BÖLÜM 31 | HAYAT BULAN SAÇAK

298 45 18
                                    

Keyifli okumalar...

⚜️

"Hikayedeki diğer kişi.. Yani Zeus mu?" Aracın içini dolduran alaycı bir kahkaha patlattım özgürce. "Şimdi de kendinizi Tanrı'lara mı benzetiyorsunuz Bay Steve? Tanrım ne kibir ama!"

Ben özgürce kıkırdamaya devam ederken yorgun bir soluk bıraktı ve ardından direksiyonu aniden sağa kırıp arabayı trafik akışından çıkardı Steve. Dörtlüleri yakıp el frenini park konumuna alırken alnının üzerindeki bir tutam saçından damlayan yağmur suyu gür kirpiklerinin üzerine düşüyordu. Parmaklarıyla saçlarını yeniden tarar gibi yapıp arkaya attığında arabaya binmemi beklerken ne kadar ıslandığı çekti dikkatimi. Saçlarının uçlarından damlayan sularla kurumaya fırsat bulamıyordu bej tişörtü. Oturduğu koltukta başını geriye atıp bir süre gözleri kapalı kaldıktan sonra saniyelerdir onu bekleyen ben değilmişim de oymuş gibi sabırsızca bana doğru döndü.

"Bilerek yapıyorsun değil mi? Çünkü neyi kastettiğimi anladığını biliyorum."

"Neyi kastettiğinin bir önemi yok diyorum."

Gözleri gözlerime cevaplar bulmak istercesine dikkat kesilmişken kaldığım yerden umursamazlıkla bakıyordum Steve'e. Dört beş saniye kadar düşünme süresi tanıdı kendine. "Yoksa sen-" Gırtlağını ele geçirip orada adeta darbe yapan adem elmasının hareketinden sonra olumlu yanıtı duymaktan korkarak devam etti. "-kadınlardan mı-?"

Steve bu kadar tedirgindi çünkü evet dediğim takdirde hiçbir şansının olmayacağını biliyordu ki cevap olumlu değildi zaten.

İlgi alanıma erkekler girse de hiç aşık olmamıştım hem.

Gerçi bunu aramadım ve arzulamadım da. Yine de bir iki cinsel deneyimim oldu erkeklerle, his olmadan, sadece tatmin duygusuyla. Benim için bir anlamı olmayan bir iki kaçamak geceydi ve gecede kalmıştı. Aşk yoktu. Hoşlantı.. hayır.

İhtiyacım da yoktu.

Beklentiyle gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu Steve McNally. Büyük bir boşvermişlikle "Ben genel olarak insanlardan hoşlanmıyorum." yanıtını verdim sözlerimle omuzlarındaki gerginliği atan adama. Bir ara sorusuna olumlu yanıt vermeyi düşünsem de bir şekilde dürüst davranmak zorunda hissettiğim anlardan birinin içine girmiştim yine. Bunu onunla sık sık yaşıyordum ve nasıl yaptığını hala anlayabilmiş değilim..

Uzak dur.

"Şimdi yola devam edebilir miyiz lütfen? Yorgunum." Hayır, değilim.

"Eminim on dakika boyunca sergilediğin göz alıcı dans gösterinin büyük etkisi vardır.." diye mırıldandı kontağı çalıştırıp trafiğe akarken ama sessiz kalmaya niyeti yoktu. Bugün derdi neydi bu adamın? "İkimizde yetişkin insanlarız.. O yüzden açık olacağım kıvırcık.. Benden neden nefret ettiğini henüz bilmiyorum fakat kısa sürede bunun nasıl mümkün olabileceğini anlayamasam da.. senden etkileniyorum.."

Durumdan kendisi de memnun değil gibi görünüyordu. İki eliyle direksiyonu sıkı sıkı tutup gözlerini yoldan ayırmadan başını kendi iç sesine verdiği yanıtla iki yana salladı. "Bu nasıl olur anlamıyorum.." dedi kendine. "Otuz bir yaşında, ne istediğini bilen, belli hedeflere kitlenmiş bir adamım ve o adam için çalışan hem de benden dokuz yaş küçük, hırçın, serseri,  bir kıza-"

"Sizi duyuyorum, biliyorsunuz değil mi?"

Sözlerinin devamını getirmesini istemiyordum. Duyacaklarımdan korktuğum için değil.. korkuyor olsam üstüne giderdim çünkü. Ben sadece Steve McNally'nin umurumda olmayan hislerini kayda değer bulmuyor ve bu zırvalıkları daha fazla işitmek istemiyordum.

STAJYERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin