Selina ile birlikte ona giyecek bir şeyler aldıktan sonra saraya doğru yol almaya başlamıştık. Selina yol boyunca bacakları olduğu için sevinçli sevinçli bir şeyler söyleyip durmuştu.
"Magnus sana bir şey soracağım. Geçen yanınızda birisi vardı, adı Jonathan. O bir prensti değil mi?"
"Sakın aklımdan geçeni yapmaya kalkma."
"Saçmalama, zaten onun için tek şansım vardı ve kullandım bitti. Sadece... merak ettim."
"Prens değil, bir kral."
"Madem bir kral, nasıl oluyor da Clary'nin abisi olabiliyor?"
"Orası karışık biraz. Yıllar önce Jonathan'ın babası kızını köle olarak satmış. Jonathan da yıllarca kardeşini bulmak için uğraşıp sonunda buluyor."
"Yani Clary başından beri bir prensesmiş öyle mi? Zaten çok asil bir kız olmasından belliydi."
"Sen beğendin mi bu Jonathan'ı yoksa?"
"Saçmalama yok öyle bir şey. Zaten biraz salak gibiydi. Hem tipim de değil. Ayrıca beğensem ne değişecek, sanki bana bakacak mı?"
"Jonathan yeni aptalca bir ilişkiden çıktı, şu ara pek birisine bakacağını sanmıyorum."
"Şu an ilişkisi yok yani öyle mi?"
"Hayır yok."
"Peki... sevgilisi güzel miydi? Yani benden güzel miydi mesela?"
"Hmm... hayır değildi. Yani düşününce ülkedeki çoğu kızdan daha güzelsin ve Megan'ı da ikiye katlarsın güzellik olarak."
Selina güldüğünde istemsizce ben de gülmüştüm.
"Karakteri nasıldı?"
"Senden daha sürtüktü desem inanır mısın?"
"İnanmam, cidden mi?"
"Şöyle diyeyim, Jonathan ile sevgili olup Jace'i elde etmeye çalıştı çünkü Jace'in eski sevgilisiydi. Saraydaki tim erkekleri de etkileyip kendi tarafına çekti. Hepimiz Clary'e düşman olurken Megan'ı melek gibi görmeye başladık."
"Yuh! Cidden benden daha sürtükmüş. Bunun imkansız olduğunu düşünürdüm ama demek ki imkansız değilmiş."
İkimiz bir süre sessiz kalmıştık.
"Jonathan... çok tatlı birisine benziyor. Ben... onu birkaç kez izledim. Tekne ile açıldığı zamanlarda ama yanına gidemedim."
Selina'nın yaptığı itiraf ile şaşkınca ona bakmıştım. Yüzü kızarmıştı.
Selina ve yüz kızarması... şaşırtıcı...
"Sen bayağı bayağı kaptırmışsın kendini."
"Sanırım evet. Sizin saraya geldiğimde onu görebilir miyim acaba?"
"Aslında bu aralar saraya gelmeyi düşünüyordu. Şanslıysan gelmiştir." Dediğimde panikle bana baktı.
"Üstüm iyi mi? Saçlarım nasıl? Lanet olsun, saçlarım berbat öyle değil mi?"
Ona bakıp istemsizce gülmeye başlamıştım.
"Sakin ol biraz, kesin bir şey bile yok şu an için."
"Magnus... kalbime bir şey oldu."
"Ne oldu?"
"Bilmiyorum. Olması gerektiğinden daha hızlı atıyor. Ölecek miyim yoksa?"
"Vah vah... durum sandığımdan daha kötü. Sen bildiğin aşık olmuşsun."
"Yok ya, imkansız. Bizim kalplerimiz taştan daha serttir ve duygulara yer yoktur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
Fiksi PenggemarThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂