu halime bir bak. Adam bana, seni kendi zevkim için yanında tutuyorum, emeğimi yanlış anlama demişti; Oyuncağımsın ama asla daha fazlası değilsin dediği halde; ben ne yapıyorum? Onu seviyor ve onun da beni sevmesini bekliyordum... Beklemekten de korkuncu onun da beni sevdiğini düşünüyordum... Ben hiçbir zaman bu kadar düşmemiştim.
Bir de adam berbat birisiydi. Uyuşturucu satıyordu, kim böyle birini sevmek ister? Hissettiklerim ve düşündüklerim kesinlikle bir yanılmacadan ibaret... Resmen yalnızlığım beni bu yola itmişti. Sevgi ihtiyacından böyle saçma düşüncelerin içine düşmüştüm. Ben Aslan'ı seviyor olamazdım.
Her şeyi kenera bıraktım, bana işkence edip yanında zorla tutan ve mantığı olmayan bu adamı sevemezdim! Mantıklı değildi çünkü.. Alnımı aynaya yaklaştırdım ve sertçe vurdum. Kendimle olan iç çatışmam sonucu, biraz olsun mantıklı düşündüğüm için sevinmiştim.
Ben Aslan'ı sevemezdim o beni kaçırmıştı. O bana kötü davranıyordu. O bir uyuşturucu satıcısıydı... Bu olumsuz listeye eklenebilecek binlerce madde daha vardı kuşkusuz.
Ben Aslan'ı sevemezdim çünkü Tarık vardı. İki aydır benden haber beklerken, kimbilir ne hale gelmişti. Tamam kabul ediyorum ona tutkulu bir şekilde bağlı değildim ama o benim ilkimdi. Her zaman yanımdaydı ve beni benden daha iyi tanıyordu. En önemlisi o beni koşulsuzca seviyordu. Onun sevgisi öylesine çoktu ki.. Benim ona sevme nedenim de buydu, onun sevgisi ikimize de yetiyordu...
Onu unutamazdım, bunu ona yapamazdım. Elime geçen ilk fırsatı değerlendirmeliydim! Bunu bu zamana kadar yapmamış olmam hataydı! Bu korkunç adam, zihni fonksiyonlarımı her şekilde etkilemişti. Ben Tarık'ı seviyordum. Aslan'a aşık olduğumu nasıl sanmıştım..
Aynada kendime son bir kez baktım. Ayak bileğime kadar uzun(!) elbisem, balık medel olduğu için bel kısmını düzelttim. Bu akşam oldukça iddaalı hazırlamıştı kızlar beni. Bordo bir elbise, bordo ruj, derin bir göğüs dekoltesi, sarkık küpeler..
Ayağımdaki topuklulara yüzümü buruşturarak baktım. El çantamın, diğerlerine göre biraz büyük olması, bu gece şansın benden yana olacağını mı gösteriyordu? Dolaptaki en hafif babetleri aldım ve çantanın içine özenle koydum.
Dik duruşuma özen göstererek odamdan çıktım ve merdivenlerden indim. Dakikalar öncesine kadar Aslan'ın bana söylediği o cümleyle, aşk dolu dakikalar yaşayıp kendimden geçerken, bu kararı alıp zihnimden onu nasıl attığımı bilemiyorum. Dengesiz biri miydim ben?
Havalar soğuduğu için üzerime siyah bir pelerin giydim. Aslan arabadaydı, Hakan ile arabaya doğru yürüdük. Hakan kapımı açtı ve elbisem dar olduğu için koltuğa oturmam biraz zaman aldı. Aslan tabletinden bir şeyler okuyordu.
Gelişimle hiç ilgilenmemişti bile. Onun benimle ilgilenmemesine alışkındım. Aslan'ın üzerinde beyaz gömlekten oluşan bir smokin takımı vardı. Gömleğinin siyah parlak düğmeleri, takımına ayrı bir hava katıyordu.
Görüntüsü herkes tarafından beyenilecek ve etkilenecek kadar güzeldi. Bir yanım delicesine ona aşık olduğumu söylerken, diğer yanım onun sadece gücünden ve görüntüsünden(!) etkilendiğimi söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN YÜZÜ (TAMAMLANDI)
General FictionTüm dünyanın ona ait olduğunu zanneden bir avcının hikayesi... Yalnızlığından güçlenen, karanlıkta avlanan, bedenini başkalarının acılarıyla besleyen bir sadist. Hüznün şarkısını fısıldayarak gelen bir Eylül... ~~ஐ ''Karanlığından ne zaman çıkaca...