Yatağa yatıp gözlerimi kapattım kapatmasına ama gel de uyu uyuyabilirsen. Aklım Yavuzday'dı deli gibi merak ediyordum ne konuştuğunu.
Yatakta bir iki döndüm ama olmuyordu yok, daha fazla dayanamayarak ayaklandım. Bizim katın terasında ki oturma guruplarına oturdum. Aşağıya bakıp yavuzun nerede olduğunu öğrenmeye çalışıyordum.
Aslında mutfağa insem öğrenirdim ama gece gece üşenmiştim inmeye hem üzerimde şortta vardı. Şimdi git odaya üzerini değiştir sonra aşağıya in oo çok işti vallahi. Zaten istese de istemese de çıkacaktı buraya.
Biraz bekledim bu arada eski şehrin gece manzarasını izliyordum daha önce nasıl atlamıştım bu manzarayı bilemiyordum. Hava mis gibiydi adeta, insanın bu havayı bırakıp içeri dört duvarın arasına girmeyi canı hiç istemiyordu
Bilmiyorum bir zaman sonra merdivenlerde göründü yavuz. Merdivenleri çıkarken ister istemez başını kaldırmış ve beni de görmüştü. Muhtemelen merakıma yenilip uyuyamadığıma gülmüş olmalıydı ama dedikodulardan umurumda bile değildi bana gülmesi.
Merdivenleri gelip bizim kata çıktı. Kendini resmen koltuğun üzerine atıp benim karşıma yatmıştı ayaklarını da bana uzatmayı unutmamıştı tabi.
Merak ettiğimi biliyordu ama ben sormadan anlatmıyordu gıcık. Bana bakmayıp gözlerini gökyüzüne, yıldızlara çevirdi.
Daha fazla dayanamadım ben oturduğum yerde daha rahat bir pozisyon alarak. " ee " dedim. Dedikodu dinlemeye hazırdım şimdi.
O işe tüm anlamazlığıyla " ne Ee " deyip beni taklit etti.
Dibimde olan ayaklarına vurarak " ya söylesene ne konuştunuz " dedim. Gerçekten heyecanlanmıştım.
O bana bakıp kafasını gökyüzüne çevirdi yine. Allah'ım sabrımı sınıyordu resmen şu an da kendimi üzerine atmamak için zor tutuyordum. Eline düştük ya sonuna kadar kullanıyordu beyimiz.
Ayağının birini cimcikledim. Kendini düzeltip ayağını topladı can acısıyla, gerçi bu cüsseyle çokta acımamıştır ya neyse, tek kaşımı kaldırıp " anlatıyor musun yoksa devam edeyim mi " diye sordum.
Ben şimdi anlatır diye beklerken o ayaklandı ve " bekle bir üzerimi değiştireyim anlatırım dedi ve odaya doğru yöneldi. " omuzlarını düşürmüş, yorgun bir hali vardı.
Arkasından sadece " çabuk " diyebilmiştim. Gıcık herif merak ettiğim için hususi yapıyordu.
Yaklaşık 10 dk sonra odadan çıktığında yanıma gelmek yerine karşıya çalışma odasına girdi orada da iki dakika kalıp elinde iki kadeh ve şarapla çıkmıştı.
Bir elinde iki kadeh diğerinde battaniye ve şarap şişesi vardı. Yanıma gelip battaniyeyi bacaklarımın üzerine attı.
" kıskanç herif " diye sessizce mırıldansam da duyduğunu biliyordum. Kendine bir kadeh koyup bana baktığında " olur " dedim.
Şu manzarada bir kadeh şarap içilirdi doğrusu. Kadehten Bir yudum aldığımda ağzımda bıraktığı tada hayran kalarak " vay çanına çok güzelmiş " dedim. Gerçekten enfesti.
Hafif sırıtıp " tabi ki. Köpek öldüren içeceğimi düşünmüyordun sanırım "
Omuzlarımı salladım. " kendiniz mi yapıyorsunuz " diye sordum " gerçekten tadı harika " buralarda şarapta yapıldığını duymuştum bir yerlerden.
Kafasını hayır anlamında sallarken ayaklarını deminki gibi uzatıp battaniyenin altına soktu. " hayır özel seri bu satın alıyorum " dedi. Bir kaç yudum alınca " şişesi 10 bin " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME ( düzenlenecek )
Ficción GeneralHüküm belliydi.. berdel.. İki farklı insan sözleşmeyle bağlandılar... Bu işte duygulara yer yoktu.. Aşk'a sevgiye yer yoktu... Zaman geçti.. aylar geçti.. Önce Aşk karıştı.. Filizlendi... büyüdü.. Artık geri dönülemezdi..