《Rijin'den》
Ben: Yaaa lütfen lütfenn gidelim işte. Çürüyeceksin bu evde azıcık bi dışarı çıkıp arkadaş edinsen.?
Ablam bana göz devirip konuştu
Js: Bak bak bana söylediğin laflar kendine ait biliyorsun değil mi küçük hanım.? Arkadaş edinmiş bunu bana daha yeni arkadaşı olmuş Rijin söylüyor. Hemde arkadaşlarının hepsi erkek.
Dudaklarımı büzüp yavru köpek bakışları atıyordum. Jisoo ne zaman dışarı çıkalım dese ya uyuyup ya da canım istemiyor diye hep geçiştirirdim aklınca şimdi intikam alıyor ablam olmasa şuracıkta döverdim ama maalesef ablam. Aslında geçenlerde klübe gittiğimde benim sapığımın olduğunu Bay Park öğrendiği için gidip J-Hope'lara söylemiş ve sahne almamışlardı. Şimdi ise Jin beni aramış ve tekrar gelmemi istemişlerdi. Bende tabii ablamla J-Hope'un arasını yapmak için ablamıda götürmek istiyordum ama inatçı keçi gelmemek için resmen direniyordu.
Ben: İyi tamam kal o zaman zaten bu gidişle evde kalıcan. Gidip hiç olmasa sana birini bulurduk.
Dememle ablam yüzündeki sinirli ifadeyle bana döndü. Omzumu silkip hazırlanmak için odama gittim. Bol gömlek ve uzun bol bir etek giydim. Saçımı açık bırakıp hafif makyaj yaptım. Deri çeket ve sırt çantamıda alıp aşağı indip botlarımı giydim.
Ben: Anneee ben çıkıyorum.
An: Tamam dikkatli olun.
'Olun' kelimesine pek fazla takılmadan kapıyı açtım. Çıkmak için adım atmıştım ki ablamın sesiyle arkama döndüm.
Js: Bekle. Bende geliyorum.
Zafer kazanmışcasına gülümseyip dışarı çıktık. Ablamla caddede yürürken taksi geliyor mu diye etrafa bakıyordum.
Js: Rijin.
Ben: Efendim abla.
Js: Jiminden hoşlanıyormusun.?
Ablamın söylediği sözle kalbim hızlı atmaya başlamışdı. Ona ismiyle seslenmiyordum çünki oda bana soy adımla sesleniyordu. Fakat başkasından onun ismini duymam heyecanlanmama sebep oluyordu. Ve ondan hoşlanmak.?
Js: Sessizliğini 'evet' olarak mı anlıyım.?
Ben: Şey ben hayır ondan hoşlanmıyorum.
Js: Peki ya o senden hoşlanıyorsa.?
Gelen taksiyi durdurup ablama döndüm.
Ben: Abla o benden belki nefret ediyor sen ise bana senden hoşlanıyor diyorsun. Lütfen saçmalama.
Diyip taksiye bindim. Ablamda bir şey demeden benim yanıma oturdu. Bay Parkın benden hoşlanması 'arka sokaklar'ın bitmesinin imkansız olduğu kadar imkansızdı. Evet saçma bir benzetmeydi kabul ediyorum.
%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Sahneye en yakın masalardan birine oturmuştuk. Jungkooka geldiğimizi haber vermiştim. Oda birazdan sahnede şarkı söyleyeceklerini söylemişti. Neden bu kadar heyecanlıyım bilemiyorum. Birden sahneye çıkan 7 kişiye daha sonra ise gözlerim aralarından 1 kişiye takıldı. Saçları yukarı doğru taranmıştı. Siyahların prensiymiş gibiydi sanki. Kulağındaki küpeler ve parmaklarında olan metal yüzükler ise tarif edilemez bir çekiciliye sahip olmuştu. Slow bir müzik çaldığında ise hala gözüm ondaydı. Sanki gözlerimi ondan çekersem birden kaybolacakmış gibi hiss ediyordum. Söyledikleri şarki ise içime işliyordu (şarkı: let me know). Onun kısmına geldiğinde gözlerini benim gözlerime dikti. Kalbim hızla atıyor ama atmıyormuş gibiydi. Etrafta kimse yokmuşta sadece benim için söylüyordu sanki. En son partında yüksek notasıyla sesindeki huzuru tekrar hiss etmiştim. Galiba ondan hoşlanıyordum ve O her anlamda bana iyi geliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
💫Dans Öğretmeni💫 PJM✔
FanfictionBu kitap çok cringe dnjwjdhshsusidbeod ilk kitap anam o yüzden.. 🥀💅🏼