"Abimin sevgilisi, kankaların birtanesi gelmiş!" "Ne?!" Dedi herkes aynı anda. Ve Alper'e "Doktorun yanına gidelim." Dedim. "Tamam." Dedi.
"Merhaba biz Yusuf Erozer in durumu nasıl diye soracaktık. Sanırım herşeyi hatırlamıyor." "Aa evet Yusuf beyin düşerken kafasına aldığı darbe ile bir hafıza kaybı yaşayabilir." "Bizde aynen onu soracaktık. Peki ne kadar sürer bu hafıza kaybı?" "Belli bir zamanı yok. O yüzden size 2 ay, 3 hafta gibi belirli bir zaman söyleyemem. Ne zaman hatırlarsa." "Ne! Of bittik biz." Dedim. "Peki teşekkürler." Dedik ve çıktık. Yusuf'un odasına giderken Alper elimi tuttu. "Napıyosun?" "Sevgilimsin ya hani. Elini tutuyorum." "İyi." Odaya girdik ve herkes elimize baktı. Sonra Yusuf, "Abi ya doktor elini hareket ettir diyor. Evden PlayStation ı getirsenize. Bir de yiyecek birşeyler getirin Kumsalla." Birbirimize baktık ve ben tam 'gelmem' diyecekken Alper, "Tamam." Dedi ve çıktık. Kapıdan çıktığımız an Mert'i gördük. O da elimizi. "Kumsal? Alper?" "Evet aynen anladığın şey." Dedi Alper ve hastaneden çıktık. "Mert'e neden gıcıklık yapıyorsun?" Ses yok. "Alper." "Hı." Mert'e neden gıcıklık yapıyorsun?" "Çünkü onu sevmiyorum." "Neden?" Ses yok. "Of Alper ya." Eve gelmiştik. Yusuf'un odasına girdim ve PlayStation'ı aldım. Alper de mutfaktaydı. "Napıyorsun?" "şşşt babam duyacak. Bilmesin o şimdi. Üzülecek boşu boşuna." "Tamam napıyosun?" "Şurada kurabiyeler vardı onları alıyorum." Tamam. Kurabiyeleri alıp evden çıktık. Hastanedeydik. "Al bakalım 🤔 kanka." "Sağol kanka." "Al." "Ne kadar kibarsın abi." Ses yok. 2 AY SONRA: Yusuf hâlâ hatırlamıyordu. Alper'lerde otururken yanıma İlyas geldi. "Sana birşey söylemem gerekiyor kankam." "Söyle Canım." "Ben... ben Yağmurdan hoşlanıyorum." Çığlık atmıştım. "Dur sus şimdi biri gelicek." "Tamam ben ayarlarım sizi merak etme." "Söylemeden nereden bildin?" "Kankalık iç güdüsü." Diyip güldüm ve göz kırptıktan sonra Yağmurun yanına gittim. "Napayon?" "İyi sen napayon?" "İyi." "Ee bu akşam kulübe gidelim mi?" "Olur ben söylüyorum herkese." "Tamam canım." Dedim ve koşarak İlyas'ın yanına geldim. "Kanka bu akşam saat 21:00-21:30 araları söyleyebilirsin." "Ne?" "Yağmura diyorum bu akşam kulüpte söyle." "Tamam ama nasıl söyleyim? Romantik bir şey olsun istiyorum." "Şarkı?" "Akşama kadar nasıl yazıcam şarkıyı?" "O da senin romantiklik seviyen hadi öptüm bay." Dedim ve yanağından öpüp odadan çıktım. AKŞAM KULÜPTE: Karaoke saati gelmişti. Kumsal'ın kıyafeti:(pek belli olmuyor ama)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İlyas bir anda sahneye çıkıp gitarıyla birşey çalmaya başladı ve arkadaki çalan kişilere de nota kağıdı verdi. "Şarkımın adı Yağmur. Ve bu şarkıyı bugün 2 saatte çok özel bir kişiye yazdım: Yağmur Buluter." Dedi ve bir alkış koptu. (Şarkı multiciğimde) Yağmur sahneye çıkıp İlyas'a sarıldı. "👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏💕💕💕" Bu akşam böyle bitmişti. Eve vardık ki varmaz olaydık. Çünkü... (Arkadaşlar birazcık yorum istiyorum lütfen 🙏🏻 🙏🏻🙏🏻🙏🏻)
