2. SEZON 44. BÖLÜM

439 14 11
                                    

"Kumsal hadii uçağı kaçırıcaz!"
"Tamam tamam geldim." Uçağa bindik. Aslında hiç gitmek istemiyorum ama işte işler fln çok birikmiştir kesin. Hem annemleri de özledim. Yağmurumu fln.
"Uyansan diyorum artık."
"Of tmm ya." Uçaktaki uykumu bölerek uyandım ve indik.
"Özlemişim galiba." Dedim.
"Alperi mi?"
"Hayır! İstanbul'u."
"Ay aynen ya."
Dış hatlar terminalinden gln çıktık ve bilin bakalım kimi gördüm. Alper de terminalden çıkıyordu. Ben bunu sindirmeye çalışırken İlyas, Yağmur, Yusuf, Tuğba, abim, Aren ve Barış hepsi birden bana sarıldılar. Hatta Barış birden kucağına alıp döndürdü.
"Birtanem seni öldürücem nerdesin sen çok özledim seni!"
"Sen bide bana sor! Canımmmmm!"Tabi biz öyle çığlık atınca birçok kişi buraya baktı. Ben Alper bakıyo mu diye düşünüyordum. Onu özlediğimden değil. Özlemedim zaten. Ben onu özlemiş olmamam. Neyse.
"Ya şey..." Dedi İlyas. "Aslında bugün Alper de geliyor."
"Hmm. Gördüm. Geliyo hatta." İlgilenmedim. Hatta ben evlenmiştir diye düşünmüştüm. Atayla geliyolardı. O sırada kızlar beni götürdü. Arabada oturuyorduk.
"Bi gelemediler."dedim.
"Gelirler ya şimdi."
Sonra Alperler hariç herkes geldi.
"Ya hani söylemicektiniz geleceğimi?"
Dedim Denizlere. Çünkü biz sürpriz yapıcaktık. Ama tam tersi oldu.
"Valla ben suçsuzum." Dedi Deniz iki elini havqya kaldırıp.
"Bu hamilelikten midir nedir hissetmiş geliceğimizi. Aradı beni."
"Yani öyle olmuş olabilir azıcık." Dedi ve hepimiz güldük. Bize gelmiştik.
"Annemler biliyo mu?"
"Yok söylemedik."
"İyi iyi." Kapıyı çaldım.
Erdinç abim açtı kapıyı.
"Güzelim!"
Dedi ve bir anda kucağına alıp döndürdü. Hiç beklememiştim doğrusu Erdinç abimden.
"Erdinç kim geldi!"
"Gel anne gel."
"Kumsal! Çok özledim seni!"
"Bende annem. Bende."
"Bak bak Meriç Aren Tuğba? Söylemediniz bir de bana?"
"Sürpriz oldun istedik sana. E hadi kapıda kaldık. İçeri geçelim."
"Geçin içeri."
"Baba?"
"Kızım!"
"Nerelerdesin sen!"
Güldük falan.
"Ayy!"
"Aşkım noldu iyi misin!"
"İlyas!" İlyas bişey oluyo! Böyle sancı olmamıştı daha önce!"
"Çabuk hastaneye!"
"Çocuklar nereye!"
HASTANEDE:
İlyas çok kötü durumdaydı. Üçlü koltuk vardı ve ben ortada oturuyordum. Bir tarafımda İlyas vardı. Sonra diğer tarafa biri oturunca baktım. Alperdi.
Kalktım. İlyas'ın diğer yanına geçtim. Alper de mesajı almış olacak ki,
"Ben burdayım kardeşim."
Dedi be kalktı.
2 SAAT SONRA:
"Yağmur YALÇINTAŞ ve yakınları?"
"Biziz."
"Geçmiş olsun. Ameliyatımız iyi geçti. Birazdan normal odaya alıcaz."
"Evvvvvvetttttt!"
"Oh beeeeee!"
"Şükürler olsun!"
"Yaşasın!"
Herkes birbirime kim olduğuna bakmadan sarılıyordu. Ben de sarıldım.
Ve sarıldığım an geri çekildim. Çünkü Alper'e sarılmışım. Feri çekildim hemen.
2 HAFTA SONRA:
Aslında pek düşünmemiştim ama sanırım artık büroya gitmem gerekiyordu. Tüm cesaretimi toplayıp herşeyin başladığı yere gittim. Büroya adım attığım an herkes koşup bana sarıldı. Müzik falan çalıyordu. Alper de odasının kapısındaydı.
"Kumsal hanım geldi!"
"Kumsal hanım!"
"Kumsalcım!"
"Kumsal hoşgeldin bitanem!"
"Canııım!"
Be Deniz,
"Güzellik!" Dedi. Alper hiç biley dememişti. Bakma o zmn. Hepimiz ağlıyorduk. Deniz ayarlamış ortamı.
"Artık burdayım... İyileştim mi bilmiyorum İnan'ın Bunu zaman gösterecek... Ama bilin ki... sizi seviyorum."
"Bizde sizi!"
"Bizde!"
"....."
"....."
Uzun bir zaman sonra odama girdim.
En son burada Alperleydim. Birlikte yazdığımız Notlar duruyordu ve ben bunları elime alıp ağlamaya başlamıştım. Sonra kapı açıldı. Bakmadım.
"Atmamışsın onları." Dedi.
"Odama girmemiştim."
"Girsen atardın yani?"
"Konu bu Yani?"
"Çok aradım seni."
"Telefonum kapalıydı bütün  yaz."
"Nerdeydin?"
"Bir önemi var mı?"
"Tabi canım ne önemi var? Alper orada yıkılmış ağlarken Kumsal gidiyor ama bunun ne önemi var? Alper koskoca 3 ay Kumsal'ı her gün arıyor ama bünün ne önemi var? Alper delirmek üzere ama bunun ne önemi var?! Alper nefes alamıyor ama bunun ne önemi var?!"
"Senin yüzünden. Bize Bunları yapan sensin. Bizi bu hale getiren sensin ama şimdi Kumsal Alperi bırakıp gitti oluyo dimi!"
"Dinleyebilirdin."
"Neyi dinleyecektim? Kızının annesini mi Al-"
"Kumsal!" Kükremişti adeta.
"Orada bir saat daha kalsaydın beni dinleseydin eğer o kızı Ceren'in göndermiş olduğunu öğrenecektin!"
"Ne!"
"Ama sana biley diyim mi artık peşinden koşmaktan yoruldum. Benden bu kadar. "
"Şimdi de sen mi kaçıyorsun!"
Birkaç saniye durdu ve odadan çıktı.
1 HAFTA SONRA:
"İnanmıyorum ya başka kişi mi yok!"
"Maalesef Efendim."
"Tmm çıkabilirsin." İki yılda bir yaklaşık 2 aylık seminerlerimiz oluyordu ve buna belli bürolardan temsilciler katılıyordu. Bizim bürodan da Alperle ben seçilmiştik.
ERTESİ GÜN SEMİNERDE:
İkimiz de ayrı gelmiştik. Ama aynı büroyu temsil ettiğimiz için yan yana oturmak zorundaydık.
"Günaydın." Dedi.
"Günaydın."
"Çok güzel olmuşsun."
"Saol."
"Evet Arkadaşlar merhaba bugün her iki senede bir tekrarlanan seminerimizle karşınızdayız.........................,,,,,................................"
ERTESİ GÜN;
"Ne giyicem ben ya offg!" Neyse bitşeyler bulmuştum. Bordo salaş bir kazakla deri mini etek giydim.
"Tuğba düzleştiricim nerde!"
"Benim odamda!"
"İt!" Dedim gülerek.
"Tabiki her zmn." Dedi o da gülerek.
Saçımı fln düzleştirdim be makyajımı yapıp çıktım. Alper benden önce gelmişti.
"Bir dk bir dk o ne?!" Dedi sinirlenip.
"Ne var ya?"
"....................."
5 YORUMDA YENİ BÖLÜM GELECEK.

Alper'le hayal et Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin