Mağaradan içeriye girdiğimiz zaman elimde 3 adet ışık hüzmesi yaratmıştım. Sonrasında üçümüz ayrı yönlere dağılıp araştırma işine girmiştik.
Mağara fazla geniş değildi ama hiçbirimiz nereye bakacağımızı bilmiyorduk. Bu yüzden bu iş biraz uzun sürebilirdi.
"Gerçekten, umarım buna değersin." Deyip birkaç taşı yerinden kaldırdım. Ama tam o anda Alec'in sesini duymuştum.
"Onu buldum sanırım." Dediğinde sesin geldiği yöne doğru ilerledim ama bir anda büyük bir gürültü koptu.
"Alec!"
Karanlık alanda mümkün olabilecek en hızlı şekilde Alec'i bulmaya çalıştığımda onu biraz ötede, sırt üstü yerde yatarken bulmuştum.
"Sorun ne?"
"Bilmiyorum. Kılıca dokundum ve bir süre sonra patlama oldu. Geriye savruldum."
Elimi uzatıp onu yerden kaldırdıktan sonra kılıca yönelmiştim ama kılıca dokunmaya çalıştığım anda içimden garip bir his geçti ve elimi anında geriye çektim.
"Neler oluyor?" Diyerek yanımıza geldi Jace.
"Bilmiyorum, çözmeye çalışıyoruz. Kılıca dokunamıyorum."
Büyümle kılıcı hareket ettirmeye çalışsam da işe yaramamıştı.
Jace de kılıca dokunmaya çalıştı ama o da benim yaşadığım şeyi yaşamıştı.
"Bekleyin, ben tekrar deneyeyim."
Alec elini uzattığı anda sanki kılıç bunu beklermişcesine Alec'in eline doğru hareket etmişti. O an Jace ile birbirimize baktık.
"Bu nasıl mümkün olabilir?" Dedi Jace şaşkınca.
"Kılıca ilk Alec dokundu. Belki de kılıç sahibini Alec zannediyordur."
Hepimiz öylece kılıca bakmaya dalmıştık.
Altın işlemeleri yanında kılıç karanlık ortamda parlıyordu. Sapı gördüğüm kadarıyla tutuşa oldukça elverişliydi. Ağırlığını bilmiyordum ama kolay bir tutuşu vardı ve keskin gözüküyordu.
"Saraya dönelim. Babamla ne yapacağımızı düşünürüz artık."
...
"İşte böyle baba. Şu an kılıç Alec'ten başkasını istemiyor gibi."
Babam anlatılan şeyleri büyük bir dikkatle dinledikten sonra olayı net anlamak için kılıca yaklaşıp dokundu ama hafif bir sıçrama ile geriye çekildi.
"Ayrıca kılıç büyüye de dayanıklı." Diyerek ekleme yapmıştım.
"Çok ilginç. Demek ki ilk dokunan kişiye ait olma eğilimi var. Bunu tahmin etmemiştim."
"Hiçbirimiz etmemiştik." Dedi Alec hızlıca. "Yoksa ona asla dokunmazdım. Ben sadece onu Magnus'a götürmek istemiştim."
"Senin suçun yok Alec, olur böyle şeyler. Eee ne yapalım, oğlum olmazsa damadım kullanır. En azından yabancıya gitmemiş olur."
Babam gülümsediği zaman Alec de gülümsemişti. Sonrasında Jace ve Alec odadan çıktılar ve babam ile yalnız kaldık.
"Bu olayın altından bir şeyler çıkabilir Magnus, bu kılıç beni tedirgin ediyor. Böyle bir şey ile karşı karşıya geleceğimi tahmin etmemiştim."
"Açıkçası beni de tedirgin etti. Ama bir kılıç baba, en fazla ne olabilir ki?"
"Evet haklısın da... bu gözler çok fazla şey gördü. Artık her şeyi bekliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
FanfictionThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂