Bölüm 67

99.3K 4.4K 382
                                    

Kalbimin sesi kulaklarımı baskı uygularken kendimi zor tutuyordum. Bu kız bunu nereden öğrenmişti. Eline böyle bir bilgi nasıl geçmişti. Bizden ve Nejad'tan başkası bilmiyordu sözleşmeyi.

Şu an yer yarılsa da yerin dibine girsem diye bakarken. Yavuz omuzlarını dikleştirdi. Direk Merve'ye doğru '' Kimin hakkında atıp tuttuğuna dikkat et Merve '' diye bağırdı. Herkesin ortasında tehdit ediyordu Merveyi. Sonra bakışlarını etrafta ki insanlarda gezdirip '' Şimdi herkes dağılsın insanların en güzel gününü daha fazla berbat etmeyeceğiz '' dedi.

Abisine bakış atıp elimi tutarak beni masaya doğru yönlendirdi. Biz masaya yönelirken müzik yeniden çalmaya başlamıştı. Merve'nin lafı ağzına tıkılmıştı ama herkes duymuştu sonuç olarak. Yavuz sanki hiç bir şey yokmuş gibi davranıyordu. Hepimiz öyle davranıyorduk.

Söylenen laflar edilen sözler bana ediliyordu tabi. Ne demiş ti o kadın kendini sattı. Masaya oturduğumuzda bir yudum su içtim. Şeytan ne olacak en beklenmedik anda gelip berbat ediyordu olayları.

Masanın altında tedirginlikten ayağımı sallıyordum. Kimden öğrenmişti bu cadı bunu. Herkes kaçamak bir şekilde bize bakıyordu. Bu mevzuyu konuştukları belliydi. Yavuz elini uzatıp ayağımı durdurdu. Bana yaklaşıp gülümseyerek alnıma bir öpücük koydu fısıldadı '' sakin ol kendini toparla '' dedi. Yüzünden bir şey anlaşılmasa da ne hissettiğini biliyordum. İkimizde bir an önce buradan çıkıp gitmek için saniyeleri sayıyorduk.

Bakışlarım yavuzun gözlerinde gülümsedim, sanki iki aşık çift cilveleşiyorduk. içim yangın yeri gibiydi ama dışım güllük gülistanlık. Kardelen ile bakıştığımız da onunda gözlerinin arkasında tereddüt vardı. İkimizde aynı şeyleri düşünüyorduk ama kimseye belli edemezdik.

Yavuza gülümseyip '' nasıl '' dedim yalnızca. Nasıl olmuşta öğrene bilmişti bunu.

Yavuz sakince yüzünde her zaman ki politik gülümsemesi saçlarımı okşadı. '' Bilmiyorum '' dedi. Sesi fısıltı gibi çıkmasına rağmen alev alevdi. Her an patlayacakmış gibi. Onun kendini bu kadar tutup durumu kurtarma çabası beni de kendime getiriyordu. Ne olursa olsun bu işte birlikteydik ve birlikte halledecektik.

Gülümsedim gözlerimi kırpıştırıp '' herkes bizi konuşuyor '' dedim. Titriyordum ve buna bir türlü engel olamıyordum. Yavuzun o kendine has kokusu bile sakinleşmeme yardımcı olmuyordu.

Yavuz Önünü insanlara dönüp beni kolunun altına aldı. Normalde her zamanki hareketiydi bu. Bizi çarşıda bir yerde gören biri hep böyle oturduğumuzu bilirdi '' hiç bir şey yokmuş gibi davranacağız '' dedi. Lafına insanı dehşete düşürecek bir sakinlikle '' ama şimdilik '' diye bitirdi. Kendimi zor tutarken tüylerim diken diken olmuştu.

Yavuzla adem ağabey halaya kalktığında bizde gülümseyerek onları seyrediyorduk. Bütün bunları Merve'nin lafının saçmalığını göstermek için yaptığından emindim. İnsanlar gözümüzün içine baka baka bizi konuşuyorlardı. Hiç birinin daha önce böyle bir olayla karşılaşmadığını bilebiliyordum. Hele ki olayın kahramanı ağalarıydı.

Takı töreninden sonra düğün nihayet bitmiş kendimizi arabalara atmıştık. Yavuz sinirden deliye dönmüş bir vaziyetteydi. Gaza öyle bir yüklenmişti ki her an yoldan çıkıp kendimizi toprak arazide bulmamız an meselesiydi. Kendini kaybetmişti resmen adam.

Düğünün yapıldığı yerden biraz uzaklaştığımızda '' nasıl öğrendi bu kadın bunu '' diye bağırdı. Bana bağırmadığını biliyordum. Yinede sinirlerim bozulmuştu oda bende altüst olmuştuk. Kafamı bilmiyorum anlamında sağa sola salladım.

'' bilmiyorum '' dedim Biraz sonra '' adem, kardelen, sen, ben biliyoruz birde '' dememe yer kalmadan yavuz bağırarak '' Nejad '' diye bağırdı. Bağırmak bağırma değil, kademe atlatmıştı. Araba kullanmasına rağmen ileri geri sallanıyor gibiydi.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin