Bölüm 20

115K 5.2K 218
                                    

Kapının vurulup beklenmeden açılmasıyla Nigar içeri girdi. Tam uyanamamıştım hala

'' Hanım ağam kahvaltı hazır erkekler iniyor aşağıya '' dedi

'' Tamam geliyorum '' dedim.

Nigar'ın kapıyı kapatıp gitmesiyle derin bir nefes alıp verdim. Bu kızlarla bir konuşma yapmam gerekecekti anlaşılan. Düğün gününden sonra konakta yaşayalı bir hafta olmuştu. Her sabah aynı saatte yani sabah sekizde kapıyı çalıyorlardı. Buraya kadar bir sorun yoktu bu bir iki günü saymazsak zaten erken kalkardım sorun kapıyı çalıp içeriden ses beklemeden direk odaya girmeleriydi aslında.

Biz yeni evliydik özel durumda olabilirdik. Asla öyle bir şey söz konusu olmasa da onlar bunu bilmiyorlardı. Anlayamadığım garip bir düzen vardı bu evde. Bizim evli olduğumuzu bile bile içeride nasıl bir görüntü olacağını bilmeden çat diye giriyorlardı ve bundan utanmıyorlardı.

Üzerimi giyecek bir şeyler alıp banyoya geçtiğimde bunu düşünüyordum. Konakta çalışan herkes Dicle hanımın köylüsüydü işlerini iyi yapıyorlardı yemekler çok güzel ütüler jilet gibi konak da tertemizdi ama yine de Ademe ve Yavuza karşı tutumları bir garip geliyordu bana. Adem ve Yavuz evli olmalarına rağmen onlara kur yapar gibi hareketleri vardı bazı kızların.

Kardelene zaten hiç saygı duymuyorlardı. Adem ağabeyin yanında başka, o gidince başkaydı ve en tuhafı bütün bu olanlara Dicle hanımın hiç sesini çıkarmıyor olmasıydı. Onlarda bundan emin oldukları için hiç takmıyorlardı Kardeleni. Aklıma düşen tilkileri kafamı sallayarak dağıtmak istedim. Belki yanlış anlamış olabilirdim sonuçta ne zamandır buradayım ki biraz daha gözlem yapmalıydım. Şimdilik Kardelen konusu bekleyebilirdi ama bu odaya dalma işini acele bir şekilde halletmem lazımdı. En önemlisi de Yavuz koltukta yatıyordu. Çarşaflarını kalkar kalkmaz altına koyuyordu ama ne olur ne olmaz önlemimi almak zorundaydım.

Aşağıya inip Dicle hanımın katındaki kahvaltı masasına oturdum. Her zamanki gibi masanın bir ucunda Civan baba diğer ucunda Yavuz oturuyordu. Aslında şu an sülalede Yavuzun konumunda Adem ağabeyin olması gerekirken o bu konum yerine şirketi istemişti. Sülalenin başını da herkesi şaşırtsa da kardeşine bırakmıştı. İlk önce herkes yadırgasa da sonrasında alışmış olmalılardı yani Kardelen öyle bahsetmişti.

Yavuzun solunda ben, benim yanımda Mehmet, Mehmet'in yanında Dicle hanım oturuyordu karşımda Adem ağabey onun yanında da Kardelen. Masanın oturma düzeni buydu. Ben gelmeden benim yerimde Mehmet vardı ama artık burası benim yerimdi.

Kahvaltı sessiz geçerken Civan bey boğazını temizledi. '' Küçük gelin '' dedi bana doğru.

Bana hitap etmesinin şaşkınlığıyla aniden kafamı kaldırıp Civan beye baktım. Buraya geldiğimden beri benimle konuşmayı bırakın yüzüme bile bakmamıştı. Gerçi bende onunla konuşmayıp, içinde olduğu hiç bir diyaloğa girmemiştim.

Beklentiyle ona bakıp lafını bitirmesini bekliyordum.

'' Geldiğinden beri alışabildin mi konağa '' diye sordu beni yeniden şaşırtarak.

Gözlerim burada ki en yakınım olan Kardelene kaydı, oda bana bakıp gülümsedi. Tekrar bakışlarımı Civan beye çevirdim.

'' Her şey iyi teşekkür ederim. Alıştım sayılır. '' dedim

Kafasını sallayıp yemeğine geri döndü. Bu kadardı gerçi bu kadarı bile o günden sonra çok sayılırdı ya. Kahvaltıya devam ederken bu safer konuşmaya giren Mehmet oldu

'' Zeynep yenge sana bir şey sorabilir miyim? '' Dedi. Mehmet'i sevmiştim her ne kadar annesinin kıskacında olsa da tamamen ağabeylerine çekmişti. Sevecen yaşı itibariyle deli dolu bir çocuktu. Diğerlerine nazaran komikti de

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin