BÖLÜM 19 | ANTRENMAN

261 36 16
                                    

Keyifli okumalar :)

Öfke, bedenime yayılan iç sarsıntının tanımı için yetersiz kalıyordu. Ruhumda patlayan yanardağın alevleri önüne çıkan tüm hücrelerimi yakıp acı çektirirken, gırtlağımdan kaçan hırıltılar yaşadığım acının en somut ve tek belirtisiydi.

Yaktıkları kadar, yandığım kadar yok etmek istiyordum.

Sabırlı olmak, birçok insanın aksine, benim için kolay olsa da bu kabiliyeti kullanmak pislikmişim gibi hissettirmişti bu defa. Onlar kadar pis ve kirli.. Mecburiyet denen yaptırımdan nefret ediyorum.

Kolay bir hayat yaşamamıştım. Görebildiğim kadar çok kötülüğe şahit olmuştum sokaklarda. Varlığımı adadığım bir çocuk olsa da beni kollayacak bir ailem yoktu ne de olsa. Kendimi korumayı başardığım gün bedenimde ilk kanın akıtıldığı gündü. Bugüne dek çok yara almıştım, yaralamıştım da ama her zaman sakinliğimi koruyabilmiş ve de yıkılmadan yoluma kaldığım yerden devam etmiştim. Yine edecektim. Bugün de edecektim. Sadece.. öfkemi kontrol altına almak beni çok zorluyordu şu birkaç saatte. Biliyorum, gizli geçitte şahit olduklarımın başrolü bir yetişkin olsaydı ruhumda ki depremlerde olmayacaktı ama o masada yatan daha bir çocuktu.. Yanlış yönlendirilmiş hevesleri çıkarcı insanlar tarafından suistimal edilmiş on beş yaşında bir insan.

Ben de o yaşlardaydım.

Kimsesizdim..

Tüm gün nerdeyse hiç masadan kalkmadan işlere verdim kendimi. Kasıtlı düzensiz geliş gidişleriyle McNally'nin ofisinde dinleme cihazı, gizli kamera denetimi yapan ekip gelip gitmişti. Parmaklarım klavye ve dosyalar üzerinde hırsla gezinirken önümüzdeki dört günün tüm işlerini bitirmiştim. Öğlen yemeğini birlikte yemek için gelen James ve Liam'ı yoğun olduğumu söyleyerek başımdan savmak istediğimde James her zaman ki gibi ısrarcı olsa da benim kadar dirençli olamadığından çok işim olduğuna ikna olup gitmişlerdi. Yakın dostum 'zaman', güneş en tepeyi aşıp McNally'i ne olduğunu bilmediğim ve de ilgilenmediğim işi sebebiyle yanında ben olmadan dışarı attıktan sonra elindeki bıçağın keskin yüzeyini tenime sürten acımasız bir psikopata dönüşmüştü bugün.

Bu sebeple eğitmenimi az sonra yerinde bulsam onun adına iyi olurdu.

Özel eşyalarımı dolaba atıp, siyah düz saçlarımı en tepede rastgele bir topuz yaptıktan sonra havlumu ve su mataramı elime aldım. Eğitim öncesi ısınmak ve içimdeki gergin enerjiyi dağıtmak için koşu bandında on beş dakika kadar koştuktan sonra dövüş sanatları için ayrılan büyük salona geçtiğimde yerde geniş mavi kare mat, tavanda asılı birkaç kum torbası, iki boks ringi ve dövüş kafesinin olduğu geniş salonda, yerdeki küçük matın üzerinde oturuyordu Hans. Tanrıya şükür başka kimse yoktu salonda. Gırtlağımdaki uyarıcı sesle geldiğimi belli edip içeri girdiğimde, eğitmenim telefonundan başını kaldırıp beni gördü ve tek bir sıçramayla ayağa kalktı. Güzel.. Oldukça enerjik görünüyordu. İhtiyacı olacaktı.

"Selam Aryana. İlk dersimiz için heyecanlı mısın?"

"Elbette.." desem de sesimden beklediği heyecanı alamadığını belli etmeyerek daha sakin bir tonda "Isındın mı, yoksa biraz egzersiz yapalım?" dedi. Gerek olmadığını söylediğimde de ringi işaret etmişti. "Başlayalım o zaman."

Başlayalım bakalım.

Ufak baş hareketimle onaylandığında önümüzdeki ringin yan taraftaki basamaklarını kullanmaya gerek duymadan kırk cm yükseklikteki ringe sert bir adım attı ve alttaki halatı kaldırıp arasından geçti. 1.61'lik bedenimdeki bacak boyum Hans'ın ki kadar uzun değildi. Sol elimle ringin tabanından destek alıp yumuşak bir zıplayışla havaya sıçradığımda iki ayağımı da aynı anda halatların arasından ringe soktum ve küçük bir etkiyle bedenimi süzülür gibi içeri aldım. Ayaklarıma yüklediğim ağırlığımla kollarımı iki yana açıp, bir yere tutunma ihtiyacı hissetmeden bacaklarımdan başlayıp sakince öne doğru doğrulduğumda Hans bir miktar şaşkınlık, yüksek miktarda beğeniyle ringe girişimi izliyordu. "Bu.." dedi beni göstererek "Çok zarif, aynı zamanda güçlü bir girişti." Açık takdirine karşı teşekkür ettiğimde "Ben senden daha fazla kas kütlesine sahibim ama itiraf etmeliyim ki senin bu yaptığını uygulayamam Aryana. Bedenine güveniyorsun.." dedi.

STAJYERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin