6- D&D İlk Mesaj

4K 281 38
                                    


...

Sena'ya anlattığım gibi anlattım bütün olan biteni. Sena konuya hakim olduğu için ben anlatırken aralara girmeden edemedi tabii. Kıkırdamaları, sırıtmaları, kaş gözle işaretleşmelerini görmezden gelmeye çalışarak noktaladım konuyu.

Bitirdiğimde Berkay ayağa kalktı, kendine çekidüzen verdi ve boğazını temizler gibi yapıp
- "Derin'i yüksek müsaadelerinizle ayakta alkışlıyorum arkadaşlar."
dedi ve ellerini birbirine yavaş yavaş vurmaya başladı. Ona dizlerini kırar gibi yaparak selam veren Damla eşlik etti ayağa kalkarak. Gökmen ve Sena'da oturdukları yerde kalmadılar tabii. Alkışlar gittikçe hızlanmaya başladı ve coşkulu bir hal aldı. 'Daha ne kadar abartabilirler ki acaba?' diye düşünürken, ıslıklarla sözümü yedirdiler bana. Ellerimi göğsümde birbirine bağlayıp onları tiksinen bi yüz ifadesiyle izledim. Çıkarın bakalım tadını serseriler! Bu devran dönecek nasılsa. İbre bir gün sizi de gösterecek elbet!

Taşkınlıkları bittiğinde Damla ne zaman tanışacaklarını sordu. Bak bak! Soruya bak! Daha ben tanışmadım bee ne tanışması? Size n'oluyo?

Gerçekten merak ettiklerinin farkındaydım. 'Ben ve aşk' aynı cümlede yanyana kullanılmazdık çünkü. Benim için esas olan olgular sevgi, saygı ve dostluktu. Aşk listeye bile giremezdi nazarımda.

Annemle babamın evliliği bile aşkla yapılmamıştı. Babaannem ölüm döşeğinde son vasiyeti olarak babamın mürüvvetini görmek istemiş. Babamın etrafında tanıdığı en düzgün insan da annemmiş. Hem akıllı hem güzelmiş. -Ben de babama çekmişim demek ki. Derin'in zekâsına hayran kaldım çünkü o kısacık kavgada. Yahu sen onun her şeyine hayran kaldın Deniz, sadece zekâsına değil ki.- Annemin babası biraz gaddar birisiymiş. Babam, babaannem için anneme evlenme teklif ettiğinde, annem de sırf babasının baskılarından kurtulmak için 'evet' demiş babama. Babamın hali vakti yerinde olduğu için annemin babası da karşı çıkmamış evlenmelerine. 1 hafta içinde düğün yapmışlar. Yangından mal kaçırır gibi. Sırf babaannem görsün diye! 1 ay içerisinde de hem babaannem ölmüş hem de annem bana hamile kalmış.

"Biz aşkla evlenmedik ama iyi ki babaannen çok ısrar etmiş evlen diye de annenle evlenmişim. Sonradan çok sevdik birbirimizi. İçi de dışı da çok güzel kadındı annen. Seni armağan etti bana. En çok bunun için minnattarım annene. Aşk safsatalarına inanmam ben. Gerçek sevgi her şeyden daha güçlüdür. Biz gerçekten sevdik annenle birbirimizi." demişti babam. Belki de babam yüzündendi aşka uzak kalışım, kendimi aşktan kaçırışım.

Derin yıkar mıydı acaba bu tabuları bende? O kadar yüksek ördüğüm duvarları aşıp ulaşabilir miydi bana? Yapabilir miydi gerçekten? Ahh Derin! Keşke yapabilsen...

Yüzüme gelen sularla daldığım yerden geri getirdi Damla sağ olsun. Elindeki bardağı sallıyordu bana doğru.
- "Oohooo 'derin'lerde kayboldun bakıyorum. Burdayız biz halâ."

Berkay göz kırptı Damla'ya.
- "Vaay kelime şakası. Güzeeell. Çak!"
Ellerini birbirlerine vurdular.

Çakcam ben size az kaldı.
- "Ne alakası var be her şeyi Derin'e bağlamayın. Kızın benim ne düşündüğümden haberi bile yok."
diye çıkıştım ama daha çok batırdım kendimi.

Gökmen yakaladı hemen,
- "OooOoo Ne düşündüğüm derken Deniz? Pardon? Ne düşünüyorsun acaba? Derin'e ne kadar aşık olduğunu, nasıl kapılıp gittiğini, seni ne hale getirdiğini, ona ne zaman aşkı ilan edeceğini mi? Söyle de bizde bilelim."
Aman sen kaçırma hiç böyle açıkları gıcık!

Sena girdi hemen araya,
- "Hadi yarın kahve içmek istediğini söyle."
dedi. Kalp krizi geçirtecek bana herhalde! Telefonumu eline alıp bana uzattı.

Herkes yine onayladı Sena'yı. Destekleyici cümleler ardı ardına geldi hepsinden. Hepiniz mi ölmemi istiyorsunuz bee ayıp ayıp!

+ "Saçmalamayın yaa. Arayamam falan ben kimseyi."

- "Tamam o zaman sen aramazsan ben de senmişim gibi yazarım." diyerek Sena'nın bana doğru uzattığı telefonumu Berkay aldı elinden.

- "Bu kuşun uçup gitmesine izin veremeyiz bebeğim." dedi Damla gülerek.

Koltuktan can havliyle nasıl kalkıp Berkay'ın elinden telefonu kaptım bilmiyorum. Herhalde havada uçmuş olmam gerek! Bu kadar atletik miymişim ben yaa? Vay beee... Derin sayesinde bir özelliğimle daha tanıştım az önce. Benim kendi telefonumu ele geçirmemle birlikte koca alanda koşturmaya başladık. Ben kaçıyorum onlar telefonu almaya çalışıyorlar. Kahkahalar havada uçuşuyor. Baktım olacak gibi değil merdivenlere koşmaya başladım. Odama çıkıp kapıyı kitleyecek ve kurtulacaktım. Bu manyakların ne yapacağı hiç belli olmaz. Atarlar mesajı valla. Merdivenden koşarak çıkarken peşimi bırakmadılar tabi. Zeynep ablaya çarpmaktan son anda kurtardım kendimi. Zor durdum. Peşimdeki eşkiyalar da durdu tabi ben durunca.

Zeynep abla çocuk gibi azarladı yine hepimizi.
- "Azdınız yine haa! Geçin oturun çabuk masaya, yemek hazır."

Uslu uslu ama kıkırdamalarla salona geçtik. Masaya ip gibi dizildik hepimiz. Zeynep abla tam çorbaları koyuyordu ki, telefonumun mesaj sesini duydum. Ekrana bakmamla elimin ayağımın birbirine dolaşması bir oldu. Su bardağını devirdim. Kafamı kaldırdığımda herkes pür dikkat beni izliyordu.

+ "Derin, dedim, şimdi mesaj attı!"

...
...



Derin Düşünce / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin