BÖLÜM36 ''CEREN'İN GİDİŞİ''

27K 1.4K 179
                                    

Bölüm için dün gece, önceki bölümlere bakmam gerekti. Worde  260 sayfa olmuş hikaye.. Bir arkadaşımın demimiyle ''bayağı uzatmışsın'' :d

Neyse ya ben buraya neden yazmıştım. Kar tatili hediyeniz, upuzun.. Sevinçle okursunuz umarım.  Bazı okuyucularım var öldüler galiba, şu anda isim vermicem ama bir dahaki bölümde liste çıkarıp onları ifşa edeceğim, şimdiden söyliyim. :)

Artık susayımda, sizde benden iyice soğumayın. İyi okumalar.

~*~

İki gündür bitik bir haldeydim. Acım gün geçtikçe artıyordu. Iki gündür odamdan yemek yemek dışında çıkmıyordum. Aslan'ın normal bir ilişkimiz varmış gibi eve gelip, bana hiçbir şey yapmamış gibi davranmasına dayanamıyordum artık.

İki gün boyunca düşündüm. O okuduğum sözü düşündüm. Damla... Onda büyük yıkımlar oluşturan kadındı. Onu bu hale getiren nedendi. Onu çok sevmişti... ama eksik olan şeyler vardı hala.

Aslan'ın özel hayatına karşı takındığı tavır, oldukça sertti. Ona hiçbir şey yapamazdım, yarasını öğrenemediğim sürece. Belkide buradan gidebilme anahtarım o eksik hikayedeydi.

Sorular o kadar fazlaydı ki... Aslan neden bu haldeydi? Piyanoyla ne kötü anısı vardı? O gemideki kızla yani Damla'yla hiç görüşememiş miydi? Ya da yıllar sonra onun izini bulmuş muydu? Belki de kader onları karşılaştırmıştı? Üst kattaki kapalı odada ne vardı? Sorular daha da arttırılabilirdi.

Belki de bu soruların hepsinin birden tek bir cavabı vardı. Hepsi aynı sonuca çıkıyordu, Damla'ya. Eğer böyleyse bu kız ona ne yaşatmıştı? Sorular beynimde çığlık çığlığaydı.

Peki ben... Ben bu hikayede neydim? Yalnızca bir oyuncak mıydım, yoksa bir rolüm var mıydı?

Kapım tıklatıldı. Şaşkınlıkla kapıya baktım. Nigar Hanım sevecen bir ifadeyle bakıyordu bana. Öğle yemeğini yeni yemiştim, odama neden gelmişti?

''Ceren Hanım, salonda sizi bekliyor''

Şaşkınlığım daha da arttı. Kalbimde oluşan sıcaklıkla derhal salona gittim. Ceren camdan bakıyordu, beni duyunca gülümseyerek arkasını döndü.

İhtiyaç duyduğum bir sıcaklıkla ona sarıldım. İçimin Ceren'e bu kadar bağlanması, bu şartlarda oldukça garipti. Aslında şartlar düşünüldüğünde en normali Ceren'di.

''Nasılsın Eylül?''

Ona yalan söylememe gerek yoktu.

''İyi değilim'' dedim.

Saçlarını özensizce toplamıştı. Üzerinde beyaz boğazlı bir kazak vardı. Yüzüne bolca sürülmüş fondaten ve kapatıcılar yakından bakıldığında fark ediliyordu.

''Peki ya sen nasılsın?'' diye sordum.

Alt dudağı titredi. Camdan dışarı baktı ve güç toplamaya çalıştı. O an farkettim ki, Ceren fana halde çökmüştü. Onu ilk tanıdığımdaki ışıltısı sönmüştü. Dik duruşu, yerini koca bir sıkıntı kamburuna bırakmıştı.

''Ölüyüm Eylül'' dedi gözlerimin içine bakarak.

Oturduk. Her an gidecekmiş gibi durduğu için, herhangi bir konu açamıyordum. Ondan bekledim bir şeyler söylemesini.

Konuşmak için dakikalarca kendine gelemedi. Artık korkmaya başlamıştım.

''Eylül ben sana bir şey söylemeye geldim aslında.'' gözlerimi ilgiyle ona yöneltim.

Sağ gözünden küçük bir damla süzüldü ve bana gülümseyerek baktı.

''Aslan'da seni seviiyor''

KARANLIĞIN YÜZÜ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin