SÖZLEŞME ( düzenlenecek )

Bölüm 18

Ne yapacağımı bilememenin sıkıntısıyla hala oturduğum yerden etrafı izlemeye çabalıyordum. Yavuz yüzünde o sevimsiz gülümsemesiyle etraftaki insanlarla ilgileniyordu. Aslında şu an düğünün de gibi değil de daha çok bir iş davetinde gibiydi. Hemen hemen herkesin yanına gidip herkesle tek tek ilgileniyordu. Bazılarıyla üstün körü bazılarıyla ise gayet samimiydi.

İstemeden de olsa, gözlerim salonda hep ona kayıyordu. Hareketlerini insanlara davranışlarını, tavırlarını incelemek ilginçti. Gecenin sonuna doğru onun da halinden yorulduğu belliydi. Kravatını çıkarıp bir iki düğmesini açmış. Kaslı olduğu gömleğin altından bile belli olan vücudu şimdi daha çok kendini belli ediyordu. Kollarını da kıvırdığı gömleğiyle damat gibi değil de serseri gibi görünüyordu. Kıyafetleri, vücudunun bu fit hali kendine özen gösterdiği belliydi. Tabi bu arada paranın gücünü de bir köşeye atamazdık.

Yavuz herkesle teker teker ilgilenirken şimdi bir bistronun başındaki bir kaç kadının yanına ilerlemişti. Aslında gelin ve damat kısmını es geçersek davetin en ilgi çeken gurubunun yanına gidiyordu. Bir kaç kadın davetin başından beri halleriyle ve tavırlarıyla biz buradayız bizi görün diye bağırıyorlardı resmen. Kıyafet tarzları attıkları yüksek sesli kahkahalar el kol hareketleri anlatılmaz yaşanır cinstendi.

Kim şirketine böyle eleman alırdı ki, birde buraya davet edilmişlerdi. Akşamdan beri özellikle yanlarına gitmemeye dikkat etmiştim. Tanımıyordum ama uzaktan bakmak bile itici gelmelerine yetmişti.

Yavuz kadınların yanına gittiğinde dört kadınında ilgisi tamamen ondaydı şimdi. Dediği en ufak bir şeye abartılı bir şekilde gülüyorlardı ne bulmuşlardı bu kadar gülecek? Üzerinde olmasa da fark yaratmayacak bir kısalıkta kırmızı kıyafetli kadın Yavuzun karşısından bana üstün körü bir bakış atıp Yavuzun yanına geçti. Bu hareketi bana mıydı yani? Yavuzla sırtları bana dönük bir şeyler konuşuyorlardı. Çoktan kadın elini Yavuzun omzuna koymuş aralarındaki yakınlığı arttırmıştı.

Resmen gözlerimin içine baka baka benim düğünümde benim kocama yanaşıyordu. Bu kadar yüzsüzlükte, bende pes noktasındaydı. Yavuzun kulağına bir şeyler söylediğinde Yavuz yakınlığından kaçınmak yerine ağız dolusu bir kahkaha koyuverdi. Neye gülüyorlardı bunlar. Daha fazla dayanamayıp gözlerimi çektim gruptan ilk başta bastırmaya çabaladığım sinirim şu gördüklerimden sonra masumane kalırdı.

Suç kadınlarda değildi ki suç onları kendine bu kadar yaklaştıran da onlara bu yolu aralayan da idi. Beyefendi nerede olduğunu unutmuştu anlaşılan kadından gram çekilmemişti. Hadi ben neyse aramızda bir şey yoktu ama ne olmuştu ilk zaman koyduğumuz şartlara. Şimdi bu yaptığı neydi.

Aklıma gelen fikirle an itibariyle kendimi öpmek istemiştim. Aklımı seveyim ya madem Yavuz kadınların ilgisinden sıkılmıyordu madem insanlar ne düşünür demiyordu şimdi ben onun aklını başına getirirdim. Bu fikirle de deminki sözün intikamını da alırdım bir taşla iki kuş misali.

Etrafıma bakınıp ayna niyetine kullanabileceğim bir şeyler bakındım. Yan tarafımda büyük dekorasyon amaçlı şamdanlardan vardı. Şimdi ben gösterecektim o tonu fazla gelen oduna. Hala kadınların yanında onlarla ilgileniyordu özellikle kırmızılı ile.

Benim altı üstü sırtım biraz açıktı, o kadar laf yemiştim ama adam üzerinde bir kaç parça kumaş parçası olan kadınlarla yılış yılış muhabbet ediyordu. Açık diyordum ama zaten duvak ve saçlarım kapatıyordu. Odun herif şimdi o kadınların içine düşüyordu ayy pardon kadınların onun ağzının içine düşmesine izin veriyordu. Ben gösterecektim el mi yaman ben mi. O yüz ifadesinin hesabı sorulacaktı.

Saçlarımdan duvağı çıkardım zaten gecenin ortasına gelmiştik. Ortam düğün değil de davete döndüğü için kimse yadırgamazdı. Duvağın arkasından biraz salaş bir şekilde saçlarımı toplayıp kafama taktığım taraflı saç tokasıyla tutturdum. Ayna olarak kullandığım şamdana baktığım da saçlarım dağınık topuz yapılmış gibiydi. Kardelen karşımda ne yaptığımı anlamaya çalışan gözleriyle bana bakıyordu.