Planım kusursuz şekilde işlemişti, gerçekten kusursuz şekilde. Biz geride durduğumuz zaman karşı taraf kuduz köpekler gibi üstümüze saldırmışlardı ve onları bir kilometre kadar geriye sürüklemeyi başarmıştık. Karşılaştıkları bu karşı atak ile oldukça sersemlemişlerdi.
"Mükemmelsin." Dedi Alec gece çadırda yanıma uzanırken. "Zekana düşüyorum, cidden düşüyorum."
"Tebrikleri en son alacaktım."
"Ben önden tebrik edeyim seni." Deyip boynuma birkaç öpücük bırakmıştı. "Hayattaki en mükemmel kocaya sahibim. Hem zeki, hem yakışıklı hem de yatakta mükemmel."
"Ben senden daha şanslıyım." Deyip onu öpmüştüm. "İnan bana daha şanslıyım."
"Seni böyle görünce kendime kızıyorum Magnus. Kral olmayı hak eden kişi sensin ama benim yüzümden bunu elde edemedin."
"Senin yüzünden değil, insanlar yüzünden. Onlara da hak vermemek elde değil, karşılaştıkları şey çağa uyan bir durum değil."
"Doğru söylüyorsun." Deyip beni sakince kendine çekmişti. "Uyuyalım artık, yarın bizi yorucu bir gün bekliyor."
"Sen benden uyumamızı istiyorsan cidden bizi yorucu bir gün bekliyor olmalı."
"Seninle savaştan önce bir sevişmeye hayır demezdim ama şu anlık yorulmak pek istemiyorum. Sana sarılıp uyumaktan başka bir isteğim yok."
"Yarın da her şey istediğin gibi gidecek Magnus, öbür gün de. Neden biliyor musun? Çünkü sen bununla doğdun ve bununla büyüdün. Senin kanında çoğu kişiden daha çok asalet var." Deyip saçlarıma birkaç öpücük daha bırakmıştı.
"Şöyle bir adamı kollarında 2 dakikada eritebiliyorsun." Deyip ona daha sıkı sarıldım. "Zamanında kendime kimseye boyun eğmeyeceğim konusunda söz vermiştim. Evleneceğim kadına karşı tavrım da sert olacaktı, bana kralım diyecekti. Kesinlikle ismimle hitap etmeyecekti. O da diğerleri gibi bana saygı duyacak, ben istemediğin sürece hiçbir şey yapmayacaktı. Hayallerime bak bir de yaşadığım olaya... Tanrı sen misin plan yapan deyip seni bana gönderdi resmen."
"İstersen sana kralım deyip her istediğini yapayım." Dedi Alec alayla gülerek.
"Bunu yatak fantezisi olarak kullanabiliriz. Ama gerçekte... benim sende aşık olduğum şeylerin tam aksini yapmanı senden isteyemem."
"Biraz daha konuşursak yorulmak filan umurumda olmayacak, seni yiyeceğim." Dediğinde gülmüştüm.
"Savaş sonrası bol bol vaktimiz olacak Alec. İnan bana bolca vaktimiz olacak."
...
Ertesi gün planlarda ufak tefek değişiklikler yapmıştım. Artık savunma hattından çıkıp saldırı konumuna geçmemiz lazımdı çünkü.
Jace ve Alec'in yanımdan bir saniye bile ayrılmamalarını garanti altına aldıktan sonra hücum hattındaki yerimi almıştım. Sonrasında ise düşmanı sınırların ötesine sürene kadar bir saniye bile saldırıyı kesmedim. Bir yandan büyümle elimden geldiğince onları geri püskürtüyor, diğer yandan da askerlere hücum emri verip saldırıyı organize ediyordum.
Düşman pes edinceye kadar tüm gücümle saldırmıştım. Sonunda korkak tavuklar gibi kaçtıklarında tüm askerlerden "Prensimiz çok yaşa!" Sesleri yükselmeye başlamıştı.
Kendimle gurur duyduğum çok az zaman olmuştur, bu da onlardan birisiydi işte.
....
Savaş sonrası, her hastayı tek tek gezip bizzat yaralarını iyileştirmiştim. Ölenlerin gömülmesi işlemi ile de bizzat ben ilgilendim. Savaş birkaç gün sürse de toparlanma kısmı daha uzun sürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
FanfictionThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂