Gözlerimi açtığımda yağan yağmurun yüzümü ıslattığını fark ediyordum ve olduğum yerde usulca yatıyordum. Üzerimde bir elbise vardı, beyazın ton verdiği bir elbiseydi. Ne yapacağımı bilememiştim. Ayağa kalkmaya çalışmış ve ellerimle bedenime yön vermiştim derin bir nefes alarak hızla ayağa kalmıştım, yürüyebiliyordum. Bunun mutluluğundan gülümsedim. Arkamdan bir ses geldi, ayaklarım çıplak... Vücudum koşmaya müsait miydi? Bilmiyordum. Aniden yanıma yaklaşan ayak seslerini duymuş ve kalp atışımı kulaklarımda hissetmeye başlamıştım. İrkildim ve koşmaya başladım. Yağan yağmur bedenimi ıslatırken yerde oluşan su birikintileri koşmaya devam ettikçe tenime daha da çok değiyordu. Koştukça sırtımın ısındığını anlayabiliyordum. Soğuk bir ter belime inince irkildim. Neredeydim böyle? Üstelik delicesine koşabiliyordum. Korku, merak ve heyecan birbirine karışınca korkunç bir manzarayla karşılaşıyordum. Korku dolu bir şekilde koşuyordum. Biraz ileride bir uçurum görmeye başladım. Yerler yağmurdan ıslanmış ve topraklar çamurlaşmıştı. Ayak parmaklarımın üzerinde çamurlar yer edinirken, bacaklarıma kadar çıkmıştı. Biraz daha koştum ve tam uçurumun orada saçları omzunda, kahverengi düz saçlı, beyaz elbise giymiş bir kadın görmüştüm. Sahi anneme ne de benziyordu. Onunda dümdüz omuzlarında saçları vardı. Rüyalarımı süsleyecek kadar güzel bir kadın duruyordu karşımda. Durdum, karşımdaki kadına bakmaya devam ettim. Karşımdaki kadına merakla bakmaya devam ederken, bana dönmesini için ona daha da yaklaşıyordum. Merak duygumu bastıramıyordum. O güzel kadın usulca arkasına döndüğünde güzel yüzüyle karşılaştım. Meleğimsi gülüşüyle onu tanımıştım. Annem, duru güzellikte, bir meleğin rüyalarındaki saflıkta. Bana derin derin bakarken yüzüme yerleşen tebessümü hissediyordum. Yutkunmuştum, ona doğru adım atmaya başlarken ani bir şekilde durmuştum. Ama nasıl olur? O nasıl burada olur? Attığım her adımda kelimelerim ardını kovalamış ve dudaklarımdan dökülmüştü.
"Anne! " Diyebildim, fısıldayarak. Kalbim çekiliyordu sanki. Sesimdeki acı belli olurken, özlem ilk duygumdu. Kokusunu içimde hissediyordum, kalp atışı kulaklarımda ritim tutmuştu sanki.
"Mavi..." Dedi. Sesindeki kuş cıvıltıları susmuyordu. Yüzündeki gülümseme arkamdaki sonbaharı yaza çevirecek güzellikteydi. Kollarımı bedenine sarsam soğutan diken diken olan tüylerimin yerlerinde çiçek açar mıydı?
"Anne ben... özür dilerim, senin katilin benim annem. Benim suçum..." diyecek kelimem söyleyecek sözüm yoktu. Ne diyebilirdim ki ona? Beni suçlu bulurdu belki? Haklıydı, benim suçumdu.
"Hayır güzel prensesim. Ben mutluyum. Kendini suçlama ve yaşama geri dön. Mavinin içine." Demişti. Yaşama geri dön. Nasıl, onsuz nasıl yaşarım? Benim gücüm ondan gelirken onu kaybetmiştim. Benim yaşamım oydu, benim her şeyim oydu.
"Yapamıyorum anne. Gitme, sensiz yapamıyorum." Demiştim. Bir ihtimal yalvarışım onu durdururdu. Annem bana uzun uzun gülümsedi. İçimi gülümsetiyordu gene. Bakışları derinleşmişti.
"Gitme." Diye fısıldayabildim sadece.
"Seni seviyorum prensesim. Mutlu ol." Gözlerinden dökülen gözyaşlarına karşılık gözlerimden yaşlar gelmişti. Bedeni yorgundu ama huzurluydu. Üzerindeki beyazlığa renk veren bir kan, üzerini kapladı. Yüzümdeki endişe yerini alırken annemin huzurlu yüzü hala yerindeydi. Üzeri kanla doluyorken bunun bir kabus olmasını diledim. Mavi gözleri kapandı. Gözlerinden kırmızı bir damla düşmüştü. Ağlamamı durduramıyordum. Ellerimle onu tutmaya çalışmıştım ama sadece yere öylece düşebildim. Kalkıp onu tutmaya gücüm yetmedi. Annem uçurumdan düşerken, gözlerim açıldı.
Gözlerimi bağırarak açmıştım. Kolumdaki serumun can yakar bir tarafı yoktu. Yüzümün beyazlığını hissedebiliyordum. Bağırmamı duyduğunu düşündüğüm bir kadın içeriye girdi. Telaşlı adımlarla yanıma yaklaştı. Gördüğüm bu rüya neyi anlatmaya çalışmıştı bana? Annem orada iyi miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Denizi
Teen Fiction18 yaşında bir genç kız hastalığı yüzünden tüm hayallerinden vazgeçmeyi planlarken tamda hayalleriyle karşılaşıyor. Mavi'nin ve Deniz'in aşkı. Bitmiş bir hikayeyi yeniden yazmaya karar verdiler. Yaşam bu kadar güzel olabilir miydi?