Konu kaos olunca hızlı yazıyorum demiştim dayanamıyorum çünkü aagaggagaga
Alec:
Clary ile birlikte beni karanlık bir odaya kapatmışlardı.
Tahminlerime göre şu an sabah saatleri olmalıydı ama etraf gece kadar karanlıktı.
Ben bunları düşünürken odaya yirmili yaşların sonunda olduğunu tahmin ettiğim bir adam giriş yapmıştı. Anında Clary'e kendimi biraz daha yaklaştırırken adam bir el işareti yaptı ve beni çekerek odanın başka bir ucuna götürdüler. O sıra adam Clary'e yaklaşmıştı.
"Clarrissa, seni tekrar gördüğüme o kadar mutluyum ki."
Adam Clary'e yaklaştığı zaman yerimde hareketlenmeye çalıştım ama adam sadece... gülmüştü.
"Sana da geleceğim genç adam, sabırlı ol." Deyip tekrar Clary'e döndü. "Genç bir kadın olmuşsun, seni gördüğüm zaman daha küçüktün. Beni hatırladın değil mi?"
Clary hiçbir şey yapmadığında adam ayaklandı ve gözleri beni buldu.
"Kocan son derece sevimsiz birisine benziyor. Onu öldürmek istedim Clary ama sana bu acıyı yaşatmak istemedim. Kısaca genç adam, yaşıyorsan sebebi küçük hanımdır. Ama sana bir seçenek sunacağım. İstersen seni serbest bırakayım ve Clary'i bana bırakıp kendi canın için buradan çekip git. Bence makul bir seçenek. Her türlü Clary benim olacak, en azından kendi canını kurtar."
Adamlardan birisi ağzımı açtığında birkaç saniye dudaklarımın kendine gelmesini bekledim.
"Bana bak deli adam!" Dedim sinirle bağırıp. "Evli olan birisine göz dikmek kaçıncı derece sapıklık acaba. Ayrıca benim buradan cesedim çıkar anca, onu asla tek bırakmam seninle!"
"Şuna bakın, kocan çok cesurmuş. Hoşuma gitti."
"Ben onun kocası filan değilim." Dedim sinirle. "Yanlış adamı kaçırdınız."
"Kocası değil misin?" Deyip etrafına baktı adam. "Yanlış kişiyi mi getirdiniz siz bana?"
"Başına çok büyük bela aldın farkında bile değilsin."
"Nesin sen, kral filan mı?"
"Sayılırım. Kralın kocasıyım. Yerinde olsam Magnus'un zulmünden korkmaya çoktan başlamıştım."
Adam birkaç saniye beni süzdü ve sonrasında gülmeye başladı.
"Ah tabii ya, ben de nereden tanıdık geldiğini düşünüyordum. Seni Magnus'un yanında görmüştüm bir kez."
"Bence yol yakınken bizi serbest bırak. Olası bir felaketi önceden engellemiş olursun."
"Sence Magnus'tan korkuyor olsam onun köyüne saldırıp, askerlerini öldürüp, bir de oldukça değer verdiği bu güzel kızı kaçırır mıydım? Magnus... büyü güçleri olan acemi bir kraldan başkası değil. İnan bana Asmodeus beni daha çok korkutuyor. Ama yine de... bu yanlışlığı mükemmel bir doğruya çevirebilirim. Önceden elimde tek bir tehdit unsuru vardı, şimdi iki tane oldu. Sen benim Magnus'a karşı koruma yeleğim olacaksın genç adam. Bu planlarımı daha da iyi bir seviyeye taşıdı işte."
....
Magnus:
Gece gözüme bir gram uyku girmemişti. Elim sürekli yatağın diğer kısmına gitmişti ve hissettiğim boşluk uykumu kaçırmaya başlamıştı.
Bu yüzden yataktan uzaklaştım ve öylece koltukta oturup boş yatağı izlemeye başladım.
"Kral olmayı kabul etmemem gerekiyordu. Sen beni uyardın. Başımız yine belaya girecek dedin ama ben seni dinlemedim. Dinlemem gerekiyordu."
Dolan gözlerimin etkisi ile yanaklarım ıslanırken ellerimle başımı tuttum.
"Kral olma diye uyardın beni. Yapmamam için uyardın. O evde kalıp birlikte olmaya devam edebilirdik. Ama ben buraya gelip felaketler zincirine adım atmamıza neden oldum."
Yüzüm önüme düşerken sinirle nefes alıp verdim ve ellerimi izlemeye başladım.
"Seni bulacağım. Geri de alacağım. Yalnızca... bensizken güçlü durmaya bak olur mu? Ben öyle yapacağım çünkü. Elimden geldiğince güçlü duracağım."
Koltukta iki büklüm bir halde yatmaya başladıktan kısa süre sonra güneş odayı aydınlatmaya başlamıştı. Bunun etkisi ile ayaklandım ama tam o sırada kapım çalmaya başlamıştı.
"Gelebilirsin."
Kapı açıldığında içeriye son derece uykusuz bir Jace giriş yapmıştı.
"Seni de uyku tutmadı sanırım." Dediğimde başını olumlu anlamda salladı.
"Clary yanımda olmayınca uyuyacak gücü kendimde bulamadım." Deyip öylece boş gözlerle bana bakmaya başlamıştı. "Babanın söylediği şeylerden sonra fazlaca endişe duymaya başladım Magnus. Ya o adam Clary'me istemediği bir şeyi zorla yaptırmaya çalışırsa. Belki bunun için Alec'i bile kullanabilir. Ben... ben çok endişeliyim. Clary... o kaldıramaz. Benden başkası onun bedenine dokunursa..." Jace düşünce ile titrerken hiçbir şey diyememiştim. "Ben sorun etmem ama ona birisi istemediği halde eliyle dokunsa bile.... dayanamaz o. Ürker, geri çekilir. Kendisini kirlenmiş hisseder. Ben ona dokunurken hala ürkerim onu korkutacağım düşüncesi yüzünden... Bana bile zor alıştı o Magnus. Adam onun saçını bile okşasa Clary kendisini kötü hisseder anlıyorsun değil mi? O sen ya da ben gibi değil, kabuğuna çekilir hemen."
Jace'in gözleri dolmaya başladığında ona yaklaştım ve benden beklenmeyecek bir şey yapıp ona sarıldım. Ona sarılmam ile omzunu başıma gömüp ağlamaya başlaması bir olmuştu.
"Clary güçlü bir kız, buna izin vermez. Alec de onun yanında. Hiçbir şey olmayacak Jace, olmayacağına yemin edebilirim tamam mı?"
"Gücüm kalmamış gibi hissediyorum. Jonathan desen çok üstüme geliyor. Onu da suçlayamam ama bu olayın benimle hiçbir alakası yok. Ben ister miydim bunu yaşamayı?"
"Kimse istemezdi Jace, seni anlıyorum. Kimse istemezdi. Ama bundan sonrası için güçlü durup elimizden gelen her şeyi yapmaya özen göstermemiz lazım. Seni anlıyorum, benim de kocam onların elinde. Sebastian olayında ben ne yaşadıysam şu an sen de bu olayda aynısını yaşıyorsun ama geçecek. Geçmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım. Korkun olmasın."
En sonunda benden uzaklaşıp yüzünü sildi ve az önce benim çöktüğüm koltuğa oturdu.
"Eğer Jonathan bir kez daha sinirimi bozarsa Tanrı şahidim olsun ona çok kötü dalacağım."
Jace'in dediği şey ile zor da olsa gülüp yatağımın köşesine oturdum.
"Seni cidden çok iyi anlıyorum. Ben de öyle durumda önüme gelen herkese dalmak istiyordum. Jonathan biraz şey..."
"Aptal?"
"Düşünmeden hareket ediyor diyelim. O yüzden kendini kötü hissetme. Clary bulununca düzelecektir."
"Hiç sanmıyorum. Bizi ayırmak için aramıza girmeye çalışacak bence. Ama başarabilecek mi? Tabii ki hayır. Çünkü..."
"Çünkü gerçek aşkın önünde hiçbir engel yoktur. Jace, benim babam bizim birlikte olmamızı istemiyordu biliyorsun. Ama şu an geldiğimiz duruma bak. Her şey zamanla düzelecek. Bu krallar böyleler, kalın kafalılar."
"Desteğin için teşekkür ederim." Deyip gülmeye çalıştı Jace. "Çok tuhaf bir durumdayız. Genelde hep didişen taraf biz olurduk."
"Şu olay bitsin yine didişiriz. Şimdilik güçlerimizi birleştirmeye ihtiyacımız var Jace. Buna fazlaca ihtiyacımız var."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
FanfictionThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂