Kollarımı masaya koymuş, kafamı da üstüne koymuştum. Deniz yemek yapıyordu bense sıkıntıdan düşüncelere dalmıştım. Kapının çalmasıyla kafamı kaldırıp Deniz'in gözlerini buldum. Oda bana bakıyordu. Elindeki bıçağı tahtaya koydu. Kapıya doğru ilerledi ve bende arkasından adım attım. Mutfağın hemen yanında dış kapı vardı. Bende mutfağın kapısına yaslanıp kimin geldiğine bakmak istedim. Deniz kapının önüne geçerek kulpu indirdi ve gelen kişiye baktık.
"İyi akşamlar Deniz bey." Dedi. Deniz eliyle işaret yapınca içeri giren adama baktım. Doğrudan karşısında ki salona geçti. Deniz bana ben ona bakıyordum ve içeriye giren Deniz'in peşinden gittim. Koltuğa oturduktan sonra eliyle avukata otur işareti yaptı.
Avukat oturduktan sonra tekli koltukların birine de ben geçtim. Ellerimle oynarken konuşmaya geçmişlerdi bile."Anıl, Mavi'nin sana anlatacakları var. Napılması gerekiyorsa yapılsın." Diyip göz kırptı. Ayağa kalkıp Anıl'ın omzunu sıktı ve mutfağa doğru ilerledi.
"Merhaba Anıl bey." Dedim ve Anıl bey sözümü kesti.
"Anıl diyebilirsiniz." Dedi ve gülümsedi. Bende karşılık olarak gülümsedim.
"Anıl, ben Mavi öncelikle. Söze giriyorum direkt. Benim annem dört beş ay önce bir kazada öldü fakat zengin bir aileden geliyordu. Babamı şirketin başına oturttu. Şimdi mirası kime kaldı bilmiyorum ama babam hala o koltukta oturuyor ve yeni eşiyle. Ben annemin emeklerini onlar yesin istemiyorum. Bunun için hangi idari işlem gerekiyorsa yapılsın istiyorum. Bana yardımcı olur musun?" Diye sordum. O da dediklerimi dikkatlice dinledi.
"Önce bir araştıralım. Daha sonra ki duruma göre dava açarız. Ara yolu bulmaya odaklanacağız. Eğer karşı tarafa da uygunsa size de uygunsa anlaşılır ama uygun olmazsa dava açarız. Babanızın adresini, ismini soyismini bu kağıda yazarsanız benim için daha iyi olur." Dedi ve gülümsedi. Çantasından kalem ve kağıt çıkardı. Aklımda tek bir soru vardı. Evimin adresi neydi? Yutkundum ve mutfağa doğru adım attım. Kapının ucundan Deniz'in tabakları ayarladığını gördüm ve gülümseyerek mutfağa girdim.
"Deniz, benim adresimi biliyor musun?" Diye sordum. Oda gözlerini ayırmadan
"Biliyorum. Hallederim ben." Dedi bende
"Peki, teşekkür ederim." Dedim. Tezgâha dönük olan bedenini bana doğru çevirdi. Bense mutfak masasına yaşlanıyordum. Bana doğru yaklaştı. Ellerini masaya doğru yöneltti. Kollarının arasındaydım. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çektim. Güven verici bu kokusu o kadar iyi geliyordu ki bana. Deniz kollarını çekince elindeki tuzluğu gördüm. Bende bana sarılacak sanmıştım. Hiçbir şey yapmadan salona doğru geçtim. Oda arkamdan geliyordu. Ben tekli koltuğa doğru geri oturdum. Oda masanın önüne oturdu ve kağıdı doldurdu. Anıl, gülümseyerek yerinden kalktı ve kağıdı aldı. Daha sonra
"İyi geceler diliyorum efendim." Dedi ve yavaşca evi terk etti. Deniz'le on- on beş saniye bakıştık.
"Yemek yiyeceğiz." Dedi ve ayağa kalktı.
"Canım istemiyor. Sen yiyebilirsin." Dedim ve Deniz bana doğru yaklaştı. Elimden tutup beni ayağa kaldırdı. Bende direndim.
"Gerçekten istemiyorum Deniz." Dedim. Elimi hala tutuyordu. Diğer eliyle, diğer elimi tuttu.
"Güçsüz kalmanı istemiyorum. Şimdi yemek yiyeceğiz." Dedi ve elimden tutup beni mutfağa götürdü. Masayı hazırlamıştı bile. Deniz karşıma geçecek şekilde oturdu. Bende peşinden gidip karşısına oturdum. Yemekler gerçektende çok güzel duruyordu. Bense ilk başta çorbadan başladım. Nefis olmuştu. Deniz'in elinin lezzetinin olduğunu bilmiyordum. Gerçekten mükemmeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Denizi
Teen Fiction18 yaşında bir genç kız hastalığı yüzünden tüm hayallerinden vazgeçmeyi planlarken tamda hayalleriyle karşılaşıyor. Mavi'nin ve Deniz'in aşkı. Bitmiş bir hikayeyi yeniden yazmaya karar verdiler. Yaşam bu kadar güzel olabilir miydi?