BÖLÜM 37

116K 5.2K 335
                                    

Kapının açılmasıyla hızla sıçradım yerimden. Sabahki olaydan sonra aşağıya inmek yerine odada kalmıştım. Kafamı yattığım yerden kaldırdığımda yüzü kararmış ki bu sefer farklı bir hali vardı, yavuz karşıladı beni. Hareketleri biraz tuhaftı. Yerimden doğruldum. '' hayırdır. Bir şey mi oldu '' dedim. Sesimde erken uyanmanın mahmurluğu vardı hala.

Yavuz bir an acelesini bir kenara bırakarak bana döndü. '' Yengem vefat etmiş. '' dedi. Soruyu ben sormuştum ama cevabı kendisine gibiydi. Bir kaç saniye bir şeyler arar gibi oldu etrafında, onu izliyordum. Sırtı hep bana dönüktü. '' Hadi kalk hazırlan halamlara bağ evine gidiyoruz '' dedi. Saçma halini korurken. Yüzünü göremiyordum sesi ise pusluydu.

Yataktan kalkarken mırıldandım sakince '' başın sağ olsun '' dedim Sadece, zaten ölümlerin ardından ne konuşulurdu ki. Dolabın önüne geldiğimde '' sana da çanta yapmamı ister misin? '' diye sordum. Ona bakıyordum ama arkası bana dönük çekmecelerin orda hala bir şeylere bakıyordu.

Beni duymamıştı bile etrafta aceleyle bir şeyler arıyor ama ne aradığının farkında değil bir moddaydı. Aceleci de değildi aslında hızlı hareket ediyordu. Bir an duraksadı. Önündeki eşyaları bile gördüğünden şüpheliydim şu an.

Sakince yaklaşıp '' yavuz '' diye seslendim. Tepki vermedi. Elimi omzuna atıp çevirdim kendime yavaşça. Gözlerinin etrafı hafif kızarmıştı. Yengesini bu kadar seviyor olması garibime gitse de ses etmedim. Gerçi tanımıyordum ki neden garibime gidiyorsa.

Bana bakıp bir şey demedi bir tepki vermedi. Kolundan tutup onu koltuklara yönlendirdim. Hayalet gibiydi yüzünde mimik oynamıyordu. Oturup başını ellerinin arasına aldı. Daha fazla bu hallerini görmeye dayanamayacaktım .'' sen burada otur dinlen bende bize bir çanta yapayım '' dedim.

Amacım aslında onu kendiyle başına bırakmaktı çünkü bazı acılar kalabalık yada kelime istemezdi yanında, bende öyle yaptım dolaptan bavulu çıkartıp kendi işimle uğraşırken onu birazda olsa kendi kendine bıraktım. Biraz toparlayıp aldığı haberi sindirmesi iyi olurdu hem benim yanımda saklanması yada rol yapmasına gerek yoktu, ama dışarı çıktığımız da yine rolüne bürünecekti biliyorum. Şimdilik bu kısa zaman ona iyi gelebilirdi.

Bavulun bir tarafını kendim için bir tarafını da onun için doldurdum. Ne kadar kalacağımızı bilmediğim için en az üç dört günlük malzeme koymuştum içine. Yaklaşık on beş yirmi dakikada hazırdım yavuz hala onu bıraktığım gibiydi.

Ona doğru dönüp yanına yürüdüm '' Ben hazırım sende hazırsan çıkabiliriz '' dedim.
Kafasını kaldırıp bir kaç saniye bana baktı sonrasında yüzündeki o ufak erkek çocuğunu çatık kaşlarının arkasına gizleyerek kapının kenarına bıraktığım bavula yöneldi. '' hadi o zaman çıkalım hava kararmadan. Abimlerde hazırıdır .'' dedi.

Gözlerinin etrafı hala kızarıktı. Ağladığı hala belliydi. Yanımdan geçecekken kolundan tuttum, gözleri ilk onu tutan elime sonrasında gözlerime çıktılar. " bir elini yüzünü yıka istersen " dedim. Gözleri hala ciddiyetini korurken " ellerinin izi çıkmış yüzünde, hem kendine bir çeki düzen verirsin ben aşağıya inerim. " dedim.

Elinden bavulu aldım ben odadan çıkarken o lavaboya girmişti bile. Ona ağladığın çok belli diyemeyeceğim için en iyisi buydu sanırım.

Aslında yavuzu böyle görmek benim için çok yeni ve ilginçti. İlk defa onu böyle açıkları görünür görüyordum. Normalde burnu yere düşse eğilip almayacak adam, önümde ağlamıştı.

Odadan çıkıp avluya geldiğimde çok geçmeden kardelenlerde gelmişti. Yavuzunda bize katılmasıyla arabalara bindik alelacele.

Uzun veya kısa ne kadar yolumuz olduğunu bilmiyordum. Geçip giden manzaraya odakladım kendimi. Birden yanımda cılız bir ses '' teşekkür ederim '' dedi. Kafamı çevirip yavuza baktığım da bir an onun dediğine inanamamıştım. Sonrasında o da bana bakıp bir cevap beklerken kendime gelip '' ne için '' diye sordum.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin