"Ne düşünüyorsun Alec bu konu hakkında?"
Babam odadan çıktıktan sonra Alec'le uzun süre sessiz kalmıştık.
"Ben... bilmiyorum. Sen ne istersen ona uyacağım."
"Benim en çok istediğim şey sensin. Ama eğer ki seninleyken beni kral olarak kabul edeceklerse ben kabul etmeye razıyım. Kral olmayı istiyorum, bunun için çok emek verdim ve elimden gitmesini, özellikle de şu durumda gitmesini istemiyorum."
"O zaman kabul et, benim fikrimi sorma."
"Sen yapma dersen yapmam." Dediğimde sessiz kalmıştı. "Alec bir şey söyle."
"Beni tanıyorsun, asla yapma demem. Bunu ne kadar istediğini biliyorum Magnus. Bu yüzden kabul etmelisin."
"Kendimi çok... tuhaf hissediyorum."
Gözlerim ona kaydığında yüzündeki tereddüt ifadesini fark etmiştim.
"Sorun ne?"
"Elinde güç olduğunda farklı bir insana dönüşüyorsun. Buna çokça kez şahit oldum."
"Korkun bu mu?" Dediğimde susmuştu. "Farklı birisine dönüşmemden mi korkuyorsun?"
"Sinirlenip Jace'i yaraladığın zamanı unutamıyorum."
"O zamanla şu an bir mi sence? O zaman senden uzaktım ve sen Underhill konusunda üstüme gelmiştin. Kendime iyi bile hakim olmuştum o gün."
"O hallerin beni korkutuyor." Deyip örtüyü üstüne çekti ve bana arkasını döndü. "Herneyse, kararına her türlü saygı duyacağımı bilmelisin. Seninle her şeye tamam demeye yemin ettim ben."
"Tek taraflı bir söz değildi o." Dediğimde cevap vermemişti. "Hala bana güvenmiyorsun, buna cidden inanamıyorum."
"Sana güveniyorum Magnus."
"O zaman sorun ne?"
"Sorun elinde olacak güç Magnus. Kendin de biliyorsun ki güç elinde olduğu zaman gerçekten kötü birisine dönüşüyorsun. Ve açıkçası ben bir tane daha kaosu kaldıracak kadar güçlü olduğumu düşünmüyorum. İçten içe ne kadar yıkık olduğumu bilmiyorsun. Oraya gittiğimiz zaman... buradan uzaklaştığımız zaman yenilenmiş hissettim. Hiçbir şey olmamış gibi hissettim. Her şeyi sıfırlamaya çalışıyorum ama burası... yine başa saracak gibi oluyor."
Yataktan hızlıca çıktığında ben de yataktan çıkmıştım.
"O zaman kabul etmem, sorun da çözülür."
"Sen ve kabul etmemek hah? Kendini yiyip bitirirsin kabul etmedin diye. Seni senden daha iyi tanıyorum ben."
"Ne yapmamı istiyorsun o zaman benden?" Dedim çaresiz bir ses tonuyla. "Kabul etmemi istemiyorsun ama kabul etmeyeceğim deyince de sıkıntı çıkartıyorsun."
"Burada kalacağız ve sonra yine sorunlar olacak. Yine başımıza bela açacağız."
"Oradayken açmadık mı? Hafızam oradayken silindi biliyorsun değil mi?"
"Doğru, hafızanın silinme olayı vardı bir de değil mi? Siren olayı zaten başlı başına bir kaos. Bin parçaya ayrıldım ama sen toparlan diye yüzümde yine bir gülümseme vardı ve yine sana destek oldum. Sen kabuslar gördün evet ama ben sence mışıl mışıl uyudum mu? Ben hala kabuslar görüyorum o olay yüzünden."
"Elimde olmayan bir durum için beni suçlayamazsın."
"Elinde olan durumlar için suçlayayım o zaman ne dersin? Onlardan da yüzlerce var zaten, çok zorlanmam."
Birkaç saniye öylece ona bakmıştım. Diyecek bir şeyler aradım ama bulamadım.
"Ben... biraz hava alacağım." Dedim boşluğa gözümü dikerek.
"Magnus ben... ben öyle demek istemedim."
Dediği şeye aldırış etmeden odadan çıkıp hızlıca koridorda yürümeye başlamıştım.
Şu an temiz havaya cidden ihtiyacım vardı.
...
Bahçede kuytu bir köşe ararken uzakta bir kayanın üstünde oturmuş Jace dikkatimi çekmişti. Farkında olmadan ayaklarım o yöne gitti ve onun yanına çöküp oturdum.
"Birilerini uyku tutmamış." Dediğimde yüzünü çevirip bana baktı.
"Tutmadı. Seni de tutmamış sanırım."
"Alec'le tartıştık." Dediğinde anlamaz bir halde bana bakmıştı.
"Neden?"
"Babam geldi ve benim kral olmamla ilgili bir konuşma yaptı. Halk beni başta görmek istiyormuş ve Alec'le evli olmam onlar için bir sorun değilmiş."
"Bu mükemmel bir haber Magnus, senin adına çok sevindim."
"Evet ama Alec pek sevinmedi." Dedim ellerime bakarak. "O istemiyor. Yani... kral olduğum zaman güç yüzünden değişecekmişim filan. Başka bir hayat kurmuşuz, burası ona eskileri hatırlatıyormuş."
Jace birkaç saniye bana bakıp sonra da gülmüştü.
"Bunu ilk defa söyleyeceğim ama Alec biraz bencillik yapmış. Bir de onu biraz anlamaya çalış. Çok fazla şey yaşadı ve bu konularda fazla hassas."
"Farkındayım Jace ama... geçmişi değiştiremiyorum. Bir tercih hakkım olsa tüm yaşananları baştan yazmak isterdim."
Gözüm ellerime takıldı ve derin bir nefes aldım.
"Ona zaman ver, hatasını anlayacaktır. Alec bencil birisi değil aksine hayatımda tanıdığım en düşünceli insandır. Bir ya da iki güne kalmaz sana hak verecektir zaten. Senin en çok istediğin şeylerden birisi kral olmaktı. Alec için bundan vazgeçtin ve o bunun farkında."
"Ona yaptığım şeyler için hala bana kızgın olduğunu öğrendim bu gece." Dedim üzgün bir sesle. "Ne yaparsam yapayım hiçbir zaman unutmayacak. Hiçbir zaman beni tam olarak affetmeyecek bunu anladım."
"Alec seni çoktan affetti, bırak da biraz sana karşı sesini yükseltsin. Sana karşı çıksın. Haftalar boyunca onun sesini kısıp hakkını savunmasına izin vermedin Magnus. Özgüveni kırıldı, kendinden taviz verdi. Şimdi az da olsa güveni yerine gelmeye başlamışken onu suçlayıp yine köşesine çekilmesine izin verme. Seni çok seviyor, sevmek bile denmez buna. Onun tüm hayatı sensin. Ama ona köpek gibi davrandın."
İtiraz edememiştim çünkü haklıydı.
"Ve öyle davrandığını siren olayında yüzüne karşı söyledin. Her şeye rağmen senin için ayakta durdu. Şimdi senin üstüne gelirken sen de onun için ayakta dur. Bırak öfkesini kussun. Eninde sonunda doğruyu bulacaktır. Burada kalıp asker olmayı kendi de en az senin kadar istiyor buna eminim. Seninle evli ama hala sanki sana ait değilmiş gibi hissediyor."
"Bana ait hissetmesi için daha ne yapabilirim bilmiyorum."
"Sen bir şey yapma. Sen bir şeyler yapınca daha çok batırıyorsun." Deyip gülmüştü. Ona ciddi bir yüzle bakınca kendini anında toparladı. "Sadece şaka yapmıştım. Senin ne kadar değiştiğinin herkes farkında Magnus. Ama art arda düzinelerce olay yaşadınız. Günün sonunda yine birbirinize dönmeniz tam bir mucizeydi. O da bunun farkında ve seni kaybetmekten ölümüne korkuyor. Huyuna git biraz, senin için çok zor bir durum olduğunu biliyorum ama elinden gelenin en iyisini yap."
"Siz Clary ile çok sorunsuz ilerlediniz değil mi?"
"Nazar değmesin ama evet öyle ilerledik. Ama biz böyle bir durumda sizin kadar sağlam kalamazdık sanırım."
"Şöyle söyleme, öyle de bir sağlam kalıyorsun ki kendine hayret ediyorsun." Dediğimde gülmüştü.
"Aşamayacağınız bir sorun göremiyorum ben. Ve hissediyorum, yakında o tacı senin başında göreceğiz. Alec de sana en çok destek olan kişi olacak."
"Umarım Jace, umarm dediğin gibi olur."
...
Jace sen mükemmel bir detaysın snsmsnsms
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
FanficThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂