Mardin'e geleli iki hafta olmuştu. Bir kaç gün önce mine abla bir yakınının sağlık meselesi yüzünden İstanbul'a geri dönmek zorunda kaldı bende tek başıma kalmıştım her zamanki gibi. Gitmesi beni üzüp yalnız hissettirse de sağlık daha ön plandaydı tabi durduramazdım. Yavuzla bu süre zarfında bir kez görüşmüştük meşhur sözleşmeyi imzalayıp üzerine nikahı kıymıştık. Sonrasında bir daha görmemiştim onu. Günlerim Kardelen ve Dicle hanımla geçiyordu.
Kardelen ile çok yakınlaşmıştık, durumumun da farkında olduğu için resmen benim açıklarımı kapatıyordu el aleme karşı. Orada burada onların tanıdıklarıyla karşılaştığımız da beni tanıştırıp durumu toparlıyordu. Herkes zorla evlendirildiğimizi biliyordu. Herkesin merakı berdel olduğu gibi bu zamana kadar ortalıkta olmayıp birden çıkan hikmetin kızıydı. Ben bile şok geçirmişken insanlar da şaşırmışlardı ve malum bu aralar tek dedikodu da buydu. Yavuzun kardeşinin evden kaçması bir olay, hikmetin olmayan kızının ortaya çıkması başka bir olay, bu kızın aşiret ağasıyla evlenmesi bambaşka bir olaydı. Seç beğen durumuydu yani. Millete yıllarca konuşulacak malzeme çıkmıştı.
Konakta kına hazırlıklar hızla devam ediyordu bu gün kına gecesiydi , Dicle hanım resmen etrafta terör estiriyordu. Her şeyle o ilgileniyordu hiç bir şeye karışmamıştım veya şunu bunu istiyorum diye diretmemiştim bir nevi saldım çayıra mevlam kayıra durumuydu aramızdaki.
Yavuz aşiret ağasıydı yani birçok ailenin karar mercihiydi. Buralarda ne olsa son karar onda bitiyordu. Padişah desem aslında komik ama benzetme olarak doğru olurdu, Dicle hanımda bundan dolayı abartının gözüne vurmuştu. Kurbanlar kesilip köylerde yaşayan insanlara dağıtıldı. Çarşıda yemekler dağıtılıyordu Yavuzun adına. Evlilik bereketli bol çocuklu olsun diye, gerçi bir kaç ay sonra çocuğum olmuyor diye İstanbul'a gidince üzüleceklerdi ama hiç yoktan yemek yiyenlerin karnı doymuştu.
Kardelen elindeki bindallıyı bana gösterip '' Şimdiden giysen mi ne dersin kuaför saçını yapar sonra'' diye konuştu.
'' Saçmalama Kardelen daha kaç saat var akşama'' deyip kendimi kanepenin üzerine bıraktım. Bir yudum çay içip bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Hazırlık olayları bu kadar koşuşturma beni bitirmişti.
'' Kızım saat dört '' dedi kardelen telaş içinde. Saatler o kadar hızlı geçmişti ki saatin dört olduğunu idrak etmek için tekrar bakma hissi duymuştum.
Saati öğrenmemle elimdeki bardağı bırakıp hızla ayaklandım '' Kuaför nerede kaldı ilk saçlarım olsun en son giyerim terlemek istemiyorum içinde . Zaten kalın baya ''dedim. Kardelen elindekini yatağın kenarına asıp telefonunu aldı sanırım kuaförü arıyordu. Gerçekten de geç kalmıştık her ne kadar Dicle hanım hava kararınca çıkın dese de vakit daralıyordu. Aslında çok oyun oynayıp eğleneceğim bir gece değildi, bu kadar hazırlığa bile gerek yoktu ama malum Dicle hanım emretmişti süslenecek püslenecek el aleme karşı yavuzun yüzü düşürülmeyecekti. Her olayda olduğu gibi her zaman önceliğimiz el alem ne derdi.
Fazla beklemeden kuaförün gelmesiyle bende aynanın önüne geçtim. Saçım su dalgası yapılacaktı. Üzerine Dicle hanımın seçtiği zincirli saç tokalarından takacaktık. Birazda makyajla bu iş hallolurdu sanırım.
Aynada kendime baktığım da bir an gözlerimi kapattım. Yanımda ailem diyebileceğim hiç kimse olmadan. Her ne kadar bütün bu tantananın bir oyun, göstermelik olduğunu bilsem de burada böyle tek olmak bir garipti. Son yılları saymazsak her zaman tektim ama artık Mine abla vardı şimdi onunda olmaması üzmüştü beni. Eminim şu an oda burada olmak benim yanımda olmak istiyordu ama aksilikler işte.
Omzuma bir elin dokunmasıyla aynı anda gözümü açtım. Kardelen gözünden bir damla yaş süzülürken omzumu tutuyordu. Bende ağlıyordum fark etmesem de gözlerimden yaşlar akıyordu. Eğildi kafasını omzuma koyup arkadan bana sarıldı. Kardelenin açımı anlayıp benimle paylaşması benim için çok yeniydi elimle omzuma koyduğu başını tuttum ve kafamı kafasına yasladım. Konuşmuyorduk aynadan gözlerimizin içine bakıyorduk.. Anlıyorduk... Paylaşıyorduk..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME ( düzenlenecek )
General FictionHüküm belliydi.. berdel.. İki farklı insan sözleşmeyle bağlandılar... Bu işte duygulara yer yoktu.. Aşk'a sevgiye yer yoktu... Zaman geçti.. aylar geçti.. Önce Aşk karıştı.. Filizlendi... büyüdü.. Artık geri dönülemezdi..