Gözlerimi açtığımda elimi tutan ve kucağında olduğum adam oydu. Gelmişti. Başım ne zaman bela da olsa yanımda bitiyordu. Ya da hiç gitmemişti kim bilir ki? Yüzün de ki endişeyi gülümsememle rahatlattım. Tuttuğu nefesi gözlerimi açınca bıraktı. Elim tam kalbindeydi."Bırakmadın, beni bırakmadın." Dedim. Deniz bir şey dememişti. Eliyle ıslanan saçlarımı seviyordu. Kalbinde olan elimi yakasına götürdüm. Yakasını çektim ve dudaklarının dudaklarıma kavuşmasına izin vermiştim. Şimdi susmuştu şehir, kapanmıştı ışıklar. Duyduğum tek şey kalbimizin ritimleriydi. Gözlerimi kapatıp huzura ermesine yardımcı olmuştum. Ters giden bir şeyler vardı. Sesler boğuklaşıyordu, gözlerimdeki bu ağırlık neydi? Ben neden açamıyordum gözlerimi?
◇
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim ve Deniz tam karşımda duruyordu. Bense onu gördüğüme çok sevinmiştim ve hemen söze girdim.
"Deniz, özür dilerim ama böyle olmak zorundaydı. Yoksa gelmeyecektin." Dedim. Deniz eliyle dur işareti yaptı.
"Sen mahkum olduğun hayata aitsin Mavi." Dedi. Yüzümde ki anlamsız ifade ne demek istediğini anlamadığımı belirtiyordu.
"Böyle kalmak zorundasın." Dedi ve ayak ucumdan kapıya yöneldi.
"Deniz, ben anlamıyorum ne oluyor?" Dediğimde Deniz kapıyı açmıştı ve odadan çıkmaya hazırlanıyordu. Üzerimdeki örtüyü çektikten sonra ayağa kalkmak için çabaladım fakat ayaklarım kalkmadı. Ellerimle ayaklarımı yataktan sallandırdım ve ayağa kalkmak için adım attığımda olduğum yerde düşmüştüm. Ayaklarıma bakıyor bağıra bağıra ağlıyordum. Deniz'in ismini sayıklıyor ve yerlere vuruyordum. Ayaklarım, ayaklarımı hissetmiyordum.
Yankılanan çığlığımla Deniz diyerek açtım gözlerimi. Akmaya hazırlanan yaşlarım durmuştu ve içeriye geri akıyordu. Kafamı kaldırdığımda yanımda diz çökmüş elleriyle kafamı tutan Deniz'e baktım ve derin bir nefes aldım. O buradaydı ve hepsi bir rüyaydı. Deniz ellerini yavaşca kafamdan çekip koltuğun kenarına oturdu. Dirseklerini dizlerine koydu, ellerinin arasınaysa başını.
"Deniz." Dedim. Bir şeylere açıklık getirmek istiyordum fakat daha da kötüye sürüklemek istemiyordum. Onun gelmesi beni güçlendirmişti. Peki ya şimdi, şimdi ne diyecektim ona? Ellerini kafasından çekip yere bakan ve iki elini birleştiren Deniz için yattığım yerden düzelttim kendimi ve söze girdim.
"İki haftadır neredeydin? Çok merak ettim seni." Dedim. Deniz bir şey demeyince sözlerime devam ettim.
"Deniz bak o gün..." dememle Deniz bana döndü ve susmamı işaret etti. İçinden derin bir nefes aldı ve bu nefesi alırken gözlerini kapatıp açtı. Ayağa kalkıp odasına yöneldi.
"Bir şey deme." Dedi ve odasına çekildi. Bense hala gittiği yere hüzünle bakıyordum. Ellerimi yüzüme kapatıp iç çektim. Üzerimde ki battaniyeyi kaldırınca üzerimin değiştiğini fark ettim.
"Hayır ya." Dedim ve üzerime tekrar baktım. Beni o mu giyindirmişti? Oflayarak ayağa kalktım ve koşar adımlarla odama yöneldim. Kapımı kapatıp hala yatağımın üzerinde duran telefona doğru ilerledim. Yatağın yorganını hafif açıp içine girdim. Telefonu elime aldım. Saate bakıp yerine koyacaktım. Gelen bir mesaj olunca koyacağım yerden kendime doğru telefonu geri çektim ve mesaj kutusuna girdim.
"Mavi selam, ben Kuzey. Geçen gün için özür dilerim. Deniz'in evinin önündeyim. Sabaha kadar bekleyeceğim. O gün için konuşmak ister misin? Bir şeyleri netleştirmek istiyorum artık." Demişti. Telefonu kapatıp düşündüm. Gerçekten gitmelimiydim bilmiyordum ama bu durumdan gerçekten çok sıkılmıştım. Haklıydı bir şeyler netleşmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Denizi
Teen Fiction18 yaşında bir genç kız hastalığı yüzünden tüm hayallerinden vazgeçmeyi planlarken tamda hayalleriyle karşılaşıyor. Mavi'nin ve Deniz'in aşkı. Bitmiş bir hikayeyi yeniden yazmaya karar verdiler. Yaşam bu kadar güzel olabilir miydi?