"Chame" sözcüğü İngilizce'de karşılığı olan bir kelime değil ve bildiğiniz üzere bu kitapta da lakap olarak kullanılıyor. Telaffuz konusunda tereddüt yaşıyorsanız 'şeym' diye seslendirebilirsiniz. Karar sizin.. Keyifli ve bol yorumlu okumalar. Teorilerinizi dinlemeyi seviyorum. Beğenirseniz de yıldızı unutmayın lütfen.
"Stajyer kız bizi bu konuda aydınlatabilir diye düşünüyorum, öyle değil mi stajyer?"
Sinsi şeytan!
Onları sadece bilgilendiren kişi olduğum halde olayı bana çeviriyordu. Neden?? Bakışlarımı Bayan Royce'dan sakınarak sessiz lanetler okurken sesimi toparlamak için boğazımı temizledim. Eğer bakışlarımı görselerdi şu an onun için hayal ettiklerimi hissedebilirlerdi.
Masanın çevresinden kaçarcasına uzaklaşan tüm yüzler kuşku, merak ve öfkeyle benden cevap bekliyorlardı. İstedikleri bende değildi, buna kimin sebep olduğuna dair en ufak bir fikrim yokken üstüne birde bana öfkeyle yaklaşmaları çok saçmaydı.
Bay Anton ve Bayan Royce kıstıkları tek gözleriyle dedektif misali hareketlerimi incelerlerken toplantı boyunca sessizliğini neredeyse hiç bozmayan hukuk danışmanı Bay Amou ise her zaman ki gibi duygusuzdu. Bay John'a gelirsek; ellerini ceplerine koydu ve bana doğru tehditkar bir adım attı. Az öncekine kıyasla biraz daha sakin görünse de öfkesini bastırmaya çalıştığını görebiliyordum.
"Neler biliyorsan hemen anlat!"
Gözlerim yere yığılmış koca bedene çevrildiğinde neler söylemem gerektiğini düşündüm. Hayat böyleydi işte. Az önce baş ağrısı için sızlanan ve kendisini ciddiye almayan kişiye tehditler savuran adam az önce ölümle en acı şekilde tanışmıştı. Bir an var iken, sevilen ya da nefret edilen herhangi birisiyken arkası bir daha gelmeyecek olan nefesini dünyaya son kez hediye ettiğinde hızlı bir vedayla son bulmuştu hikayesi. Yarınları yoktu, planları yarım kalmıştı ve sızlanmakla ziyan ettiği ömrü bitmişti artık.
Uzun ya da kısa fark etmez, geride kalanlar için anılardan ibaret oluyordu bittiğinde hayatın. Şanslıysan o anılar başkalarında hayat bulabilirdi, yoksa döngüye bir beden daha katılır ve toprağa karışırdın yalnızca. Her başlayan şey bittiği gibi, biten her şey geride iz bırakırdı.
Kolumda hissettiğim sıcaklıkla parmakların sahibine çevirdim bakışlarımı. Hala yanımda duran James gözlerini yumup konuşmam için destek verdiğinde başlarda gevelesem de gördüklerimi bir bir anlatmaya başladım. Olanları tüm ayrıntılarıyla kulaklara doldururken Bay John'un an be an artan öfkesini görmezden geldim. Her şeyin Bay Deon'un aldığı ilaç ve bir yudum viskiyle patlak verdiğini özellikle belirttiğimde Bay John herkese yerdeki cesetten, şişeden ve bardaktan uzak kalmasını söylemiş hatta bir nevi tehdit etmişti.
"Herkes çıksın!" diye kükrediğinde tüm gözler az önce aralarında olup mızmızlandığı için şikayet ettikleri ölü bedene son bir ziyaret gerçekleştirmiş ve odayı terk etmeye başlamıştı.
"Sen kal Aryana! Ve kapıyı kapat. "
Bay John'un isteği üzerine James'e son bir bakış atıp sesimi çıkarmadan az önce oturduğum sandalyeye yerleşirken beni neden istediğinin hesaplarını yapıyordum. Benden şüpheleniyor olamazdı. Tek farkım olanlara onlardan önce şahit olmamdı ve bu beni darağacına götürmezdi umarım.
Umuyordum, çünkü insanlar her zaman kendisinden daha fazla bilgi sahibi olan kişileri bir tehdit unsuruna çevirirlerdi. Onlardan fazlasını biliyorsan tehlikeli oluyordun.
Bay John oda boşaldıktan sonra masanın üzerinde bıraktığı telefonuna yerde yatan cesedi umursamadan uzandı ve iri ellerinin arasına aldı. Bir numarayı tuşlayıp telefonu kulağına yasladığında kravatını gevşetiyordu. Çok geçmeden tek söylediği "Hemen toplantı odasına gel!" emri oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STAJYER
Action•TAMAMLANDI• "Şeytana yol veren bir melektim. Kanatlarıma kan bulaşmıştı benim.." 🔸🔸🔸🔸⚜️🔸🔸🔸🔸 Acıyı tanımak, onu hissetmekten daha çok sarsar insanı. Tecrübe etmişsindir.. acının sana neler yaşatacağını, sende meydana çıkaracağı hisleri artı...