Gecenin ortalarında kınalar yakılmış ve gece Dicle hanımın avucumun içine kocaman altını koymasıyla neredeyse bitmiş sayılırdı. Hiç tanımadığım insanlar başımda ağlamam beklentisiyle dönerken benim sadece başım dönüyordu. Ben normalde de ağlayan bir insan değildim ve onca insan tepemde dönerken hiç ağlamazdım. En son bu işin uzamaması için ağlıyor numarası yaptım. Yüzümü açtıklarında, onla da sıkılmış olacak ki uzatmadan kına merasimini tamamladık. Ben elim kınalı yerime geçerken eş dost çoktan konağı boşaltmaya başlamıştı bile. Çalgı çengi de olmadığı için pekte uzun sürmedi. Konakta neredeyse sadece akrabalar kaldık, yakın akrabalar onlarda yirmi kişi falan ederdi.
Evin erkekleri ortalıkta yoktu hala, gecenin ilerleyen saatlerinde evde kalacaklar odasına çekilmiş geriye kalan hepsi gitmişti. Üzerim dekinden kurtulmuş elimi yıkayıp eşyalarımı hazırlayıp bahçeye indirmiştim çoktan. Otele dönüyordum eşyalarımın çoğu gelmişti ama düğün yarın olduğundan bu gecede oteldeki son geceydi. Sonrası malum..
Mahmut arabayı hazırlayıp bahçede bana seslenince arabaya yürüdüm. O ara merdivenlerden elinde çantayla kardelen gelmişti peşimden.
'' Bende geliyorum Zeynep '' nefes nefese merdivenlerden inip yanıma geldi
'' Adem ağabeyin haberi var mı ? nereden çıktı bu''
Elindekileri Mahmut'a uzattı '' Bu gece bekarlığın son gecesi '' Gülümsüyordu. Bekarlığa veda partisi yapmayacağımıza göre bakışlarımdan ne dediğimi anlamış gibi sırıttı '' saçmalama sadece Birlikte olalım tek kalma istedim' dedi. Ya seviyordum bu kızı valla seviyordum.
Ona yanaşıp sarıldım tek başıma bütün gece sıkıcı geçerdi çünkü. Düğün otelde yapılacaktı. Saat yedi için balo salonu tutulmuştu sayın kayın valideciğim bu işe karışamamıştı . Kına gecesini biraz abartılı yapmıştı ama yavuzun da diretmesiyle düğün sade yapılacaktı. Nikah merasimi yapılmayacağı için yavuzun ve adem ağabeyinde çalıştığı kişilerin geleceği bir ortam olacaktı. Kına, konu komşu akraba için yapılmış düğünde yavuzun iş çevresi için yapılıyordu. Yavuzun da konumu malum bütün iş çevresi burada olacaktı anlaşılan.
Otele varıp kendimi yatağa attığımda gerçekten yorgunluktan ölüyordum. Bu günün ilk yarısında odada hazırlanmış diğer yarısında da sedirde oturup milletin dedikodusunu yapmıştık kardelen ile. Allah aşkına ne ara bu kadar yorulmuştum ben. Kardelende yorgun olduğundan hemen uyumuştu e kız ne yapsın bütün gün Dicle hanımın peşinden koşturmuştu resmen.
Sabah odanın içindeki tıkırtılarla uyandığımda yatağın içinden kafamı kaldırdım. Yorgun uyusam da şimdi kendimi oldukça dinç hissediyordum. Kardelen odaya kahvaltı söylemiş, servis arabasındakileri masaya yerleştiriyordu. Bu kadın hamarattı ya valla paçalarından akıyordu hamaratlık. Gülümsemeden edememiştim.
'' Günaydıınn.'' dedim uzatarak ve sevimli çıktığını düşündüğüm bir sesle. Kardelen hafif irkilerek bana döndü.
'' Hadi kalk kahvaltı yapalım birazdan gelir herkes.'' Bana bakış atıp geri yaptığı işe döndü.
Yatağa geri yatıp biraz içinde tepinmiştim. '' Kim gelecek kardelen Allah aşkına, ne zaman bitecek bu tantana '' Resmen millet düğüne kınaya geri gün sayardı ben ne zaman bitecek diye sayıyordum. Valla bezmiştim ya. Tanımadığım onca insana kafa sallayıp gülümsemekten yemin ederim bu yaşta kırış kırış olmuştum.
Kardelen gülümsedi çayı bardaklara dökerken '' hadi hadi şimdi karnımızı doyuralım daha sonra kim bilir ne zaman yeriz'' demişti. Haklıydı kuaförler hazırlanmak gelen giden hiç bir şeye vakit kalmıyordu ki yemeğe kalsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME ( düzenlenecek )
Genel KurguHüküm belliydi.. berdel.. İki farklı insan sözleşmeyle bağlandılar... Bu işte duygulara yer yoktu.. Aşk'a sevgiye yer yoktu... Zaman geçti.. aylar geçti.. Önce Aşk karıştı.. Filizlendi... büyüdü.. Artık geri dönülemezdi..