Darkness

1.2K 115 195
                                    

Arkadaşlar şaka maka farkında mısınız bilmiyorum ama Alec koskoca ülkenin kralını terk etti. Normalde kralı bırakmayı düşünmek bile idam sebebi yansmsmmsmssk

Magnus:

Odamda kırılabilecek olan neredeyse her şeyi kırıp yatağıma geçip oturmuştum.

Gerçekten bu olanlara inanmak çok zordu. Neyse ama biliyorum, birkaç güne pişman olup dönecek zaten.

Yüzük atmak mı? Onunla verdiğimiz onca savaştan sonra, o yüzüğü takmak için verdiğimiz onca savaştan sonra nasıl o yüzüğü çıkarabilir?

En azından ben hala bir şeyleri ayakta tutmaya çalışıyordum. Belki doğru belki yanlış ama bunu yapması...

Hafızamı kaybettiğim zamanlarda bile, hiçbir şey bilmediğim halde bu yüzüğü parmağımda taşıdım ben. Bu kadar kolay mı cidden yüzük atıp gitmek.

"Barıştığımız zaman yüzük atmanın hesabını soracağım ben sana." Dedim sinirle. Kucağımdaki yastığı sıkıp derin bir nefes aldım.

O sırada odamın kapısı açıldı ve içeriye babam giriş yaptı.

"Neler oluyor Magnus? Az önce Alec'i gördüm ve saraydan gideceğini söyledi. Sana sormamı istedi nedenini. Ayrıca bu odanın hali ne böyle? Ve dışarısının?"

"Alec benden ayrıldı." Dedim sinir bozucu bir şekilde gülerek.

"Ne?"

"Duydun beni, ayrıldı benden. Rol yaptığımı öğrendi, sinirlendi. Çıkardı yüzüğü gitti."

"Bu kadar basit olmadığına eminim, ona ne dedin?"

"Ne diyeceğim? Bırakırsa bir daha asla bir araya gelmeyeceğimizi söyledim."

"Yani yalan söyledin. Gelse affedersin sen."

"Tabii ki affederim, o benim kocam."

"Kocandı." Dedi babam kapıya yaslanarak. "Artık değil."

"Kapa çeneni! Birkaç gün gitsin, sonra kafasını toplayıp gelecektir zaten. Benden çok uzak kalamaz o."

"Buna emin misin Magnus?"

"Tabii ki eminim."

"Ona bir daha olmaz dedikten sonra döner mi sence?"

"Rol yapıyor. Aklınca beni cezalandırıp acı çektirecek biliyorum. Biz onunla çok fazla şey atlattık. Onları çöpe atıp gitmez."

"Magnus, Alec zaten gitmezdi. Gittiyse eğer... cidden gitmiştir."

"Hayır, öyle bir şey yok." Dedim önüme bakarak. "Sinirlendi, kendisini toplayıp gelecek."

Gözüme dolan yaşı sildim ve elimde duran yüzüğe baktım.

"Beni bırakmaz o."

"Seni bırakmadı zaten, seni terk etti. Arada fark var."

"Neymiş o fark?" Dedim gülerek. Artık sinirden ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Seni bırakmaz o. Ruhen bırakamaz. Anneni hala bırakamadığım gibi. Ama terk etmek...  fiziken olan bir şey. Artık ruhen.... dayanamazsan fiziken gidersin. Alec de bunu yapmış."

"Tamam işte, gelecek diyorum sana. Sonra ben bu aptal yüzüğü onun parmağına takıp beni bırakıp gitmenin hesabını soracağım ondan."

"Bence sen yatağının boş olmasına alışmaya başka çünkü 19 yaşında genç bir asker, hayatta en sevdiği şeyden bir anlık bir şeyle vazgeçmez. Hayatından vazgeçer ama senden vazgeçmez. Demek ki onu cidden çok kırmışın. Belki bunda benim de suçum vardır, bilmiyorum oğlum ama Alec giderken kararlı gözüküyordu. Ona ne yapmışsan bence sen ona hesap sormayı düşünmek yerine dönerse bunları nasıl telafi edeceğini düşün. Bir kez giden eğer dönerse ikinci gidişinde adını bile bir daha duyamazsın."

This Is My Kingdom 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin