Gözlerimi yavaşca açtığımda etrafı incelemeye başladım. Klasik bir odaydı. Bir dolap, bir yatak, bir komidin, bir de kitaplık vardı. Dikkatimi çeken kitaplık oldu. Çünkü salonda da vardı. Deniz'in kitapları sevdiğini anlamak zor değildi.Bir anda üşüme geldi. Yorganı üstüme çektim ama hala üşüyordum. Hemde çok. Midemin bulantısı hasta olmaya başladığımı fark ettirdi. Ellerimi alnıma götürdüğümde ellerimin soğukluğu irkilmeme sebep oldu. Ateşim çok vardı. Göğsümdeyse bir baskı hissediyordum. Bedenimin narin olduğu kesindi ama içim için aynısını söyleyemezdim.
Deniz kapıyı tıklayarak içeri girdi. Yavaşça yanıma yaklaştı. Sandalyeyi yanıma çekti. Arkam ona dönüktü. Tirtir titriyordum. Soğuk terim belime inince tekrar irkildim.
"Mavi, dün için kusura bakma. Sana bu şekilde davranmak istemezdim. Babana laf ediyordum şimdi ben..." dedi ve sustu. Cevap verecek halim yoktu. Aslına bakarsam dönecek halim bile yoktu.
"Yani... neyse konuşmak istemiyorsun anlıyorum." Dedi. Seslerden anladığım kadarıyla sandalyeyi geri yerine koydu. Biraz durdu. Sonra yanıma oturdu.
"Mavi sen iyimisin?" Diyip beni kendine doğru çevirdi. Sıcaktan yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Beyaz tenli olduğum için hemen belli edebiliyordum hasta olduğumu.
Deniz elini alnıma koydu.
"Mavi sen yanıyorsun." Diyip beni kucağına aldı. Omzunun acısını bile umursamıyordu. Yavaşca kucağına aldı. Başım omzuna denk geldi. Elimle bıçaklandığı yere dokundum. Sen ne güzel bir adamsın Deniz. Her koşulda yanımdasın. Kokusunu içime çekip elimi koluna sardım. Denizse odadan çıktı. Koridorun sonuna kadar bana "uyuma" dedi.
Banyonun kapısını açtı. Duşa beraber oturduk. Eliyle yukardan suyu açtı. Su tenime deyince inledim. Çok soğuktu.
"Soğuk... çok soğuk." Diyip gözlerimi kapattım. Deniz elini yüzüme koydu.
"Mavi uyuma güzelim. Bak bana ayık kal. Hadi Mavi aç güzel gözlerini." Diyince gözlerimi kısarak ona baktım. Korkmuş görünüyordu. Su onada geliyordu. Saçları ıslanmıştı, kahverengiye dönmüş saçları alnını kapattı. Dudakları kıpkırmızı olmuştu. Deniz, kafamı iki elinin arasına alıp göğsüne yasladı ve beni sıkıca sardı. Benim ellerim boynumu saran kollarına tutundu. Deniz, suyu kapattı. Beni duşa kabinin içinde bıraktı. Havluyu getirerek bedenime sardı. Beni tekrar kucağına aldı. Islandığı için bedenine yapışmıştı tişörtü. Beyaz tişört üstüne kırmızı kareli gömlek giymişti. Kafamı omzuna koyup elimi kalbine yerleştirdim. Deniz koluyla kapıyı itip beni yatağın üzerine bıraktı. Ben hemen yorgana sarılınca Deniz hemen elimden çekti ve
"Önce prensesimizin ateşine bakalım değil mi?" Dedi yüzündeki tebessümle odadan çıktı. Bense titriyordum ve resmen ağlayacaktım. Saçımdaki sular tenime değiyordu. Ben iki elimi kollarıma sarmıştım. Deniz elinde ki ateş ölçerle odaya girdi. Beni kollarımın altından tutup dik oturttu.
Sonra yanıma yatağa oturdu."Ağzını aç"dedi. Bense iki kolumu birbirine geçirdim ve başka diğer tarafa baktım.
"Mavi!"diyince ağzımı açtım. Oda gülümsedi ve ateş ölçeri koydu. Makineden ses gelince çıkartıp baktı.
"37.5 güzel düşmüş biraz."diyip dolaba yöneldi. Dolabın içini açınca kadın kıyafetleri gördüm. Bunlar da kimindi? Başka bir kız gelmiş, kalmış ki kıyafetleri burdaydı. Kimindi acaba?
Deniz eline bi kaç parça alıp yanıma getirdi. Bana bakıp yavaşca odadan ayrıldı. Bense üzerimi değiştirip uzanmıştım.
◇
"Mavi, hadi aç gözlerini. Şu çorbadan biraz iç. Açsın dünden berri." Sesi kulaklarımda yankılanan Deniz'e gözlerimi kısarak baktım. Çoktan akşam olmuştu bile. Alnımda bez kollarımın eklem yerlerinde de ıslak ve soğuk bezler vardı. Elimi yüzüme götürdüm. Kızaran yanaklarıma elimin tersiyle dokundum.
"Günaydın." Dedim. Deniz elinde ki tepsiyi yanımdaki komidinin üzerine koydu.
"Yemek yemen gerek. Hem hemşire içerde fizik tedavin için geldi. Ayrıca doktor da sana bir iki ilaç yazdı. Bunları yedikten sonra onları da içmen gerekiyor."dedi. Deniz'e bakıp
"Neden benimle bu kadar ilgileniyorsun?" Diye sordum. Kim böyle bir kızla arkadaş olmak ister? Sevgili olmak ister? İçimden taşanları ona anlatmak iyi hissettiriyordu.
Oysa tepsiyi alıp kucağıma koydu. Odayı terk etti. Bende bir iki kaşık alıp bıraktım çünkü midem çok bulanıyordu. Yanındaki ilaçları da içtim. Hemşire odaya girince tedaviye başladık.
◇
Tedavi bitmişti. Hemşire elindeki tüyü alıp ayağımın altına sürünce baş parmağım oynadı. Ben halimin olmamasına rağmen öyle bir bağırdım ki Deniz içeri girdi.
"Ne oluyor?"dedi. Hemşire bana bakıp gülümsedi. Deniz'e bakıp
"Parmağını oynattı."dedi. Deniz'in yüzündeki gülümseme gözlerimi doldurdu. Arkama yaslanıp derin nefes aldım. Hemşire malzemelerini toplamaya başladı.
"Üçüncü gün ve sen mükemmelsin Mavi. Ben senin bir aya kalmadan iyileşeceğine inanıyorum. Sakın umudunu kesme." Dedi. Bense gülümsedim. Deniz'de hemşireyi geçirdi. Gözlerimi kapattım ve siyaha kendimi bıraktım.
Gözlerimi açtığımda Deniz yanı başımda sandalye de bekliyordu. Cama doğru gökyüzüne bakıyordu. Bir şeyler düşündüğüne emindim.
"Ne düşündüğünü biliyorum." Diyince bana döndü. Sandalyeden kalkıp yanıma oturdu. İki elini birleştirdi.
"Mavi uyansa da yemek yesek." Dedim. Oda yere bakarak güldü. Bense gülüşüne gülümsedim. Beni kucağına alarak odadan çıktı. Salona doğru gelince dışarda ki bahçede bir masa hazırladığını gördüm. Dışarı çıkınca güneş ve çimenin kokusunu içime çektim. Tekerlekli sandalyem masanın yanındaydı. Deniz beni oraya oturttu ve kendisi karşıma geçti. Harika bir sofra hazırlamıştı. Yani herhalde o hazırlamıştı.
"Bu kadar marifetli olduğunu bilmiyordum."dedim oda bakıp gülümsedi.
"Keşke olabilseydim."dedi ve yüzünü tebessümle kapladı. Mücahit abi yapmıştı ve aklıma yeni geliyordu.
Kahvaltımızı güzel bir şekilde yapmaya devam ettik. Ben kafamı geri yaslayıp mavinin en güzel tonuna baktım. Gökyüzüne...
"Biliyor musun? Şuan ne yapmak istersin diye sorsalar, kollarımı açıp dönmek isterdim. Midem çıkana kadar." Dedim ve gülümsedim. Deniz derin bir nefes alıp yanıma geldi. Sandalyeyi iterek beni ortaya aldı.
"Ne yapıyorsun?"dedim. Deniz iki eliyle kavradığı sandalyeyi bir anda döndürmeye başladı. Bense kollarımı açarak bağırmaya başladım. Kalbini sevdiğim adam... Deniz beni durdurup kucağına aldı ve beraber dönmeye başladık. Ben kollarımı açarak gülüyor gökyüzüne bakıyordum. Deniz durup beni çimene yatırdı. Beni de yanına yatırdı.
"Sen her şeyin en iyisini hakediyorsun Mavi."dedi bana bakarak. Daha sonra alkışlama sesi geldi. Kafamı çevirip bakınca karşımda Kuzey'i gördüm.
"Bravo, ne güzel eğleniyorsunuz."dedi. Yüzüne tanıyamadığım bir ifade vardı. İyi bir duruş değildi bu. Deniz ayağa kalktı. Bense kollarımın yardımıyla düzelttim kendimi.
"Kuzey?"dedi Deniz. Kuzey içeri girince Deniz arkasından gitti. Bense kollarımda ki gücü bırakıp çimenlere uzandım.
Gökyüzüne bakarken konuşmaya başladım. İçimde ki bu duygu da ne? Kalbimle midem arasında bu sefer bir şeyler oluyor. Yanmıyor içim, ağlamıyor kalbim. Ellerim terledi, kalbim çok hızlı. Ne oluyor bana anne? Bu his ne hissi? Benim içim neden kıpır kıpır? Ben bu hissi çok sevdim anne. Bu duyguyu adlandırdılar biliyorum. Bu his aşk mı? Ben aşık mı oluyorum anne? Yüzümdeki gülümseye hakim olamıyordum. Ellerimi gök yüzüne uzattım ve gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Denizi
Teen Fiction18 yaşında bir genç kız hastalığı yüzünden tüm hayallerinden vazgeçmeyi planlarken tamda hayalleriyle karşılaşıyor. Mavi'nin ve Deniz'in aşkı. Bitmiş bir hikayeyi yeniden yazmaya karar verdiler. Yaşam bu kadar güzel olabilir miydi?