50.BÖLÜM *NE OLUR GİTME*

17.3K 977 368
                                    

İyi okumalar.

Medyada Anıl🌸

Can'ın Ağzından

Emre arabayı meslek lisesinin önünde durdurunca arabadan indik. Dolunay sinirli bir şekilde bize doğru gelip konuşmaya başladı.

"Ya siz ne hain arkadaşlarsınız. Neden beni beklemediniz?"

Anıl'la birlikte gelsin diye onu orada bırakmıştık. Yine zehir gibiyim. Neden? Çünkü Dolunay arabaya bincekken izin vermeyip kapıyı kapattım. Onu, azıcık da olsun itmiş olabilirim.

"Bilerek yaptınız değil mi?"dedi homurdanarak.

"Hayır."dedim gülerek. Bir şey demeden önden yürümeye başladı. Diğerleri de onun peşinden ilerleyince ben de Kıvırcığıma döndüm. Tedirgin bir şekilde okula bakıyordu. Kaşlarımı çatarak ona doğru ilerledim.

"Kıvırcığım? Bir sorun mu var?"

"Can..."dedi yutkunarak.

"Ece, sen iyi misin?"dedim koluna dokunarak.

"Biz neden bu okula geldik Can? Başka meslek lisesi yok muydu?"dedi.

"Ece ben hiç bir şey anlamıyorum? Ne oldu?"dedim sinirlenmemeye çalışarak.

"Anlatacağım ama şimdi değil Can. Senden istediğim tek şey beni yalnız bırakma tamam mı?"dedi yalvaran gözlerle. Bir şey demeden kafamı salladım. Neler olduğunu anlamasam da üstüne gitmedim. Derin bir nefes alıp gülümsemeye çalıştım. Kolumu Ece'nin omzuna atıp onu kendime çektim. Birlikte okula doğru ilerledik. Bizimkilerin bir kaç öğrenciyle konuştuğunu görünce onlara doğru ilerledik.

"Evet haberimiz vardı, müdürümüz söylemişti. Müdürün yanına gitmenize gerek yok, ben size, sınıfınızın göstereyim."dedi bir çocuk. Çocuk önden yürümeye başlayınca biz onu takip ettik. Okulun içine girince bir çok öğrencinin bakışları bize döndü. "Siz kimsiniz oğlum?" bakışı atan öğrencilere ben de "Size ne la değişikler?"bakışı attım.

Kapısında 12-A yazan sınıfın önünde durunca çocuk bize döndü.

"Sizin sınıfınız burası. Bir sorun olursa ben hemen karşıdaki sınıftayım."diyerek yanımızdan uzaklaştı.

"Önce biz girelim sınıfa."diyerek Dolunay'ı, Anıl'a doğru itip Kıvırcığım ile birlikte sınıfa girdik.

Teneffüs olduğu için sınıf çok kalabalık değildi. Sınıftakilerin gözü -bir çoğu erkek- bize -daha çok Kıvırcığıma- dönünce Ece'yi kendime biraz daha çok çektim. Onlara sinirli bakışlar atarak boş bir sıraya geçip oturduk. Anıl ve Dolunay arkamıza, Emre ve Ahenk'de onların arkasına oturdu.

Zil çalınca sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı. Ben de Kıvırcığıma döndüm.

"Kıvırcık?"

"Efendim sevgilim?"diyerek bana döndü. Bu nasıl bir tatlılıktır? Bir şey diyecekken birinin beni dürtmesi ile arkama döndüm. Bir tane çocuk bana kaşlarını çatarak bakıyordu.

"Buyur bilader bir sorun mu var?"dedim ben de kaşlarımı çatarak.

"Burası benim yerim."dedi.

"Artık değil."dedim sırıtarak.

"Şimdi buradan kalkıyorsun yoksa kötü olur."dedi ve Ece'ye bakıp sırıttı.

"İstersen yanımda sen oturabilirsin Ece, eski günlerdeki gibi."dedi. Duyduklarımla Ece'ye döndüm. Kaşları çatık bir şekilde karşımdaki çocuğa bakıyordu. Ne yani bu çocuk Ece'yi tanıyor mu? Bu okuldan şikayet etmesinin sebebi bu muymuş? Ya bu çocuk Ece'nin eski sevgilisiyse? Ya bunların aşkı tekrar filizlenirse? Benim ponçik kalbim buna dayanamaz.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin