İyi okumalar.✨
Medya🌸
Ahenk'in Ağzından
Zaman, sevdiğin bir şeyi yaparken çabuk geçer, sevmediğin bir şeyi yaparken neredeysen hiç geçmez.
6 yıl 'göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçmişti çünkü sevdiklerimizin yanında mutluyduk ve zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile olmamıştık' demeyi çok isterdim ama geçmedi, çünkü sevdiğim kişilerin yanında değildim.
Bu süre zarfı içinde olan şeylerden bahsetmek gerekirse önce üniversite hayatlarımızdan başlamak istiyorum. Çünkü benim için geçen en zor zamanlardı.
Ben, avukat olmayı çok istememe rağmen son anda kararımı değiştirip Emre'nin kişisel asistanı olmaya karar vermiştim, hayır tabiki de bu kararı vermemde Emre'nin hiç payı yok(!). Emre, Anıl ve Can zaten şirkette çalışıyorlar.
Üniversiteyi Emre'den uzakta bir şehirde okumuştum ve görüştüğümüz zamanlar da sadece yaz tatilleriydi, genel olarak sömestr tatillerinde vermemiz gereken sınavlarımız olduğu için tatil yapamamıştık.
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur sözü yerine göz görmeyince gönül daha çok özlermiş sözü bana daha doğru geliyor çünkü Emre'yi görmediğim her an onu daha çok özlüyordum ve ona olan sevgim daha çok artıyordu.
Ece ve Can'dan bahsedeyim biraz da. Ece konservatuvar okumuştu ve küçük bir yerde 15-18 yaş arası öğrencilere dans eğitimi veriyordu.
Onlar üniversite konusunda şanslıydı yani bize göre çünkü aynı şehirde fakat farklı ilçelerde farklı üniversitelerde okuyorlardı ama her zaman birbirlerini görme şansları vardı.
Şimdi sırada Dolunay ve Anıl var. Dolunay'da okul öncesi öğretmenliği okumuştu ve başına bir sürü ufak ufak veletleri musallat etmişti. Eğlenceli olmalı.
Herhalde üniversite konusunda aramızdaki en şanslı çiftler onlardı çünkü ikisi de aynı şehirde aynı ilçede farklı üniversitelerde okuyorlardı.
Son olarak da Asi ve Batu'dan bahsedeyim. Asi, Batu'nun ısrarlarına daha fazla dayanamayıp üniversite sınavına çalıştı ve bizden bir sene sonra sınava girip sınavı kazandı. O da üniversiteyi bitirip küçük bir kafe açtı ve şu an orayı işletiyor. Zaten Batu'da bir çok şirketin başındaydı.
Onların üniversite hayatı da bizimki gibiydi, farklı şehirlerde okumuşlardı. Tabi onlar sömestr tatillerinde görüşebilirlerdi fakat Asi sırf Batu yüzünden okuduğu için Batu'ya eziyet olsun diye görüşmek istememişti.
Dört, beş seneyi atlatıp hepimiz mesleklerimizi ellerimize aldıktan sonra kalan o bir senede neler olduğunu merak ediyorsunuz değil mi? Hemen cevap vereyim size.
Erkekler askere gittiler, evet askere gittiler, sonuçta bu bir vatan görevi. Emre ve Batu farklı yerlerde askerlik yaparlarken koskoca 81 ilde Can ve Anıl aynı yere denk düşmüştü, işte Anıl'ın şansı. Can askerde bizim yanımızda davrandığı gibi davranınca komutanından az dayak yememiş garibim.
Size söyleyeceğim son şey var o da Şükufe artık yok, çünkü üniversite sınavına girdikten sonra annem benim arada boş boş etrafa bakıp kendi kendime güldüğümü görünce haliyle korkmuş kadın. O sıralarda Şükufe'yle konuşuyordum. Sonra annemin zoruyla psikoloğa gittim ve iyiki de gitmişim çünkü kafayı sıyırmama gerçekten az kaldığını söylemişti doktor, neyseki onu da atlamıştım ve artık normal insanlar gibi davranabiliyorum. Yani çoğu zaman davranıyordum.
"Ahenk, kahve istiyorum."
Emre'nin sesiyle düşüncelerimden uzaklaşıp bakışlarımı bilgisayar ekranından çekip Emre'ye baktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/156498643-288-k51222.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)
Novela JuvenilAhenk; gittiği yeni kolejde yaşadığı olaylar yüzünden, "Acaba bu koleje gelmekle hata mı yaptım?" diye düşünse de bu düşüncesini, "İyi ki bu koleje düşmüşüm." diye değiştiren birileriyle tanışır. Yeni okuluna, yeni arkadaşlarına, yeni düzenine karşı...