Bölüm 46

102K 4.8K 1.2K
                                    

Nejadın çıkmasıyla evdeki sessizlik üzerime çöreklenmişti sanki. Ömrüm boyunca yalnızdım ve ilk kez yalnızlık bu kadar ağır geliyordu omuzlarıma. Ne olmuştu böyle. Beni deli gibi mutlu etmiş harika bir yemek ısmarlamış sonrasında aramızda ki ilişkiyle ilgili bir kaç cümle kurup beni öpmüştü. Bana kuralları değiştirelim demişti ama sonrasın da. Akıl alır gibi değildi yaptıkları. Hatırlamaya çalışıyordum beni elbiseyle görüp güzel olduğumu söylerken onun da kalbi deli gibi atıyordu. Beni öptüğünde yine benden farklı değildi kalp atışları. Ama neden..

Aklım gerçekten almıyordu. Gecen gece üzeri başı dağınık sabaha karşı geldiğinde hiç bir şey sormamıştım bile, ben uyuduktan sonra odaya gelmelerinden bilmiyordum daha öncede dışarıda kalıp kalmadığını. Kaç gece onu uyurken görmüştüm. Kaç gece ben odadayken oda odadaydı.

Düşünüyordum.. hatırlamaya çabalıyordum.. yinede bir elin parmaklarını geçmiyordu sayısı.

AaHH ne kadar da aptaldım, bende beni rahatsız etmek istemiyor diye ben uyuduktan sonra geliyor ben uyanmadan çalışma odasına gidiyor sanıyordum. Allah'ım ne kadar aptallaşmıştım böyle, gözüm ne zamandır bu kadar kör olmuştu olanlara. Kardelene derken asıl değişen ben miydim yoksa. Normalde asla gözümden kaçmayacak ayrıntılar nereye kaybolmuşlardı.

Oturduğum koltuktan kalkıp boylu boyunca yükselen camın önüne geçtim. Şehir geceden geriye kalan ışıklarıyla bana muazzam bir manzara sunuyordu. Beynimde binlerce soruyla oturuyordum burada. Beynimden binlerce düşünce binlerce soru geçiyordu. Hiç birinin kalıcılığı yoktu ama aklıma gelen her bir soruyla omuzlarımdaki ağırlık kendini belli ediyordu. En çokta farkına varmadığım aptallığım..

Ne yapacaktım şimdi ?

Beni aramamış arkamdan gelmeye bile tenezzül etmemişti. Onu görünce nasıl davranacaktım ?

Sanki benliğinde iki kişi taşıyor gibiydi. Biri beni her sabah alnımdan öpen adam biri bu gece beni ortalıkta bırakan adam.

Hangisi gerçek yavuzdu ?

Ben hangisine inanacaktım ?

Gözlerimden akan yaşları durduramıyordum bile, bu gece serbest bırakıyordum onları. Çocukluğumdan beri bir elin parmağını geçmezdi ağlamalarım ama bu gece hıçkıra hıçkıra ağlıyordum . Bu ağlamalarım benden başkasına değildi. Saçma bir olayın içine atmıştım kendimi körü körüne, sonrasındaysa ona aşık olmuştum ve o beni tek başıma bırakmıştı tamda ömrümde ilk defa tek başıma olmadığımı hissetmeye başladığım o an. Başkası için tek başıma bırakmıştı beni.

Yapayalnız... hiçliğin, bilinmezliğin tam ortasında....

Hangisine daha çok yanmam gerekiyordu şimdi. Beni görmezden gelmesine mi, Başkasının ona gözümün önünde dokunmasına izin vermesine mi ? Arkamdan gelmeyişine mi yoksa bir dur bile dememesini mi ? Hangisine ?

Aklıma gelen düşünceyle hıçkırıklarım bu sefer kahkahalara dönüştü. İyide o gerçekten benim sevgilim yada kocam değildi ki. O benim hiç bir şeyim değildi. Ben kendi kendime aşık olmuş, kendi kendime gelin güvey olmuştum. Şimdide durum ortadaydı. O benim ona hislerimin farkında bile değildi belkide. Benim için başka bir kadını harcamasına gerek yoktu. Abisine durumu toparlayacağından gelmemişti arkamdan nede olsa erkek adamdı değil mi.

Kendimi kaldırdım yerden, koltuğa uzanıp kapattım gözlerimi bu geceye.

Bu lanet geceye.... bu aptal kıza..

Sabah gözlerimi açtığımda boş odayı telefon sesi dolduruyordu. Aklımın yerine gelmesiyle uzandım telefona.

* alo * dedim benden çıktığına inanamadığım sesimle.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin