bölüm 27

114K 5.9K 619
                                    

Gece yataktaki hareketlilikle uyandığımda bir an kendime gelemedim. Vücudumda anlamlandıramadığım bir ağırlık vardı sanki. Hani derler ya bazen beni dövmüşler dövmüşler atmışlar, işte tamda öyle hissediyordum.

Elimi kaldıracak halim yoktu. Yatağın artık sallanmadığını fark ettiğimde beni uyandıran şeyin geçtiğini düşündüm ve uykunun geri gelmesini bekledim. Tek istediğim huzur içinde uyumaktı.

Yavuzun bir yerlere bağırdığını duyduğumda yine mi diye düşündüm, kesin emre gelmiş olmalıydı. Yoksa böyle gece gece bağıracak ne vardı.

Sesi dalga dalga kulaklarıma gelirken kendime gelemediğimin de farkındaydım.
Ne yapıyordu böyle gecenin bir vakti durduk yere bu öfkesi niyeydi. Hem bağırıp herkesi uyandıracaktı.

Zor da olsa gözlerimi açıp onu aradım aceleci bir tavırla oda da dolanıyordu. Kemerini bağlayıp cüzdanını cebine koyuyordu.

Yatağın yanındaki dolaptan üzerine bir gömlek geçirdi. Başımı azda olsa doğrulttuğum da ona seslendim sesimi duyabileceğinden emin bile değildim. Zira etrafımda beni içine çeken bir sis dalgası var gibi hissediyordum.

Bana dönüp gözlerimi açtığımı fark ettiğin de. Telaşla yanıma gelip başımı okşadı. " iyi misin merak etme şimdi gideceğiz hastahaneye " dedi. Yüzündeki ifadeyi çıkaramamıştım.

Korkuyor muydu ama neden.. Ne oluyor ki yavuz korkuyordu..

Etrafında telaşla bir şeyler ararken daha fazla dayanamadım ve bıraktım kendimi yeniden yatağa. Nasıl anlamıştı bu kadar yorgun olduğumu nasıl hissetmişti. Aslında hastahaneye gerek yoktu biraz daha uyumak istiyordum sadece. Biraz daha uyusam kendime gelirdim.

Vücuduma dolanan elleri hissettim ardından, yavuzun eşsiz kokusu sardı etrafımdaki bulutu. Sis etrafımdan az da olsa dağıldığında yavuzun kucağında merdivenlerden iniyordum. Gittiğimiz yere bakmak istediğimde.

Üzerimdeki kanda takılı kaldı gözlerim, yaram açılmıştı muhtemelen ve ben kan ter içerisinde kalmıştım. Şimdi anlaşılıyordu yavuzun bu acelesi.

Yorgundum.. Bir türlü kendimi toparlayamamıştım. Kanın burnuma gelen kokusundan mıdır nedir midem azıma gelmişti. Burnumu yavuzun boynuna gömdüğüm de azda olsa işe yaramıştı

Buda neyin nesiydi ben kandan tiksinmezdim ki kokusu hiç bir zaman beni etkilememişti. Şimdiyle burnuma gelen kokuyu bastırmak için kedi gibi yavuzun kucağın da ona gömülmüştüm.

Ne zamandır bu kadar yardıma ihtiyacım vardı. Kendimi zavallı gibi hissediyordum. Elini kaldırmaktan aciz ürkek korkak biri gibi. Arabanın arka koltuğuna yatırıldığım da mızmızlandım tekrar, onun kollarında iyiydim ne gerek vardı bu soğuk deriye. Burnuma yavuzun çekilmesiyle dolan kokuyla birlikte azıma kadar gelen öğürme isteğini geri ittim.

Allah'ım ne oluyordu böyle, bir kuvvet uzanıp camı açtım. Yüzüme vuran rüzgar azda olsa iyi gelmişti. Rüzgarın şiddetinden çok hızlı gittiğimizi anlaşılıyor

Birazdan kan kaybından ölmezsem muhtemelen kaza geçirip ölecektim. Her ne kadar yavuza yavaş gitmesini söylemek istesem de gücüm yoktu. Hastahaneye gelip bu seferde soğuk sedyeye yatırıldığım da elimi tutan yavuzdan güç aldım

İçimden tekrarladım yalnız değildim yavuz vardı nedendir bilinmez ama beni bırakmayacağına güveniyordum. Ne de olsa ona emanettim buralarda değil mi.



Gözlerimi tipik bir hastahane odasında açtığımda içimdeki gülme isteğini bastıramadım. Oda boştu kolumda bir serum takılıydı. Bitmek üzereydi.Bakışlarım karnıma geldiğinde gülümsedim pansuman yapılmıştı. Muhtemelen kendimi zorladığım için açılmış ve buda beni o denli güçsüz bırakmıştı.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin