Sır

454 58 23
                                    

Karşımda duran adama bakıyordum. Şaşkın ifadeleri üzerimdeydi. Ne diyecektim? Ne yapacaktım? Bu adreste ne olduğunu merak ediyordum fakat yirmili yaşlarda bir genç adam duruyordu karşımda.

Deniz adamı görünce eliyle beni arkaya itti ve önüme geçti.
Beyaz tenli, siyah saçlı ve ela gözlüydü. Yutkundu ve devam etti.

"Git buradan!" Diye bağırdı. Deniz, eliyle dur işareti yaptı adama doğru.

"Sakin ol." Dedi. Adam elini cebine götürüp bıçağını çıkardı ve bize doğru uzattı. Deniz hemen belindeki silahı çıkarıp adama uzattı.

"Hayır, Deniz hayır!" Dedim. Yanına geçip kolunu tuttum ve devam ettim.

"İndir o silahı. Zarar vermeyeceksin ona." Dedim. Deniz, ona bakıyor ve sinirini kusuyordu. Ortalarına geçmeye çalışınca Deniz eliyle beni geri itti.

"Bak, biz sana zarar vermeye gelmedik. Hadi indir bıçağını." Dedim. Bir çift göz bana döndü. Derin bir nefes içine çekip bıçağını indirdi ve kapıyı en hızlısıyla kapattı. Deniz silahı indirdi ve bana döndü. Daha sonra bileğimi kavradı ve arabaya yöneldi. Siniriyle bileğimi öyle bir sıkıyordu ki farkında değildi.

"Deniz, bırak bileğimi." Dedim. Diğer elinde silah vardı ve siniri geçmiş değildi.

"Canım yanıyor, bırak!" Dediğimde elini hızla çekti ve bana döndü. Elindeki silahı beline koydu. Diğer elimle bileğimi sıvazladım ve ona baktım.

"Silaha gerek yoktu." Dedim.

"Sana zarar verebilirdi." Dedi.

"Sen daha çok verdin." Dedim. Gözlerini gözlerimden çekip bileğime baktı ve bileğimi tutup kaldırdı. Hafif kızarmıştı fakat acısı dinmişti.

"Hadi, İzmir'e geri döneceğiz. Buradaki işimiz bitti." Dedi ve arkasını dönerek arabaya yöneldi.

"Hayır. Burada ne olacağını bulacağım. Beni tanıyordu. Annem bu adresi bir sebebi olduğu için bıraktı ve ben o sebebi bulacağım." Dedim. Bunu derken iki kolumu birleştirmiştim.

"Çocukluk yapmanın sırası değil. Bıçak taşıyan biriyle seni muhattap edemem." Dedi.

"Bunu sana sormuyorum zaten Deniz." Dedim. Deniz'in bakışları değişmişti ve gözleri, gözlerimden uzaklaştı. Kalbini kırmıştım bu belliydi fakat adıma karar verilmesini sevmiyordum. Kafamı eve geri çevirdiğimde o adamın camda olduğunu gördüm. Ona baktığımı görünce perdeyi çekti. Deniz arabaya yaslanmıştı ve bekliyordu. Eve doğru geri ilerledim.

"Mavi, hiç değilse yanında durayım." Dedi. Kafamla onayladım ve eve doğru ilerlemeye devam ettim. Kapıyı çaldım fakat açılmadı.

"Bak, sana zarar vermeye gelmedim. Benim için özel biri bu adrese gelmemi söyledi. Burada bir şey olduğunu biliyorum. Yardım eder misin bana? Şu taşın altına numaramı bırakacağım. İkna olursan ara, lütfen." Dedim ve çantamda ki kağıdı çıkardım ve Deniz'in numarasını yazdım çünkü yangında Yaren telefonumu almıştı. Köşedeki taşı alıp kağıdın üstüne koydum. Kapıya son kez bakarak arabaya doğru yöneldim. Deniz'de peşimden geldi. Arabanın kapısını yavaş açıp içine girdim ve kemerimi taktım. Cama tekrar baktığım da perde hala kapalı görünüyordu. Deniz' de peşimden arabaya binmiş ve kemerini bağlamıştı. Arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk. Düşüncelerimi ara vermeye karar vermiştim. Düşünmek bana şu an iyi gelmiyordu. Otele gittiğimizi düşünüyordum. Denize sormaya korkuyordum çünkü az önceki konuşmamız iyi değildi. Gözlerimi cama dayadım ve Kocaeli'nin güzel görüntüsünü izlemeye koyuldum. Yarın tekrar gidecek ve şansını tekrar deneyecektim.

Mavinin DeniziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin