Bölüm 43

110K 5.7K 618
                                    

Harika bir uykunun ardından gerinerek çıktım yataktan. Elimi yüzümü yıkamak için aynanın karşısına geçtiğimde gözlerimde ki parıltıdan gözlerimi alamadım. Resmen gözlerimin içi parıldıyordu. Bunun neden olduğu da bal gibi ortadaydı işte. Her ne kadar istemem yan cebime koy tavırlarına girsem de ona karşı durum ortadaydı.

Ben yavuza aşık olmuştum.

Saçma sapan bir şekilde tanışıp hiç beklemeden, hiç güvenmeden evlendiğim kocama aşık olmuştum. En kötüsü bas bas bağırmıştım kendime hatta kendimden başlarda çok emindim asla bunun olmayacağından, şimdi ise karşıda aynada ki gözler resmen hem mutluluktan hemde bu kadar laf eden bana gülüyordu.

Ne yapmam gerektiğini kesinlikle bilmiyordum veya ona nasıl davranmam gerektiğini, sadece kuru saçma bir mutluluk hali vardı üzerimde. Aptal aptal sırıtıyordum aynada.

Aklımda ki fikirleri düşünmeyerek elimi yüzümü yıkadım. Yavuzla bu hale düşünerek gelmemiştim ki. Ben istenmeden kaçırılıp bu berdel olayında taraf olmuştum. Neredeyse hiç düşünmeden sırf insanlar ölmesin diye evlenmiş şimdide ne kadar düşünürsem düşüneyim kocama aşık olmuştum.

Yapılacaklar listemde ilk önce ve her daim kesinlikle düşünmemek vardı. Düşünme ve yaşa ilkesini iliklerime kadar uyguluyordum biliyorum.. biliyorum.. sonunda azıma edilecekti. Buradan zamanı gelince burnumun sümüğünü sile sile tek başıma kırık bir kalple gidecektim ama ne yapayım şu an tam da şu dakika çok mutluydum.

Madem ileride üzülecektim bari elimdeki dakikaların hepsini iyi geçireyim dimi. Gerçi bu içimdeki duygulardan asla yavuza bahsedemezdim ya neyse. Zaten eminim ben ona bahsetsem o tüm gudubetliğiyle bu bir oyun derdi yarı sırıtan haliyle.

Ayy yaşamak hatta düşünmek bile istemiyorum

Banyoda işlerimi bitirip üzerime de bence şık bir şeyler giyinerek çıktım odadan benim odanın kapısını açmamla karşı kapının açılması da bir oldu. Beyfendimiz sabah sabah çalışma odasından çıkıyordu. Aklımdaki fikirleri bastırıp yüzümde olduğunu düşündüğüm aptal gülümsemeyi de keserek yavuza bakarak '' günaydın. Yine erkencisin '' dedim.

Gözlerinden saniyelik şaşkınlık ifadesi geçse de yavuz ağa bu hemen toparladı kendini. O kendinden emin duruşuyla '' günaydın '' dedi. Birlikte kahvaltıya iniyorduk, gerçekten güzel ve enerjik başlayan bir gündü bu gün, kardelen ile dışarı çıkıp onun kontrollerini yaptırmak istiyordum. Hayli zaman olmuştu ilaçlarını alalı. Bakalım gelişme kaydedebilmişmiydik.

Ona ve bana ilaçları veren kim hala bilmiyorduk, hatta onun hakkında en ufak bir iz bulamasak da biz bir adım öndeydik çünkü kimse bize ilaç verildiğinden haberimiz olduğunu bilmiyordu. Buda bize hem atak için fırsat hemde bu ilacın etkilerinden kurtulmak izin zaman kazandırıyordu. Bu zamanı da iyi kullanmaktan başka çaremiz yoktu kardelen için. Ben zaten kısır gelin diye yaftalanacaktım.

Masada her zaman ki yerimizi aldığımızda kahvaltı civan babanın afiyet olsun demesiyle başladı . Bir süre kimseden ses çıkmadan sadece çatal bıçak sesi yükselirken civan baba boğazını temizledi.

'' o işi hallettin mi oğul '' dedi düşünceli ve birazda telaşlı sesiyle. Bir mevzuları vardı onları sıkıntıya düşüren ama evde pek konuşulmuyordu o yüzden bilmiyorduk bizde.

Yavuz başını kaldırıp babasına baktı sonra ise hayır anlamında başını sallayarak '' olmadı baba bir türlü orta yol bulunamadı. '' dedi. Kaşlarını çatmıştı yeniden, canını sıkan bir durum olduğu belliydi. '' ne yaptıysam bir türlü iki tarafı da razı edemedim. Sanırsın iki kardeş değilde düşman gibiler. '' dedi. gerçekten çıkmazda olduğu sesinden belli oluyordu.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin