Alec'le birlikte yere bir örtü serip piknik malzemelerini dizerken Alec'in tatlı heyecanını görebiliyordum. Sürekli bana bakıp sonrasında işine devam etmeye çalışıyordu.
"Normalde piknik yapar mıydık?" Diye sorduğumda başını hayır dercesine salladı.
"Öncesinde yapma fırsatımız hiç olmadı. Aynı evde kalmaya başladığımız zaman da zaten her zaman birlikte yediğimiz için pikniğe gerek duymadık."
Alec yanıma çöküp hazırladığı portakal suyunu bana uzattığında gülümseyip bardağı elinden aldım.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil." Deyip o da gülümsemişti. Daha sonrasında bir süre konuşmadan kahvaltımızı ettik.
"Babam bana birçok olay anlattı. Beni çoğu kez kurtarmışsın. Yetmemiş babamın hasta olduğu dönemde babamı bile bu hastalığından senin sayende kurtarmışız. Selina ve kolye olayını anlattı bana. Bu konuda sana minnettarım."
"Olmana gerek yok, yapmam gereken şey buydu. Baban benim için de değerli bir insan. Ama en önemlisi senin için değerli ve asla zarar görmesine izin vermem."
"Fark ettim bunu." Deyip sessizliğe gömüldüğüm zaman beni dikkatle süzmüştü.
"Sorun ne?"
"Böyle bir aşkı unutmak çok kötü bir his. İçimde çok büyük bir boşluk var ve bunun farkındayım ama dolduracak bir şey bulamıyorum."
"Sana yardımcı olmak için buradayım." Dediğinde elimi uzattım ve onun elini tuttum.
"Sakin bir şekilde devam etsek." Deyip elini okşamıştım. "Beni aniden soğuk suya atmasan, su yavaş yavaş soğuklaşsa."
"Magnus, sen ne istersen o olur. Her zaman öyle oldu."
"Bu çok zor bir durum olmadı mı senin için? Benim her istediğimi yapmak."
"Hayır çünkü genelde senin isteklerin benim de isteklerim oluyordu. Olmadığı zamanlar zorlandım evet. Ama onları kolayca atlattım."
"Jace'in söylediği şeyler..." deyip sessizliğe büründüm ama konuşmaya devam etmek zorundaydım. "Sana başlarda çektirdim mi cidden?"
"Magnus..."
"Cevap ver bana, bilmek istiyorum. Seks sırasında canını yaktım mı? Ya da çok mu katı oldum? Babam bu kadar ayrıntıyı bilmiyordur eminim ama Jace ve sen biliyorsunuz."
"Güzel şeylerden konuşsak." Diyerek lafı çevirmeye çalıştığında bir kaşımı havaya kaldırıp ona baktım.
"Sorumu cevapla."
"Hayır yapmadın." Deyip gözünü kaçırmıştı.
"Yalan konusunda berbatsın ve bana yalan söylemeye devam edersen kalkıp gideceğim."
Kalkmaya hazırlanır gibi yaptığımda beni anında durdurdu.
"Hayır gitme lütfen, tamam ne bilmek istersen anlatacağım."
Tekrar yerime yerleştiğim zaman zafer kazanmış bir edayla onu süzmüştüm.
"İlk seksimiz hakkında konuş."
"Dediğim gibi, mağarada olmuştu. Sarayda yapamazdık ve sen öyle bir ortam istemiştin. Senin için anlamı olan bir yer... Ben de kabul ettim tabii ki. Oldukça güzeldi çünkü bana dokunuyordun ve bu hayatımın en mükemmel şeyiydi. Saçma sapan kurallar sıralamıştın. İşte hiçbir zaman üstte olmayacaksın, seni hazırlamayacağım tarzı bir şeylerdi. Tabii bu kurallar sonradan geçerliliğini yitirdi, ikisini de yaptın çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
FanfikceThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂