Ya biri, ya hepsi.

281 43 68
                                    

"Mavi, ben..." Der demez sözlerini kestim. İki kolumu birleştirip gözlerimi isminin Dilara olduğunu öğrendiğim kıza çevirdim.

"Ya da sen açıklamak ister miydin?" Dediğimde ona doğru bir adım attım ve gözlerimi gözlerinden ayırmadım.

"B-ben..." Dedi. Titrediğini görür gibi olmuştum. Bir adım daha atarak kolundan tutup sıktım.

"Ne o korkuttum mu seni?" Dedim ve ardından kolunu sıkmaya devam ettim. Nefretim ortaya çıkmış ve delirircesine davranış sergilemeye başlamıştı.

"Mavi, bırak kolunu kızın." Diyen Deniz'e kafamı kaldırmadan cevap verdim.

"Ne oldu, üzüldün mü onun için?" Diye sordum. Sözlerimi imalı, ses tonum sertti. İhanete uğramış gibi hissediyordum. Aralarında bir şey olmasından korkuyor muydum? Her şey den çok. Onu kaybetmekten fazlasıyla ürperiyordum.

"Mavi, bırak." Dediğinde kızın kolunu daha çok sıktım. Dilara biraz inleyince Deniz elimin üzerine elini koyarak Dilara'nın kolunu kurtarmak istediğin de biraz daha sıktım.

"Yaren gibi davranmayı bırak!" Dediğinde Dilara'ya kitlenmiş gözlerim Deniz'in gözlerini buldu. Ellerim yavaş yavaş geri çekilmeye başlamıştı. Dedikleri zihnimde yankılanıyordu. Kınadığım, kızdığım insanlarla aynı durumdaydım. Yutkundum ve Deniz'e baktım. Bir iki adım gerileyerek içinde bulunduğumuz ortama odaklandım. Tekerlekli sandalye de olan kadın olduğu şekilde bizi izlerken, Dilara acıyan kolunu tutuyor Deniz'se ona yardımcı oluyordu. Gözlerimi yere indirerek utandığım yerden koşarak uzaklaştım. Arkamdan seslenen Deniz'in yüzüne bakacak durumum olmadığından ona doğru dönemeden hızlandım. Asansörün önüne geldiğim de hemen tuşlara basarak ilk gelen asansöre kendimi attım.

"Aptal! Aptal!" Diye ellerimle kafama vurmaya başlamıştım bile. Ne diyecektim? Karşısında durup bana anlatmasını bile istemeyecektim. Kendimi rezil ettiğim yetmiyormuş gibi, olmaktan korktuğum bir konumdaydım. Bu Mavi kimdi? Kimdim ben? Düşüncelerim susmalıydı, zorundaydı. Zihnimde yankılanan seslere asansörün açılması dur demişti. Hızlı adımlarla lobiye geldiğim de kapıdan koşarak uzaklaştım. Tam karşıya doğru koşarken yanımda aniden duran arabayla irkildim ve gözlerimi kocaman açarak bir adım geriledim.

"Kuzey." Diye fısıldadığım da korkudan hızlanan nefesimi rahatlatmaya çalışıyordum. Kemerini çıkartıp yanıma gelen Kuzey'i izliyordum.

"Mavi, İyi misin?" Dediğinde yanıma yaklaşmıştı bile.

"Senin burada ne işin var?" Diye sormuştu. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım.

"Kuzey, götür beni buradan. Lütfen." Dediğimde Kuzey yutkunarak geriye doğru adım attı ve arabaya yöneldi. Hemen ardından bende hızlanarak ön koltuğa bindim.

Koltuğa oturduğumda derin bir nefes almıştım. Deniz'in karşısında ne diyeceğimi bilmiyordum. Orada olanları daha da merak ediyordum. O kadın kimdi? Dilara dediği kız onun için neden bu kadar önemliydi? Sorular kafamı öyle bunaltıyordu ki nefesimi daraltmaya yetmişti.

"Kuzey, durur musun?" Dediğim de Kuzey sağa çekip arabayı durdurmuştu. Bense kemerimi çıkartıp hemen ardından kapıyı açıp İzmir'in denizine doğru yönelmiştim. Bir bankın önüne yaklaştığım da ellerimi bankın üzerine yerleştirdim. Kafamıysa iki kolumun arasına koyup derin nefes almaya başladım. Soğuk havanın yanan içime girmesi beni rahatlatıyor, hızlı nefes alış verişlerimse başımı döndürüyordu.

"Öğrendin mi?" Diye sordu. Kafamı kaldırıp Kuzey'in gözlerini buldum.

"Hayır. Hâlâ her şeyi bilmiyorum." Dedim ve ellerimi bankın üzerinden alarak düzeltip Kuzey'in tam karşısına geçtim.

Mavinin DeniziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin