"Kızlar siz bu aralar çok yalnız takılıyormuşsunuz yani..." "Yani???" "Yani bunun biraz cezası demeyelim de Kumsal sen bürodan eve hatta dosyalarını eve getirt evden çalış, Tuğba gülme kızım. Sen de evden okula,okuldan eve." "Ama baba olmaz ki böyle?!!!!" Dedi Tuğba. "Ay noldu starbuckslara gidip story atamayacakmıymış benim kardeşim!" Dedim ve kahkaha atıp, "Baba bizi eve kapatıyorsun bildiğin hem... zaten biz kötü bir şey yapmıyoruz ki." "Konu bu kadar Kızlar." "Anneme de sordun mu?" Duraksadı ve "Evet annenizin de haberi var." "İyi. Ama annem böyle bir çözüm bulmaz." Dedim ve odadan çıktım. Çıktığımda Meriç abim gıcık gıcık gülüyordu. "Gıcık!" "Ay ay ay benim küçük kardeşlerim sinirlenmiş mi bakayım?" "Ha ha ha çoook komik!" Gıcık ya. Odama girdiğimde Alper arıyordu. 'Efendim aşkım?'
'Napıyosun sevgilim?'
'Hiiç. Oturuyorum öyle. Sen?'
'Seni düşünüyordum ben de. Bu akşam çok güzeldin.'
'Yaa. O zaman sana kötü bir haberim var.'
'Ne?'
'Emir büyük yerden. Bu -yani 1-2 hafta bir yere gelemiycem.'
'Neden?' Olanları anlattım.
'Ben gelirim o zaman.'
'Yha ciddi misin?!'
'Evet.'
'Tamam o zaman yarın sabah büroda ol sevgilim.'
'Tamam bebeğim.Uyu sen iyi geceler.'
'Sana da aşkım bye bye.' Dedim ve telefonu kapattım. Sabah uyandım ve yaklaşık yarım saat dolabın içine boş boş bakıp birşeyler giydim. -Multimedyada- Evden çıkıp büroya sürdüm. Odama girdim. "Günaydın sevgilim." "Aa geldin mi? Sana da günaydın sevgilim." "Ee bugün ne yapmak istersin?" "Valla bugün birşey yapmak istesem de yapamam. Of çok saçma ya ben onu videoya çekiyodum diye Tuğba'yla beni babama söylemiş." "Hmm. Biz de burada birşeyler yaparız." Dedi ve sarıldı. Ben de ona sarıldım. "Neyse hadi Alper bey bana dosyaları getir. Buradan çık yan odada. Çok yok zaten ne kadar dosya varsa getir." "Oldu başka isteğiniz?" "Şu anlık yok. Dosyaları getirmeniz yeterli." "Öyle demek?" Dedi gülerek. "Öyle. Dosyalar nerede ama Alper Bey hadi." Dedim gülerek ve odadan çıktı. Geldiğinde, "Bunlar mı?" "Evet. Teşekkür ederim." "Şimdi bir şey değil diycem ama yalan olucak. Valla bu dosyaları getirmek benim için çok zordu. Bir öpücük alırım senden." "İyi." Dedim ve yanağından öptüm. Bu sefer sinsilik yapmadı. Sonra o beni yanağımdan öptü. Neyse bütün gün öyle oturduk konuştuk falan sonra Alper, "Akşam ben izin alayım bana gel." "Olur aslında. Hem hadi benim işim bitti gidelim." Kahkaha attı ve, "Sanki bütün gün böyle dememi bekliyor gibiydin." Dedi. "Ama şimdi ben evde sıkılırım ben." "Tamam tamam." Dedi be Eve gittik. "Ee merhaba nasılsınız Faruk bey?" "İyiyim Alper. Sen nasılsın bakalım?" "İyiyim efendim. Aslında ben şey için geldim. Yani Kumsal'ın da haberi yok. Bugün bana gelse izin verir misiniz acaba?" Ben de o an içeri girip Alperin geldiğinden haberim yokmuş gibi yaptım. "Aaa Alper sen mi geldin?" Diyip sarıldım falan neyse. Düştüğümüz durumlara bak ya. Neyse babama döndüm ve, "Ha ben konuşmanızı mı böldüm?" "Peki gidebilirsiniz. Tabi Kumsal da isterse." "Neyi?" Falan dedim ve hazırlanıp evden çıktık. Kumsal'ın kıyafeti:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alper'e gelmiştik. "Evet sevgilim ne yemek istersin?" "Bilmem aklımda hiç birşey yok. Şefin önerileri ne acaba?" "Hmm. Bir şefiniz olmadığı için o konu gizliliğini koruyor." Dedi ve ikimiz de kahkaha attık. Neyse sonra -baktık evde beslenmek için hiç birşey yok ki ben de çok iyi anlarım bu konulardan jsjsjsj- markete gittik. "Aşkım binecek misin market arabasına?" "Aşkım herkes bize bakar şimdi. Filmlerde değiliz." "Ha taşınamamandan korkmuyorsun yani?" "Tabiki korkmuyorum. Hem ben, yani gayet de normal ağırlığımdayım yani." "Tamam sevgilim." "Sen beni gaza mı getirmeye çalışıyorsun Alper Erozer?" "Yoo." "Bence de öyle olsun atacaklar yoksa marketten bizi didişmeden." "Ama didişilen kişi sensin." "Bu iltifatını sonra kabul edicem. Hadi." "Tamam tamam." Dedi ve önümüze baktığımızda bir çift göz bize bakıyordu...
