77.BÖLÜM *ÇİFTE SÜPRİZ*

12.5K 738 568
                                    

İyi okumalar.✨

Medyada Anıl🌸

Ahenk'in Ağzından

Emre arabayı çalıştırınca ben de arkama yaslayıp yolu seyretmeye başladım. Hayır ne alakası var, tabiki de Emre'ye bilerek teşekkür etmedim, unutmuştum.

"Üç yaşındaki çocuk bile buna inanmaz."
Sen gider misin?

"Hayır."
Peki.

Emre'nin telefonu çalınca hafif kafamı ona doğru çevirdim. Cebinden telefonu zorlukla çıkarttıktan sonra gözleri yolda olduğu için kim olduğuna bakmadan açtı.

"Efendim?"dedikten sonra karşıdaki ne dediyse gözlerini devirip telefonu bana uzattı.

"Al, Can seni istiyor."dedi homurdanarak. Can mı? Telefonu elinden alıp kulağıma doğru götürürüm.

"Efendim?"

"Kankaların en ponçik kalplisi, benim lahmacunlar kraliçem, benim en sevdiğim yengem, Emreaşkım'ın bir tenecik premsesi..."

"Kanka ne istiyorsun?"dedim gülerek.

"Aşk olsun kanka ben senden sadece bir şey isteyince mi sana iltifat ediyorum."

"Evet."dedim hiç düşünmeden.

"Sanki düşünsen fikrin değişecek?"
Sana cevap vermeyeceğim bakalım ne yapacaksın?

"Tamam öyle olabilir ama konumuz bu değil şimdi, kanka ben senden şey isteyecektim."

"Ney isteyeceksin?"

"Kanka Emreaşkım'a söylesen de o da yol üstü Kıvırcığım'ı alsa olur mu?"

"Can bunu Emre kabul etse ben kabul etmem, gidip Ece'yi evden kendin alıyorsun ve ben de telefonu kapatıyorum, senin deyişine göre ben tünele giriyorum kanka."

"Hain kanka."dedikten sonra telefonu yüzüne kapattım.

"Yine ne istiyor?"dedi Emre kaşları çatık bir şekilde.

"Öyle çok da önemli değil, boş ver."diyerek elimdeki telefonunu kurcalamaya başladım.

"Telefonumu alabilir miyim?"diyen Emre'nin sesini işitince hiç kafamı telefondan kaldırmadan cevap verdim.

"Yo ne münasebet."

Ondan sonra bir şey demedi. Ben de telefonunu karıştırmaya devam ettim. En son kiminle mesajlaşmış, sosyal medyada kimleri takıp ediyor, kimden mesaj var falan gibi şeyler.

"Kırk yıllık iç sesim böyle işsiz görmedim."
Kırk yıllık insanım böyle iç ses görmedim.
Susarsın böyle.

Kısa bir yolculuğun ardından araba durunca kafamı telefondan kaldırıp mekana baktım. Büyük bir mekandı, önünde bir geçit vardı ve geçit renkli ışıklarla süslenmişti. Arabadan inip Emre'nin yanıma gelmesini bekledim. Araba anahtarını valeye verip yanıma geldi. Elimdeki telefonu ona uzatınca gülümseyerek elimden aldı. Bir kolunu belime sarıp beni geçite doğru yönlendirdi. Ona ayak uydurarak bir adım önden yürümeye başladım. Geçitten geçip kapıdan içeriye girdik. İçeride sadede uzun masalar vardı. Üstlerine beyaz renkli örtüler serilmişti. Bir de dans etmek için boş bir pist vardı. İçeride bizim okulun öğrencileri dışında başka öğrenciler de vardı. Etrafta gözlerimi gezdirmeye devam edince Dolunay ve Anıl'ın köşedeki masada olduklarını gördüm. Emre'nin kolunu dürtüp Anıl ve Dolunay'ın bulunduğu masayı işaret ettim. Birlikte onlara doğru ilerledik.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin