Stop that!

1.2K 108 221
                                    

Sabaha karşı gözlerimi açtığımda Alec'in cam kenarında oturup dışarıyı izlediğini fark etmiştim. Camı açtığı için içerisi biraz soğumuştu.

"Alec, gelsene. Hava çok soğuk."

Bana küçük bir bakış atıp yerinden kıpırdamamıştı.

"Bir problem mi var?"

"Hava almak istedim sadece."

"Tamam ama hava çok soğuk." Deyip küçük bir büyü ile camı kapadım. "Üşüyeceğiz."

"Yapacağım şeylere kendim karar verebilir miyim artık?" Deyip tekrar camı açtı ve derin bir nefes aldı.

"Ne?"

"Camı açmama bile laf ediyorsun."

"Alec sadece... sen soğuktan nefret edersin. Üşüme diye demiştim."

"Beni bu kadar düşünmen gözlerimi yaşarttı." Deyip camın önündeki sandalyeye oturdu. "Ben kendimi düşünüyorum merak etme sen."

"Alec, eğer bir sorun varsa konuşup çözebiliriz. Bana bu şekilde davranma lütfen."

"Bir sorun var ama konuşup çözülecek boyutu aştığı için susmak istiyorum. Belki zamanla daha kolay sindiririm."

Sessiz kaldığında yataktan çıkıp onun yanına ilerledim ve yanına çöktüm.

"Neler olduğunu anlat."

"Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun Magnus öyle değil mi?" Dediğinde başımı olumlu anlamda sallamıştım.

"Evet biliyorum. Sorun ne?"

"Daha önce hiç umurumda olmamıştı, yaşadığımız şeyler. Çünkü beni ne kadar sevdiğini biliyorum. Ama lanetin etkisinde olduğum zamanlar bana söylediğin şeyler... neden söyledin?"

"Bilmiyorum." Dedim onun elini tutarak. "Beni tanıyorsun, bazen kendime hakim olamıyorum."

"Ben senin sevdiğin adamım." Deyip bana bakmıştı. Gözlerine dolan yaşı görünce kendimi kötü hissetmiştim. "Bunun farkındasın değil mi?"

"Farkındayım. Alec lütfen bunu yapma."

"Neyi yapmayayım?" Deyip yutkundu. "Kim olduğumu biliyorum. Nereden geldiğimi biliyorum. Bunla bir sorunum yok benim."

"Biliyorum."

"Senin bir sorunun varsa bunu konuşalım Magnus."

"Benim ne sorunum olabilir ki? Olsa neden seninle evleneyim? Ben sana aşığım ve seni her koşulda severek seninle evlendim Alec."

"Buraya geldiğimiz zaman dediğim şeyi hatırlıyor musun? Hala sana bir şeyler söylerken düşünerek söylüyorum demiştim. Bu hiçbir şekilde değişmiyor. Lanetten önce de böyleydi durum. Bunun nedeni ne sence? Ben miyim yoksa sen misin?"

"Benim, biliyorum ama bunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz diye düşünmüştüm."

"Çalışıyoruz..." deyip gülmüştü. "Çalışıyorum diyelim. Senin pek umurumda olduğunu sanmıyorum. Nasılsa alttan alan taraf hep ben oluyorum."

"Cidden böyle mi düşünüyorsun?"

"Böyle olmadığını söyleyebilir misin? Tanrı aşkına! Beni sadece... sadece bir kere alttan alman gerekiyordu ve sen benim yine ağzıma sıçtın!" Deyip ayaklandı ve benden uzaklaştı. "Bunu hak ediyor muyum cidden?"

"Üstüme çok geldin o an, kalbim kırılmıştı."

"Ne yaptım? Ne yaptım Magnus söyler misin? Sana köpek gibi mi davrandım? Gururunu mu kırdım? Başkaları ile yattığımı mı söyledim? Ne yaptım anlat bana? Boynunda duran elim boynunu bile sıkmıyordu, yapamam zaten bunu. Ne yaptım anlat, dinliyorum. Sana ceza vereceğimi söyledim, sana ne ceza verebilirdim acaba? Cidden çok kötü bir şey yapmışım ben, haklısın. Daha çok sıçsaydın ağzıma. Hak etmişim."

"Ben..."

"Bıraksana ya beni. Bırak beni Magnus. Bırak, eski halime döneyim. Bir hiç olayım. Ben hiç olduğum zaman da mutluydum zaten. Ama biliyor musun, şu an her şeyim var ama her zamankinden daha hiçmişim gibi hissediyorum. Bana öyle hissettiriyorsun."

"Saçmalamayı kes! Şu an abartıyorsun. Sana hiçbir zaman böyle hissettirmedim ben."

"Hayatındaki rolüm seni sevmek ve seninle yatmak dışında ne, söyler misin bana? Bir karar almadan önce baban dışında kime danışıyorsun? Kimseye. Askerlere eğitim vermemi bile istemiyorsun, sırf seninle ilgileneyim istiyorsun sen. Sonra niye hiç gibi hissediyorum öyle mi? Bu yüzden işte."

"Sen aylarca bunları düşünüp kafanda bunları mı kurdun yani?"

"Hayır, aylarca değil. Birkaç gündür bunları kuruyorum. Beynim sürekli bunlarla dolu. Seni sevdiğim için hiçbirini göremiyorum ki ben. Göremedim hiçbirini. Gördüm, önemsemedim. Bu saraya dönmek istemedim ben, çünkü buradaki Magnus ile o evde yaşadığım Magnus çok farklılar. O evdeki Magnus'la tanıdım ben gerçek Magnus'u. Buradaki ise... bazen tanıyamıyorum."

Sakin olmak adına derin bir nefes aldım. Bu lafların hiçbirini hak etmiyordum ama şu an onun üstüne gitmem iyi sonuçlar doğurmazdı.

"Ben her zaman aynıyım Alec, yerine ya da zamanına göre değişmiyorum. Bence sen yerine ve zamanına göre değiştiğin için beni de öyle sanıyorsun."

"O ne demek şimdi?"

"Benimle sevgili olmadan önce her istediğimi yaptın ve bunda bir sorun yoktu. O zaman da aynıydım ben, daha katıydım sadece. Sonra sevgili olduk ve normalde kabul ettiğin şeyleri kabul etmemeye başladın. Şunu şöyle yaptın Magnus, beni kırdın ama o an söylemedim. Tamam, düzeltmeye çalıştım. 25 yaşında bir insan karakterini ne kadar düzeltebilirse o kadar düzelttim. Zaman geçti, elimden geldiğince her şeyi yaptım. Senin için sorun yoktu, her şekilde beni seviyor gibi davranmaya devam edip böyle olmadığını her defasında söyledin. Seni kırdığım zamanlar için kendime lanetler edip durdum, düzeltmek için elimden gelen çabayı gösterdim. Sana gel gidelim dediğimde değişmemden korktuğun için benle gelmek bile istemedin. Ben mi bencilim yani? Benim hatalarım senden kat be kat fazla bunu bilmiyor muyum sence? Ama ben açıkça söyleyebiliyorum, ben senin beni seven haline aşık oldum, o halini sevdim. Ama sen benim ilk halime filan aşık olmadın, sen benden hep değişmemi istedin. Değiştim, değiştikçe daha çok değişmemi istedin. Değiştim Alec, daha ne yapabilirim ben? Ama yok, ne kadar değişirsem değişeyim sen benim değişmemi isteyeceksin. O zaman bana gelip seni seviyorum deme, senin değişeceğin halini seviyorum de. Ben de Alec beni her halimde kabul ediyor diye kendimi kandırmayı keseyim ne dersin?"

Bir süre ikimizin arasında derin bir sessizlik olmuştu.

"Söylediğim şeylerden bunu mu çıkardın Magnus?"

"Ben olduğum kişiyi inkar etmiyorum Alec, kabul ediyorum. Evet ağzına ettim, evet kalbini kırdım. Ama bunu sadece sana mı yaptım ben? Babama neler yaptım, Clary'e neler yaptım ben. Doğru demiyorum, imkanım olsa yapar mıydım sence? Yapmazdım. Ama gelip her defasında beni daha sevilebilir bir hale çevirmeye çalışıp sonra da olduğum kişi yüzünden beni yargılamaya kalkma. Değişmiyorum diye bana kızamazsın çünkü benimle evlendiğin zaman ne ile evlendiğini çok iyi biliyordun sen! Zorla evlenmedim seninle. Önce kabul et, işine gelmeyince Magnus beni kırdın de. Magnus da her zaman kalpsiz taraf ilan edilsin. Mükemmel cidden."

"Gerçekten şu an sözlerin midemi bulandırıyor. Özür bile dilemiyorsun, hala kendini haklı görüyorsun. Bu kadar mükemmeliyetçi olma!"

Sinirle kapıya yönelip hızlıca kapıyı çarpıp odadan çıkmıştı.

O çıktıktan sonra kendimi yatağa attım yoksa bir şeyleri kırmak zorunda kalacaktım.

...

Bölümü yazarken bir Magnus'a bir Alec'e hak verdim amk çok zor...

This Is My Kingdom 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin