İyi okumalar.✨
Medyada Ece🌸
Can'ın Ağzından
Telefon yüzüme kapanınca bizimkilere döndüm.
"Emre arabanı alıyorum, siz de polise haber verin sonra oraya gelin. Peşimden gelmeyin. Yiğit'i orada döverken ayırmanızı istemiyorum."dedim.
"Saçmalama Can, birlikte gidelim."
"Hayır Ahenk. Anahtarı alayım."dedim elimi Emre'ye uzatarak. Anahtarı bana uzatınca elinden alıp odanın çıkışına doğru ilerledim. Arkamdan söylenmelerini umursamadan kapıya koşup dışarı çıktım.
Hızlı adımlarla arabaya doğru gittim. Kapıyı açıp arabaya bindim. Arabayı çalıştırınca derin bir nefes aldım. Sakin ol Can. Tamam buldun onu. Şimdi gidip onu kurtaracaksın ve her şey bitecek. Titreyen ellerimle direksiyonu tuttum ve gaza bastım. Araba kullanmayı biliyordum aslında ama eksikliklerim var. Emre'nin bir ara bana araba kullanmayı öğrettiği gün az kalsın denize uçmamızın sebebi de Emre'ydi. Çünkü sürekli şikayet ediyordu. Ben de onunla konuşayım derken dikkatim dağılmıştı ve az kalsın denize uçuyorduk ama benim suçum değildi.
Ana yola girince gaza biraz daha basıp hızımı artırdım.
Yiğit Ece'ye zarar verir mi ki? Bu düşünceyle hızımı biraz daha arttırdım. Ona bir şey olmayacak.
Yaklaşık 35 dakikanın ardından ormanın ortasında iki katlı bir evin önünde durdurdum arabayı. Arabadan inip koşarak kapıya doğru ilerledim. Kapının önüne gelince kapıyı yumrukladım. Kapıyı açan olmayınca bir adım geri gidip kapıya tekme attım ve kapı açılıp duvara çarparak gürültülü bir ses çıkarttı. İçeriye girip etrafa göz gezdirdim.
"Ece?"dedim bağırarak. Bir anda üst kattan Ece'nin çığlığını duyunca olduğum yerde durup kafamı merdivenlere çevirdim. Koşarak merdivenlere doğru ilerleyip üst kata çıktım.
"Ece?"dedim tekrardan bağırarak.
"Yiğit lütfen dur."
Ece'nin sesini tekrar duyunca sesin geldiği yere doğru ilerledim. Kalbim korkudan çok hızlı atıyordu. Kapının önüne gelince kapıyı açtım. Gördüğüm şeyle kaşlarım anında çatıldı.
Karşımdaki masada bir bilgisayar vardı ve Ece'nin sesi ondan geliyordu. Kandırıldım mı?
Bilgisayara doğru ilerledim. Yanındaki not dikkatimi çekince onu elime aldım ve okumaya başladım.
"Can DOĞAN beni hiç dinlemiyorsun. Ece'yi bir daha göremeyeceksin derken ben çok ciddiydim, boşuna uğraşma, o attık benim."
Notu hırsla elimde buruşturup yere attım. Bilgisayarı da alıp yere fırlattım. Öfkemi eşyalardan çıkartıyordum ama bu bile beni sakinleştirmiyordu. Ben Ece'yi, Kıvırcığım'ı istiyorum. Yatağın üstündeki saç tokası dikkatimi çekince yatağa doğru ilerleyip yatağa oturdum. Tokayı elime alıp burukça gülümsedim.
Nerdesin be Kıvırcığım? Bir süre boş boş elimdeki tokaya baktım.
Sıkıntılı bir nefes alıp cebimden telefonumu çıkarttım ve Emre'yi arayıp beklemeye başladım.
"Can? Buldun mu Ece'yi?"
"Hayır, kandırılmışız, geri dönün ben de geliyorum."dedim mırıldanarak.
"Tamam biz geri döneriz ama polisler gelsinler oraya. Belki bir şey bulurlar."dedi.
"Tamam."diyerek telefonu kapatıp ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Galiba Yiğit'in dediği doğruydu, Ece'yi bir daha göremeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)
Fiksi RemajaAhenk; gittiği yeni kolejde yaşadığı olaylar yüzünden, "Acaba bu koleje gelmekle hata mı yaptım?" diye düşünse de bu düşüncesini, "İyi ki bu koleje düşmüşüm." diye değiştiren birileriyle tanışır. Yeni okuluna, yeni arkadaşlarına, yeni düzenine karşı...