Bölüm 18

563 11 4
                                    

O fotoğraftaki kız oradaydı. Cerenciğim (!) herhalde. Daha kötüsü elinde kadeh vardı. Ben bunları camdan görmüştüm ve Alperin açıklamasını merak ettiğim için kapıyı çaldım.
"A-aşkım?"
"Alper. Naber aşkım?" Dedim ve bilmiyormuş gibi içeri girdim.
"Aa aşkım misafirin varmış söylemedin."
"Misafir değilim tatlım. Alperin kız ar... arkadaşıyım sadece."
"E hoşgeldin o zam..." diyecekken Alper kolumdan tutup odasına çıkarttı beni.
"Aşkım dinler misin lütfen?"
"Ee hangisi ile başlayacaksın aşkım? Yalan söylemenle mi? O kızın bana az daha 'Alperin kız arkadaşıyım.' Demesini mi? Yoksa kadeh tokuşturmanızı mı? Belki de bütün akşam bana yalan söyledin? Ama artık ne açıklayacağını da merak etmiyorum çünkü umrumda değilsin."
"K-Kumsal!" Derken ben evden kapıyı vurup çıkmıştım. Arabamın içinde kendi kendime ağlıyordum. İlaçlarımı içmem gerekiyordu böyle ani durumlar yaşadığımda. Ama bulamıyordum. Arabanın camları açıktı. Bayılmak üzereyken Alperin sesini duyuyordum:
"Aşkım kendine gel! Bebeğim iyi misin?"
Daha fazla duyamadım ve bayılmışım.
Gözümü yine o ilk bayıldığım gün ki olduğum odalardan birinde açtım.
"A-aşkım İyi misin?"
"Alper..." der demez odaya doktor girdi.
"Kumsalcım nasılsın?"
"Başım... Off sanki böyle.... çok içip sızmışım ve ardından..." sözümü tamamlayamadan, "Uyanmışsın gibi? Değil mi?"
"Evet, aynen öyle."
"Kumsalcım seni üzen ne varsa artık hayatından çıkarman lazım."
O an Alper'e baktım. O da kendini suçlu hissediyordu. Tabiki de hâlâ kızgınım. Ama... Neyse. Doktor sa odadan çıktı.
"Aşkım çok özür dilerim... Aşkım lütfen... Ba..." lafını kestim.
"Ö-önemli değil. Zaten ilacımı bulamamamıştım. O yüzden y-yani."
"Birbirimizi kandırmanın hiçbir anlamı yok Kumsal."
"Kandırdığım falan yok. Şimdi zaten bizimkiler de geliyordur. Onlar gelene kadar biraz uyuycam ben."
"Peki." Dedikten sonra odadan çıktı. Aslında onu üzmek istemiyorum ama elimde değil kalbim kırıldı. Yağmurun sesiyle açtım gözümü.
"Birtanem sana ne oldu ya?"
"Hiiç. Hiç birşey. İşte kafamdaki AVM arada hatırlatıyor kendini. Demeye çalışıyordum. Gözlerim yaşlı ve ben gülerken. Meriç abim gelip sarıldı bana.
"O kadar laf söyledin tabii kafa kalır mı?" Dedi. Beni güldürmeye çalışıyordu. Neyse falan sonra Alper girdi içeri çay almış herkese.
"Uyandın mı?"
"Evet."
"İyi misin peki?"
"Hı Hı iyiyim. Neyse ya taburcu olmayacak mıyım ben?" Derken içeri doktor girdi.
"Evet Kumsalcım herkesi burada yakalamam iyi oldu çünkü artık birşeyler değişecek. Artık ruhen fazla üzülmemen gerekiyor. Bence sen sana huzur veren birisini al ve güzel bir yere git."
"Peki."
"Ben çıkış işlemlerini hallediyim." Dedi abim. Neyse çıktık ve direkt Eve geldik.
Yağmur telaş yapıyordu.
"Gel ben buraya yastık da koydum hem... hatta beraber mi gitsek tatile hı?"
"Canım benim telaş yapma, iyiyim ben."
"B*k iyisin." Dedi abiciğim (!)
Sonra kapı çaldı ve şaşırdım çünkü kapıyı Meriç abim açtı. Benim jeton geç düştü. Aren gelmişti o yüzden o açmış kapıyı. Neyse.
"Bak ne diyeceğim. Biz tatile gidiyoruz ya sen de gel."
"Ben sizin yanınızda tek napıcam?"
"Alper de gelsin. Yani işin yoksa Alper? Değil mi Meriç?"
"Hıı."
"Abimi çekemem şimdi orada ben."
"Kumsal!"
"İyi çok ısrar ettin hadi kıramadım hadi."
"Gerizekalı ya." Dedi ve güldü.
Alper "Bana da uyar." Dedi.
Abim Alperin kolundan tutup koridora götürdü.
"Bana bak lan eğer seni orada Kumsal'a yakın görürsem bittin oğlum sen... Tamam mı?"
"Tamam abi olur." Dedi ve güldü.
"Hadi o zaman içeri geçelim."
"İyi." Neyse bavulları falan hazırladık. Bu arada İlyas'la hâlâ konuşmuyoruz. Yani o konuşmuyor. Hastanede sadece odada durdu o kadar. Şimdi de işi varmış. Çok inandım. Öyle çok özel bir yere gitmiyoruz. Çeşme'ye gidiyoruz. Bize de uçak bileti aldık.
"Kumsal o bikini olmaz."
"Alper bavul boş kaldı senin yüzünden yeter cidden."
"Kızım hep açık şeyler koymuşsun sonra diyosun Alper bavul boş!"
"İyi. Sen de git hazırlan benc..."
"Efendim Ceren?"
"...."
"Hayır İstanbul'da değilim."
"....." onlar konuşurken odadan çıktım.
"Konuşmaları" bitmiş olacak ki Alper mutfağa yanıma geldi.
"Kumsal."
"Hı."
"Özür dilerim."
"Neden acaba (!)"
"Seni üzdüğüm için."
"Sen özür dileyince zaman geri gelmiyor maalesef Alper."
"Bak biliyorum. Çok kızgınsın, kırgınsın, üzgünsün haklısın da. Özür dilerim affet beni."
"Neyse ya Abimler nerede?" Dedim ve mutfaktan çıktım çünkü konuşmak istemiyordum. Ama şu an karşımdaki görüntüyü de görmek istemiyorum.
"Ohaa!"

Alper'le hayal et Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin