Nefret

413 51 43
                                    

Düşüncelerim birbirine girmişti artık. Kafam o kadar karışıktı ki, hikayemde tek bir suçlu arıyordum. Benim bunlar yaşmamın tek bir sebebi olmalı diye düşünmeye başlamıştım. Paronalarım çoğalmıştı. Hayat, sevmediği insanları pirinci ayıklar gibi ayıklıyordu. Yaşamak güzeldi, yaşam olduğunda...

Kafamı kaldırdırıp suratını kafama yaslayan Deniz'e baktım. Arabayı uçurumun kenarına çekmiş. Soğuktan karmaşık renklere karışmış denizi izliyorduk. Her dalgasında bağırıyordu, sesi şiddetliydi. Kayalara doğru kusuyordu sinirini...

"Ben artık neye karar vereceğimi bilmiyorum." Dedim. Arabaya yaslanmıştık. Deniz, kollarını bana sarmıştı, bende saran kollarına ellerimi koymuştum. Uzun süredir buradaydık ve ilk konuşmayı yine ben başlatmıştım.

"Kendin olarak karar ver Mavi." Dediğinde kollarından ayrılıp karşısına geçtim.

"Uyuşturucudan mı bahsediyorsun?" Diye sordum. Deniz bakışlarını gözlerimden ayırıp yere baktı.

"Ondan iyice arındığından emin misin?" Dedi. Bunu dedikten hemen sonra gözlerime odaklandı. Yalan söyleyip söylemediğimi anlamak için gözlerime bakıyordu. Ben bir an duraksasam da cevabı geciktirmedim.

"Bir daha kullanmayacağım." Dedim. Gülümsedim, Deniz'de yüzüne gülücükler yerleştirdi. Bu ânı telefon bozmuştu. Deniz ceketinin iç cebinden telefonunu çıkardı ve ekrandaki isime derin derin baktı.

"Kim?" Diye sordum. Bunu dedikten sonra Deniz telefondan gözlerini ayırıp bana baktı. Tepkimi merak ettiğinden yanıtladı.

"Yaren." Dedi. Telefonu elinden aldım ve ekledim.

"Ben konuşabilir miyim?" Diye sordum. Oda onaylarcasına kafasını salladı. Uçuruma doğru biraz yaklaştım ve açıp kulağıma yerleştirdim.

"Deniz, sonunda açtın. O gün için özür dilerim. Lütfen Mavi'nin iyi olduğunu söyle." Dedi. Bense ayağımla yerde toprakla karışmış taşlarla oynuyordum. Bunu diyen Yaren'di ve biraz olsun insani duygularını ortaya çıkarmıştı.

"Ben Mavi." Demekle yetindim sadece.

"M-Mav..." Dedi ve tamamlayamadan Kuzey aldı elinden telefonu.

"Mavi, nerdesiniz siz? Deniz piçi alıp götürdü seni buradan." Dedi. Deniz'e dönüp baktığımda bana dikkatlice bakıyor, ellerini arka cebine koymuş halen daha arabaya yaslanıyordu.

"Ben ve Deniz gayet iyiyiz. Hoparlöre alır mısın telefonu?" Diye sordum. Kuzey kabul etti.

"Hepiniz ordasınız diye umuyorum. Yaren ve Beril, o günden dolayı sizi suçlamıyorum. Yangından haberiniz yoktu. Deniz ve ben burda iyiyiz. Bir kaç işimiz var. Sizden bir şey rica edebilir miyim?" Diye sorunca Beril ve Yaren "tabiki" dedi. Ben gülümsedim.

"Okulda çıkan yangının sebebini bulamadılar değil mi?" Diye sordum. Ege'nin sesini duymuştum bu sefer.

"Hayır, kamera kayıtlarının silindiğini söylediler." Dedi.

"Kayıtlar silinmedi. Müdürün soyismi neydi?" Diye sordum. Yaren cevapladı.

"Tarık-Tarık Güneş." Dedi. Tamda tahmin ettiğim gibiydi. Bunu Demir yapmıştı. Muhtemelen benden intikam almaya çalışıyordu fakat benim bundan emin olmam gerekiyordu. Kayıtlar güvenliğin odasında olmalıydı.

"Güvenliğin odasına girip o kayıtlara ulaşmanız lazım. O gün beni kilitlediğiniz yerde bir adam vardı. O adamı bana bulmanız gerekiyor. Yangını onun çıkardığına eminim" Dedim.

"Merak etme Mavi. O adamı bulup anasını sikeceğim." Bunu Kuzey demişti. İçime derin bir nefes aldım.

"Sizi anca bu şekilde affedebilirim." Dedim ve telefonu kapatıp Deniz'e doğru ilerledim.

Mavinin DeniziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin