Bu bölüm 2. Kitabın final bölümü olacak ve hikaye 3. Kitapla devam edecek. Evet arkadaşlar o kitaba çok yaratıcı bir isim buldum This is My Kingdom 3. Evet biliyorum çok yaratıcı kendimi tebrik ediyorum. (Yaratmak Allah'a mahsustur bre kafir insan ne demek yaratıcıyım!!)
Gördüğünüz gibi devreler yandı.
Bu hikayeyi yazarken bana en çok destek veren Sevda karısına teşekkür ediyorum. Bölümü ona ithaf edeyim masterofmalec
Bu da onunla yaptığımız bir konuşma:
Beni nasıl da tanıyor canım arkadaşım 💜
3. Kişi Ağzından:
Raphael Magnus'un odasının önünden geçerken yerdeki siyahlıkların gün geçtikçe daha da yayılmaya başladığını fark etmişti. Normalde sadece Magnus'un odasını kaplayan siyahlık gün geçtikçe saraya yayılmaya başlamıştı.
Alec gideli 3 gün olmuştu. Magnus o üç gün boyunca odasından tek bir kere bile çıkmamıştı. Yanına Raphael ve Asmodeus'tan başkasını kabul etmiyordu ve onlara sürekli Alec'in gelip gelmediğini sorup duruyordu.
"Durum kötüye gidiyor." Dedi Asmodeus Raphael'in yanına gelerek. "Düne oranla daha siyah."
"Korkmaya başladım."
"Leon ile konuştum, bir şeyler biliyor mu diye. Sonuçta onun da krallığı karısı öldükten sonra tamamen karanlık hale gelmişti. Ama Leon bunu kasti olarak yapmıştı ve bunun için birçok büyücü ile işbirliği yapmış. Tek bir kişinin bunu yapması pek normal bir durum değil dedi."
"Olmadığını biz de biliyoruz. Sence ne zamana kadar devam eder?"
"Bilmem. Belki sonsuza kadar, belki Alec dönene kadar."
"Sence Alec dönecek mi?"
"Hiç sanmıyorum. Hayatımda gördüğüm en gururlu kişilerden birisi. Magnus ise burnu yere düşse almaz, kısaca o da gidip özür dilemeyecektir."
"Pekala, o zaman gidip Alec ile konuşup bu durumu söylesek?"
"İşe yarayacağını sanmam, Alec yine yalan söylediğimizi düşünecektir. Ya da bilerek yaptığımızı."
"Sence Magnus bunu bilerek yapıyor olabilir mi?" Dedi Raphael etrafı inceleyerek.
"Hiç sanmam. Magnus bunu yapacak birisi değil. İçinde olan duyguların dışa vurumu olarak görüyorum ben bunu."
"Magnus'un içinin bu kadar karanlık olduğun sanmıyorum."
"Bu kadar karanlık değil zaten; bundan daha karanlık. Magnus, çok fazla şey atlattı Raphael ama bunların izleri hala Magnus'un içinde bir yerlerde var. Griffin zehri ile mücadelesi, Siren laneti, şu hala bilmediğimiz ve Magnus'u isteyen o kadim büyücülerin hafıza silme büyüleri. Magnus bunlarla nasıl baş etti?"
"Alec sayesinde." Dedi Raphael iç çekerek.
"Ve şu an Alec yok. Onunla aştığı her şey şu an gün yüzüne çıkıyor. İçinde oluşan karanlığı bastıramıyor. Alec'in de böyle bir yanı oluştu diye düşünüyorum, bu kara şövalye olayından sonra oluşmuş olmalı. Kılıç yok olmuş olsa da Alec de artık eski Alec değil. Magnus'u bu kadar kolay terk etmesi, bu kadar kararlı olması... ikisi de aslında mücadele ederken yanlarında diğerinin olmasını istiyordu. Alec hep Magnus'un yanında oldu ama Magnus... yanında olmayı çok beceremedi. Bu karanlık Raphael, bu karanlık Magnus'un nelerle baş ettiğini ve etmeye çalıştığını bize gösteriyor. Alec bir şekilde onun içinde bir ışıktı, her şeyiydi."
"Ama şu an o yok." Dedi Raphael korkuya kapılıp.
"Bu dünya üstünde en tehlikeli olan yaratıklar Sirenler ya da ejderhalar delidir. Yada Griffinler... bu dünya üstünde en tehlikeli yaratık hiçbir şeyi kalmamış büyücülerdir. Her şeyini kaybetmiş bir adamdan daha tehlikeli bir şey yok bu dünyada."
"Beni korkutuyorsun Asmodeus."
"Korkmalısın. Hepimiz korkmalıyız. Oğlumun neye dönüştüğünü şu an bilmiyorum, neye dönüşeceğini. Her zaman yanında olacağım, yakınında. Ama bu işe yaramayacaktır."
"Sence Alec'e kin mi duyacak?"
"Hayır aksine bence sadece Alec'e kin duymayacak. Geri kalan her şeye, herkese kin duyacak. Bunun sebebi Alec değil Raphael, bunun sebebi Magnus'un ta kendisi. Bunu engelleyen kişi Alec'ti ve Magnus bunu biliyor. Alec hala onun içinde bir ışık olmaya devam edecek.
"Odasındaki çiçek..." dedi Raphael. "Onu Alec vermişti değil mi?"
"Evet."
"Siyaha dönmeyen tek şey o." Dedi Raphael sırtını duvara yaslayarak. "Peki şimdi ne olacak?"
"Bekleyip göreceğiz. Bizi neyin beklediğini Tanrı bilir bu saatten sonra."
...
Akşamüstü herkes yemeğe indiğinde tüm sofranın beklemediği bir şey oldu ve aniden salonun kapısı açıldı. İçeriye, üstünde tamamen siyahtan bir kıyafet olan Magnus giriş yapmıştı.
"Hepinize iyi akşamlar canım ailem." Diyerek masaya yöneldiğinde herkesin gözü Magnus'un üstündeydi. "Bensiz yemek olur mu? Ayıp ettiniz şu an."
"Magnus, iyi misin?" Dedi Raphael onu süzerek.
"İyiyim tabii ki, neden iyi olmayayım?"
"Birkaç gündür odandan çıkmıyorsun da."
"Biraz kendim ile baş başa kalmam lazımdı." Deyip sandalyesine oturdu Magnus. "Odamda durmak sıkmaya başladı. Ama gördünüz mü? Odamın yeni hali mükemmel olmamış mı?"
"Ben görmedim ama eminim güzeldir." Dedi Emma gülmeye çalışarak.
"Benim küçük yeğenim nasıl?" Deyip Emma'ya yaklaştı ve karnına elini koydu. "Büyüdü mü bakalım?"
"İyi durumda, iyi bakıyoruz ona." Deyip elini karnına koydu Emma ve gülümsedi. "Sen nasılsın Magnus?"
"Niye herkes bunu soruyor, iyiyim gördüğünüz gibi. Ve bundan sonra daha iyi olacağım çünkü Krallık hakkında yeni kararlar almaya çalıştım. Leon'un yaptığı gibi ordumu büyü ile güçlendireceğim. Büyülü kılıçlar yaptıracağım. Ve kraliyet topraklarını da genişletmek için yeni fetihler başlatacağım."
"Magnus, sen savaştan nefret edersin." Dedi Raphael şaşkınca.
"Bir kral asla savaştan kaçmaz Raphael. Bundan sonra diploması değil güç konuşacağız. Bu Krallık topraklarını kat be kat büyütecek ve herkesin korkulu rüyası haline geleceğim. Yanımda olan herkes bundan yararlanacak ama karşımda olana hiç acıma göstermeyeceğim. Yanımda mısınız canım ailem?"
"Yanındayız tabii ki." Dedi Asmodeus hızlıca. "Yanındayız."
"Güzel. Bundan sonra hepimiz güzel ve mutlu bir aile olacağız. Bu saray artık eskisinden daha eğlenceli olacak."
...
Oh shit, here we go again...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
Hayran KurguThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂