Zaman bir bıçak gibi kesip geçiyordu dilimini. Yaşadıklarımın üzerinden dört buçuk ay geçmişti fakat neden acısı dün gibiydi? Hani her şeyin ilacıydı bu zaman? Ben git gide daha da acı çekiyorum anne. Kalbimden taşanları kimseye anlatamıyorum ben, sevgine ihtiyacım var. Sana,varlığına ihtiyacım var anne.
Umutlarınız tükenirken yanınızda hep birileri olsun istersiniz. Bitti, hayat bana atabileceği en büyük kazığı attı ve benim yaşamım sona erdi diye düşünürken hayat karşınıza bambaşka bir fırsat çıkarır ve der ki; Bitmedi, başındasın. Hayat bunu bana bir kez dedi anne. Sen öldüğünde bunu bana dedi. Şimdi tekrar aynısını diyecek mi? Deniz tam anlamıyla koptu mu benden?
Bunun cevabını verebilecek tek kişi var oda; Deniz Akay. Fakat şu anda cevap bekleyen biri varsa oda Deniz.
"Mavi, söyle bana. Ben kimim?" Diye sorusunu yinelemişti. Bir eli koluma gittiğinde silkeledi. Bu soruyu bana sormuştu fakat aynı soruyu bende kendime soruyordum. Sen kimsin Deniz Akay? Benim yaşamıma yaşam katan, sert ama kalbi kadar ince bir adam mısın? Yoksa farklı, olmadığı birine inanmak isteyen o adam mı?
"B-Ben..." Dediğimde Deniz ayağa kalkmış ve kıyıya doğru iyice yaklaşmıştı. Ellerini ensesine götürüp birleştirmişti ve denize doğru bakıyordu. Dolan gözlerim ve yanan suratım kendini belli etmişti. Kollarını açıp bana doğru dönmüştü ve bağırmaya başlamıştı.
"Kafamı sen karıştırdın, şimdi gerçekleri bana söylemek zorundasın!"Diye bağırdığında ürkek adımlarımla yanına yaklaşmaya başlamıştım. Yanı başımdasın ve sana dokunamıyorum. Söyleyemiyorum çünkü tekrar gitmenden korkuyorum Deniz. Söyleyemem sana ve kendime bunu yapamam. Bir kez daha olmaz, kaldıramam. Hiç değilse seni görebiliyorum,bunun da elimden alınmasına izin veremem.
"Bilmiyorum ben, bilmiyorum." Diye bağırdığımda ağlamaya başlamıştım bile. Giderdi, onu bir daha kaybederdim. Bu içimdeki kaybetme korkusunun tarifi o kadar imkansızdı ki. Yaşamım boyunca karşılaştığım en zor duygulardan biriydi.
Bunu dememle Deniz arkasını dönmüştü. Hıçkırıklarım dudaklarımın arasından çıkmaması için onları ısırıyordum ve ellerimin tersiyle gözyaşlarımı silmiştim. Arkası dönük olan Deniz'e bir adım yaklaştığımda kokusunu içime doya doya çekmiştim. Ruhum bedenimden ayrılırken Deniz'e doğru yürüdü ve arkasından kocaman sarıldı. Düşlerimdeydi, ona sarılmak buydu artık benim için. Düş, hayal ve bir anı olarak kalmıştı.Elimi ona doğru uzattığımda dokunmaya cesaretim olmamıştı. Ona dokunmak... Dünyanın en zor şeyi olabilirdi. Yutkunduğumda derin bir nefes almıştım ve geriye döndüğümde koşmaya başlamıştım. Hem ağlıyor, hem koşuyordum. İçimde yanan ateş ve boğazımdaki soğukluk nefesimi kesmeye yetiyor gibiydi. Nasıl dayanacaktım bu kadar acıya? Ona her şeyi anlatma şansım varken bile anlatamamıştım. Kalbim bu nasıl bir yangın böyle içimde bir kor varken nasıl hala ayaktaydım ben?
Nefesim daha da kesildiğinde dizlerimin üstüne düşmüştüm. Ellerim düşmemi yavaşlatmıştı fakat canımın acısını hissetmiyordum. Kalbimin acısının yanında bunlar bir hiçti. Ayağa kalkamamıştım fakat ağlamaya devam ediyordum. Yerdeki taşları gözyaşlarım ıslatıyordu.
Yapamıyordum, güçlü olamıyordum. Bunu asla başaramayacaktım. Ellerimi yere vurmaya başladığımda sinirimi,kinimi ve öfkemi kusmaya başlamıştım. Sanki içimdeki tüm ateşi yerlere vurarak atıyordum. Bu acınacak halde olduğum anlamına mı gelirdi yoksa? Ben acınacak durumdaydım. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Kimseye yardımım dokunmuyordu, herkese zararım vardı. Korkunç bir insandım ben. Dayanacak gücüm dahi kalmamıştı.
Yerde olan kırmızı rengi görmemle ellerimdeki kanların farkına varmıştım. Parçalanan ellerimi göğsümün üzerine yerleştirmiştim ve bacaklarımı kendime çekmiştim. Sokaktan geçenler bana baksa da kalkacak gücüm yoktu. Ağlamam durduğunda derin bir soluk çekmiştim içime ve bu soluk başımın dönmesine sebep olmuştu. Yavaşça ayağa kalkmaya çalıştığımda dengemin bozulduğunu hisseder gibi olmuştum. Düşmek üzere olan bedenimi birinin tuttuğunu fark ettiğimde gözlerim refleks olarak kapanmıştı. Ağlamaya devam ederken gözlerimi açacak halimin kalmadığını anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Denizi
Teen Fiction18 yaşında bir genç kız hastalığı yüzünden tüm hayallerinden vazgeçmeyi planlarken tamda hayalleriyle karşılaşıyor. Mavi'nin ve Deniz'in aşkı. Bitmiş bir hikayeyi yeniden yazmaya karar verdiler. Yaşam bu kadar güzel olabilir miydi?