İnsan en zor anında ölümü yeğler. Ölsemde kurtulsam der ama ölümle burun buruna geldiğindeyse ölmek istemiyorum diye ağlayan korkandır. İnsanların canavarı insanlardır. İçiniz de ki kötüyü susturmak zor değildir. Siz susturmak istemezsiniz ve bir kötülük yaptığınızda şeytana uydum dersiniz. Uyup uymamak kimin elinde orası meçhul. Yaşama bir defa geliyorsunuz ve onu da insanlara kötülük yaparak, nefret kazanarak geçiriyosunuz. Ne yazık.
Kapının tıklanmasıyla gözlerimi açtım. Burda uyumuştum ve elim çok ağrıyordu. Ayağa kalkıp hemen yardım istedim.
"Merhaba, orda biri var mı?" Diye sordum.
"Mavi? Sen misin?" Diyen bir ses geldi. Bu Deniz değildi.
"Evet, benim yardım eder misin kilitli kaldım." Dedim. Karşıdan ses gelmeyince bir daha
"Orda mısın?" Diye sordum. Ses kesilince kapıdan uzaklaştım ve oturduğum yere geri çöktüm. Elime baktığımda kemik kısımları morarmıştı. Beyaz tenimden çok net belli oluyordu. Parmağımla üzerine dokununca hafif bir inledim. Sinirden nasıl vurduğumu bilmiyordum. Ellerimi saçlarıma götürerek kafamı, ellerimle kapattım. Bir an önce burdan çıkmak istiyordum. Kimse gelip gitmemişti gerçekten. Kapının kilit sesiyle çöktüğüm yerden kalkıp kapıya doğru baktım. Kapı açılınca giren kişiye baktım. Bu Kuzey'di.
"Mavi, ne işin var senin burada?" Dedi ve devam etti.
"Arızalıymış burası." Dedi. Kimsenin gelmediğini şimdi anladım.
"Uzun hikaye Kuzey. Çıkalım mı artık? Buradan çok bunaldım." Dedim. Kuzey kapının önündeydi ve geri çekildi. Bense lavabodan çıktım. Derin bir nefes aldım. Etrafa baktığımda kimse yoktu.
"Herkes derste mi?" Dedim. Kuzey'de olumsuzca başını salladı.
"Okul çıkışı olalı yarım saat oldu." Dedi bende direkt Deniz'i düşündüm. Beni göremeyince telaşlanmış olmalıydı.
"Kuzey, telefonun var mı?" Dedim. Oda onaylarcasına kafasını salladı.
"Deniz'i arayabilir miyim?" Diye sordum.
"Deniz'in numarasını sildim. Yok bende." Dedi sertçe. Harika şimdi nasıl ulaşacaktım? Koridorun sonunda doğru ilerledim ve 12-C ye girdim. Çantam orda yoktu. Deniz almış olmalıydı. Kuzey arkamdan gelmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Deniz'in evinide bilmiyordum.
"Deniz'e bırakır mısın beni?" Dedim. Kuzey seslenmedi ve sınıftan çıkınca bende peşinden gittim. Koridorun sonuna doğru hızlı hızlı yürüyen Kuzey'in peşinden gidiyordum. Kuzey okuldan çıkarak arabasına doğru yürüdü. Ön koltuğun kapısını açarak eliyle bin işareti yaptı. Hava hafif kararıyordu benimse binmekten başka bir çarem yoktu. O yüzden bindim. Kapımı kapatıp şoför koltuğuna bindi. Arabayı çalıştırdı. Deniz'e götürmesine sevinmiştim. Onunla karşılaştığımıza da çok sevinmiştim. Tanımadığım biriyle karşılaşsaydım daha kötü olurdu. Kolumu camın olduğu yere koydum ve elimi de yüzüme yerleştirdim. Camdan şehrin ışıklarını izliyordum. Kırmızılaşmış gökyüzü harikaydı. Deniz'e bu olanları anlatmak istemiyordum ama ona bir açıklama yapmam gerekirdi. Kuzey arabayı sağa çekti. Kafamı çevirip baktığımda burası Deniz'in evi değildi.
"Kuzey, burası Deniz'in evi değil ki." Dedim. Kuzey bir şey demeden el frenini çekti ve kemerini çıkardı. Arabadan inip benim olduğum yere geldi. Kapıyı açıp "in." Dedi. Bense kemerimi çıkarıp indim.
"Kuzey, beni Deniz'e götürür müsün?" Dedim. Kuzey bir şey demeden kolumdan tuttu. İçeriye doğru çekti. Ben kolumu çekip
"Gelmek istemiyorum. Zorla mı sokacaksın beni o eve." Dedim. Kuzey durdu ve bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Denizi
Teen Fiction18 yaşında bir genç kız hastalığı yüzünden tüm hayallerinden vazgeçmeyi planlarken tamda hayalleriyle karşılaşıyor. Mavi'nin ve Deniz'in aşkı. Bitmiş bir hikayeyi yeniden yazmaya karar verdiler. Yaşam bu kadar güzel olabilir miydi?