Kulaklarıma dolan siren sesiyle ışık görmüş tavşan gibi kala kalmıştım. Yavuz bir hışımla üzerimden kalktı. Hala belli belirsiz bir şekilde '' siktir. Siktir '' gibi söyleniyordu.
Üzerimden kalkıp pantolonunu düzeltirken bir an hala şaşkınca yatan bana baktı. '' hadisene hatun geliyorlar '' diye söylendi. Yavuzun bana doğru söylenmesiyle anında bende kalkıp kendimi düzeltmeye başladım. Elim ayağım birbirine dolanmıştı an itibariyle.
Polisler arabayla geldiklerinden yakınlaşmaya başladılar. Yavuz kendini düzelttiğinde ben hala gömleğimin düğmelerini ilikleyememiştim bile. Saniyelerle savaşıyorduk resmen.
E tabi ulu orta yaparsan bu işi olacağı bu.
Polis arabaları gelip ışıkları bizim olduğumuz alanı aydınlatır şekilde durdular. Yavuz bir adım öne çıkıp benim önüme geçti. Polisler hala arabadaydılar ama çok uzak sayılmazlardı. Gömleğimi ilikleyemeyeceğim için bende demin üzerimizde olan şalı üzerime doladım. Üzerimi en kısa yoluyla böyle kapatırdım nasılsa. Yoksa rezillik içten bile değildi.
Polisler arabalardan çıkınca yavuz bir adım daha atmıştı. Bende onlara doğru döndüğümde deminki sıcak zamanlarımızdan eser yoktu kalmamıştı.
Polislerin bir kısmı arabaların yanından ayrılmazken biri yavuza doğru adım atıp etrafa göz gezdirdi.
Gülümseyip yavuza '' iyi akşamlar yavuz bey '' diye selam verdi.
Adamın yavuzu tanımasına şaşırsam da belli etmedim. Yavuzla tokalaşıp yanından başını uzatıp bana baktı. '' İyi akşamlar yenge hanım '' dedi. Boşta kalan elini kaldırıp selam vererek.
Bir şey demek yerine başımı sallayıp gülümsemekle yetindim. Yavuz adamın dikkatini üzerinde toplamak için '' bir sıkıntımız mı olmuş amirim '' diye sordu. Sesinde ki otorite vardı. Her zamanki kendini bilen adama dönmüştü yine.
Karşısında ki adam gülümseyip etrafa baktı. '' Sıkıntı yok yavuz bey asıl biz gecenizi bölmüşüz '' dedi. Yavuz gülümseyip '' estağfurullah amirim '' dedi.
Amir orta yaşlı babacan birine benziyordu. '' Biz loş ışığı görünce uzaktan yangın sanarak geldik. '' dedi. Sonra birkaç saniye bana bakıp gözleri yeniden yavuzu buldu '' ama gördük ki yokmuş, size iyi eğlenceler '' dedi.
Lafı uzatmamasına sevinmiştim. Hiç normal bir zamanda gelmemişti çünkü. Yavuz amire bakıp '' iyi akşamlar amirim '' diye kestirip attı. Lafın uzamasını istemiyordu. Ne kadar üzerimde şal olsa da yarı çıplak sayılırdım arkasında.
Polis gülümseyip başını salladı. Arabasına bindiğinde diğerleri binmişlerdi. Onlar hızla yanımızdan giderken yavuz hala arkalarından bakıyordu.
Polisler gözden kaybolduğunda derin bir nefes verdim. Yavuz bana dönüp baktığında kendimi tutamayarak kahkahalara gömülmüştüm. Yavuzda benimle gülerken geçip koltuğa yeniden oturdu.
Kahkahalarımın arasından '' az kalsın basılıyorduk '' dedim.
'' ucuz kurtulduk '' dedi. Üzerime doladığım şalı tutup beni kendine çekti '' hepsi senin yüzünden beni baştan çıkarıyorsun '' diye söylendi. Buğulu seni kulaklarıma geldiğinde içim yeniden alevlenmişti. Şal omuzlarımdan geriye düşerken hala kıkırdıyordum. '' liseli ağam '' dedim kıkırdamalarımın arasından.
Yavuz da kıkırdayıp dudaklarını omzuma bastırdı. Benim kapatmayı beceremediğim düğmelerimi o kapatıyordu şimdi. Kafasını sallayıp '' bunun olduğuna inanamıyorum gerçekten '' dedi.
Yeni durmuş kıkırdamalarım yeniden başlarken '' eğer fark etselerdi büyük rezillik olurdu '' dedim. Yavuz bir kaşı çatılmış bana baktı çok kısa bir an '' neden devlet önünde de Allah önünde de nikahlı karım değil misin ? '' diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME ( düzenlenecek )
BeletrieHüküm belliydi.. berdel.. İki farklı insan sözleşmeyle bağlandılar... Bu işte duygulara yer yoktu.. Aşk'a sevgiye yer yoktu... Zaman geçti.. aylar geçti.. Önce Aşk karıştı.. Filizlendi... büyüdü.. Artık geri dönülemezdi..