Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum:)
Keyifli Okumalar...
Hangardaki eli sopalı adamları çıplak ellerimle dövememiş olmanın biriktirdiği enerji içimde sıkışıp kalmıştı.
Böyle zamanlarda çoğu zaman Tai Chi yaparak içimde biriken enerjiden kurtulsam da şu an olduğu gibi bazen de kendimi yoğun fiziksel aktivitenin içine atıyordum. Sağ bileğimin çıktığı günden bu yana özel olarak tuttuğum eğitmenim Hans'ı hala ziyaret edip ona birkaç yumruk ve tekme atamamıştım ama bugün o üç haftanın acısını çıkaracağımdan emindim. Geleceğimi haber vermemiştim ama bugün izin günü olmadığını bildiğim eğitmenim müsait olsa kendisi adına iyi olurdu.
Z-FIT'ın kalabalık ortamına karışıp soyunma odasına geçtim ve holding çalışanı imajımdan sıyrılıp dolabımdaki siyah sporcu atletimle siyah taytımı giydim. Bel ve karın çevremi asla açmadığım kıyafet tercihimle kasığımda Carina'ya özel olan dövmeyi saklarken uzun ve siyah saçlarımı toplayıp telefonumu ve suyumu yanıma aldım. Hans yüksek ihtimalle savunma sanatları için ayrılan salonda olmalıydı.
Akşam mesaisinden sonra kalabalık olan spor salonu bugün de beklendik şekilde kalabalıktı ve ısınmak için gittiğim ana salondaki koşu bandında boşluk bulduğum için kendimi neredeyse şanslı hissedecektim. On beş dakikalık ısınma turundan sonra diğer salona yöneldiğimde burasını da ana salon gibi yoğun bir çalışma halinde buldum. Karate matları, kafesler, boks ringleri dövüşen insanlarla doluydu ama içlerinde Hans yoktu.
"Hoş geldiniz Bayan Smyht.. Ben de günlerdir sizi bekliyordum." dedi yabancısı olduğum bir ses. Arkamda ki her kimse uzun boylu ve de genç, ayrıca aksanına göre tam bir İngiliz olmalıydı. Kafamda yürüttüğüm tahminlerle arkamı dönüp baktığımda beklediklerim çıksa da beklenmedik bir karşılaşma yaşadım. Kısa saçlı, iri yarı ve tişörtünden arta kalan teninde birçok yara izi bulunan bu adam, adı Martin olan eski dövüşçü arkadaş olmalıydı, Steve'in Londra'daki arkadaşı.
"Merhaba?" dedim gözlerimi kısıp. "Tanışıyor muyuz?" Martin kaba denecek kadar iri olan kollarını göğsünde birleştirdiğinde karşımda Dwayne Johnson'ı görür gibi olmuştum. "Pek sayılmaz. Ben Martin, Steve'in yakın bir dostuyum."
Aydınlanma yaşayan Aryana olarak gözlerimi büyütüp başımı salladığımda işaret parmağımı adam doğrulttum. "Siz.. gece kulübünde, masada oturan kişisiniz.. Hatırladım.. Ortamdan oldukça soyutlanmış göründüğünüzden dikkatimi çekmişti." Aynı anı hatırlayan Martin yine aynı hissiyatla suratını buruşturdu. "Ortam bana göre değildi."
"Anlıyorum.. Burası size daha uygun gibi" dedim pazularını göstererek. "Şimdi müsaadenizle eğitmenimi bulmam gerekiyor." Arkamı dönmüş gidiyordum ki "Hans bugün yok" dedi. Eğitmenimin Hans olduğunu nereden biliyordu? Steve babasıyla uğraşmaktan arta kalan vakitlerinde hackerından benim izimi sürmesini mi istiyordu bir de? Sorgulayıcı bakışlarımın farkında olan Martin "Hans artık Çarşamba günleri izin kullanacak. Gelmeden önce muhakkak haber verdiğinizden sorun oluşmayacağını düşünmüştük." açıklamasını yaptığında adamın spor salonunun yeni sahibi olduğunu da öğrenmiş oldum. "Bu arada.." diye devam edip düşüncelerimi doğruladı. "Ben Z-FIT'in yeni işletmecisi Martin Hardy."
Uzattığı eli tuttuğumda elim iri avucu arasında kayboldu. "Umarım bu karşılaşma bir tesadüftür Bay Hardy. Tanıştığımıza memnun oldum."
"-belki de tesadüf diye bir şey yoktur yenge."
Yanımıza gelen yeni kişiyle Londra'nın Boston'a taşındığına kesin kanaat getidim. Anlaşılan Steve İngiltere'den sadece kendisini değil dostlarını da buraya taşımıştı. Bu yeni gelen kişi de Lordumuzun eskiden asker olan Türk arkadaşı Fatih olmalıydı. Dediğim gibi.. Steve'in her biri birbirinden farklı garip bir arkadaş grubu vardı. Bunu John McNally dosyasını elime ilk aldığımda ailesi hakkında yaptığım araştırmalarda öğrenmiştim ama benim fısıltı kaynağım James onlar hakkında biraz daha bilgi edinmemde çok yardımcı olmuştu. Kendisi bilmese de tam da bu sebeple Aryana'nın en yakınında olmayı başarıyordu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STAJYER
Aksi•TAMAMLANDI• "Şeytana yol veren bir melektim. Kanatlarıma kan bulaşmıştı benim.." 🔸🔸🔸🔸⚜️🔸🔸🔸🔸 Acıyı tanımak, onu hissetmekten daha çok sarsar insanı. Tecrübe etmişsindir.. acının sana neler yaşatacağını, sende meydana çıkaracağı hisleri artı...