Bölüm 64

111K 5K 799
                                    


Odadan çıktığımda suratımdaki aptal aşık ifadesini silmeye çabalıyordum. Yavuz yanımda sanki hiçbir şey olmamış gibi duruyordu. Sinir oluyordum bu kendini bilen veya kendini tutabilen hallerine.

Suratım utançtan kıpkırmızıydı. Aslında utançtan da değil de sanki dün gece olanları herkes bilecekmiş gibi geliyordu. Gerçi bilseler ne olacaktı oda başka konuydu ya.

Salona indiğimizde kardelen her zaman ki hamaratlığıyla kahvaltıyı hazırlamıştı. Halalarda sabah kahvesi içiyorlardı.

Halalara günaydın deyip kardelenin yanına geçtim.

Biraz utanarak '' valla kardelen güneşle mi kalkıyorsun. Bütün işler de sana kalıyor. '' dedim. Her durumda kardelen işleri çabucak halletmiş oluyordu. Bu da zamanla eziyordu beni.

Kardelen gülümseyip '' o nasıl laf sanki ne yapıyorum bir yemek. Gerisini kadınlar hallediyor '' dedi.

On günde bir temizlik yapan bayanlar gelse de yemenin içmenin işi vardı evde. Eşyaların yerini tam bilmediğim içinde tamamen yardım edemiyordum. Kardelen 'siz hareket edemiyordum mutfakta.

İçimde kalıyordu. Kahvaltıya oturduğumuzda normal zamanlara göre herkes sessizdi. Gözlerimi onlarda gezdirip

'' bir şey oldu da benim mi haberim yok çok sessizsiniz '' dedim.

Küçük hala gülümseyip '' olanlardan sonra daha ne olacak gelin '' derken. Bizimkilerin yüzü anında asılmıştı.

Bu konunun açılması ya da konuşulması ortamı anında geriyordu. Bende sessiz kaldım. Ne diyebilirdim ki biz diyeceğimizi demiştik bundan sonra civan babadaydı top. Onun karısıydı bunları yapan ve onunla ilgili kararı da o verecekti.

Merakıma yenik düşerek '' büyük hala civan baba bir şey söyledi mi size acaba '' dedim. Bakışlarımı halalarda gezdirirken '' bundan sonra ne olacak '' dedim. Yavuz masanın altından ayağıma vurmuştu.

Halasının kızacağını mı düşünüyordu acaba. Altı üstü bir soruydu yani. Hem soruyu ben soruyordum ama aslında diğerlerinin de merak ettiğini biliyordum. Gün geçtikçe aslında ortamın sessizliğinden yavuz da gerilmeye başlamıştı onu da biliyordum.

Sonuçta bu yaptığı Dicle hanımın yanına kalamazdı. Adem ağabeyle kardelenin onca zaman çocuk hasreti vardı. Hadi onu da geçtim Dicle hanımın yaptığı çok hainceydi. En yakınlarının arkasından iş çevirmekti bu.

Büyük hala uzaklara dalmış gibi bir saniye bekledi sonrasında '' çok sessiz. Dicle kadınla aynı yerde kalmıyorlar hatta babanız eve bile gelmedi. Bizimle de konuşmuyor bekleyip göreceğiz '' dedi.

Bir süre bir şey demedi. Bizde yemeğimize geri dönmüştük. Yavuz yandan bana bakış atmıştım. Uzanıp elini tuttum aklındakileri biliyordum. Böyle bir olayın bir cezası bir karşılığı olmalıydı. Civan baba eğer karar veremezse bu işi yavuz üstlenecekti.

Büyük hala boğazını temizleyerek '' kendinizi daraltmayın çocuklar. Biz bu kalleş olayı en iyi sonuçla atlattığımıza şükredeceğiz. '' deyip kardelenin elini tuttu. '' gelin biliyorsun daha beteri olabilirdi. Yıllarca da sürebilirdi belki kuma bile söz konusu olabilirdi. O yüzden diyorum en iyi sonuç diye '' dedi.

Kardelen '' biliyorum hala merak etme. Bir daha hiç çocuğum olmaya bilirdi. Allahtan kalıcı bir hasar bırakmamış. Çocuğum olmayabilir de ama şimdi bilirim ki Allah' ın isteği çok üzülürüm hem de çok ama neden kelimesi aklıma bile gelmez. '' dedi. Çok vakur bir kadındı. Her kötülükte kendine sığınacak bir şey buluyordu.

SÖZLEŞME ( düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin