041 D&D Plân!

2.1K 197 114
                                    


...
...

+ "Efendim hayatım?"

- "Deniz!"

+ "Efendim canım?"

- "Ben parayı vermeye karar verdim!"

+ "....... Nasıl yani? Ciddi misin?

- "Evet. Konuşalım mı biraz seninle?"

+ "Neredesin şu anda?"

- "Evdeyim. Daha çıkmadım."

+ "Tamam. Sana konum atacağım. Önce buraya gel, konuşalım."

- "İş yerinde değil misin? Neredesin sevgilim sen?"

+ "Değilim. Sena da yanımda. Geldiğinde anlatırım."

- "Neler oluyor Deniz?"

+ "Merak etme bebeğim önemli bir şey yok. Hadi gel sen. Güven bana! Gerçekten kötü bir şey yok!"

- "Pekâla... Öyle olsun bakalım. Geliyorum."

Telefonu kapatıp soran gözlerle bana bakan Sena'ya döndüm ve Derin'in parayı vermeye karar verdiğini söyledim. Kaşlarını havaya kaldırarak şaşırmış bir ifadeye büründü ve düşüncelere daldı Sena. Kafasında ne kuruyor şimdi yine kim bilir!

Kısa süre sonra Derin kapıda göründü. Gözüyle tarayıp beni bulması zor olmadı, hâlâ çok kalabalık sayılmazdı bulunduğumuz mekân. Karar verdiğinden midir bilinmez, sabaha göre daha rahat gibiydi sanki. Gözlerimiz buluştu sonunda. ~Bana baktığı zaman, yüzünün aldığı o ifadeye bayılıyorum bu kadının. Her şartta, her koşulda aşığım bee...~ Bize yaklaştıkça daha da rahat bir ifadeye büründü. Sena'yla sarılıp selamlaştılar ve sonra bana sarıldığında boynumdaki yerini aldı burnu.

~Ahh! Huzur... Gergin geçen saatlerin ardından ne de güzel geldi bu sarılış böyle.~

Yanıma oturup elimi tuttu sıkı sıkı. Soran gözlerle ikimize bakıyordu. Aynı ifade bizde de ona karşı vardı elbette. İlk konuşan ben oldum.
+ "Neden parayı vermeye karar verdin?

- "Çünkü eğer söyledikleri yalansa bana pahalıya patlayacak evet ama bir daha asla karşıma çıkmayacak parayı alıp kaçacağı için. Vermezsem her taşın altından karşıma çıkacak biliyorum. Bir an önce defolup gitmeli hayatımdan."
Biraz bekleyip anlamamızı sağladı ve sonra devam etti,
- "Ve eğer doğruysa o bebek için buna değer diye düşündüm. Erkan geberip gittikten sonra da bebeği yalnız bırakmamayı düşünüyorum. Ama bunu Erkan asla bilmeyecek. Bilirse bunu bile sömürmeye kalkar o şerefsiz. Doğmamış çocuğu üzerinden, şu an bile yeterince beni sömürmeye çalışıyor zaten."

Sena ilk yorumu yaptı,
- "Bir yandan çok yanlış ama diğer yandan da gerçekten çok yerinde bir karar bence. Her iki durumunda haklılık payı var. Ama aynı zamanda her iki durumda da mantık dışı şeyler var."

~Derin'in yapmak istediği, kötünün iyisini seçmeye çalışmak gibi bir şeydi!~

Derin, Sena'yı muhatap alarak devam etti,
- "Dünden beri düşünmediğim alternatif kalmadı. Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal. Ne karar verirsem vereyim ucu yine yanlış bir yere çıkıyor. Konu sadece Erkan olsa çoktan kesip atmıştım ama bir bebek söz konusu! Eğer ileride pişman olacaksam bu pişmanlığım para kaptırdığım için olsun bari, vicdan azabı olmasın diye düşündüm."

- "Ne diyebilirim ki? Zor bir karar. 'En kötü karar bile kararsızlıktan daha iyidir' diye bakmak lazım olaya.",
Sena haklıydı...

Derin'e dönüp yanında olduğumu hissettirmeye çalışır gibi tuttuğu elini biraz sıktım.
+ "Sen ne dersen, nasıl istersen öyle yaparız. En kötü ihtimalle dediğin gibi para kaptırmış oluruz. Giden para olsun hiç önemi yok. Yeter ki sen yüzüne gölge düşürme sevgilim."

Derin sevecen bakışlarla yüzümü ezberledi yeniden,
- "Sen hayatıma güneş gibi doğduğun sürece benim yüzüme gölge falan düşmez."

Tutuştuğumuz ellerimizi, aynı elin parmaklarıyla okşuyor, bir yandan da aşkla birbirimizi izliyorduk. Yine zaman ve mekân kaybına uğramıştık.

Kollarını görünmek ister gibi sağa sola sallayan Sena devreye girdi yine,
- "Heeyy... Sizin bu cicim ayınız ne zaman bitecek bee? Ayy yeter! Bana daral geldi artık yahu... Biraz normal insanların normal ilişki formatlarına dönün artık yaa. Bu kadar uzun süre cicim ayı mı olurmuş?"

Derin gülerek Sena'ya döndü,
- "Sana kötü bi haberim var tatlım."
Sena kahkahasıyla cevap verdi Derin'e.

~Konudan sapmamalısınız Deniz. Durum ciddi. Konuya dön!~
+ "Neyse tamam. Durun bi! Güldük eğlendik şimdi konumuza dönelim.",
diyerek asıl konumuzun dağılmasını engellemeye çalışarak müdahale ettim. Sonra bana çevrilen bakışların içinde Derin'e döndüm,
"Ben az önce Erkan'ın sevgilisiyle buluştum burada."

- "NE? Deniz neden böyle bir şey yaptın sen?"

+ "Çünkü soru işaretlerimiz vardı ve bir şekilde cevaplamamız gerekiyordu. Senden önce ben bi konuşmak ve öğrenmek istedim. Gerçekten bir kadın var mı, bebekleri olacak mı falan. Hem merak etme Sena buradaydı. Sena aracılığıyla Damla ve Gökmen de tabi."

- "Siz şu olayı bana doğru düzgün bi anlatın bakalım?",
dedi Derin.

Baştan sona ne olduysa anlattım. Sena da kendi yorumlarını ekledi sonuna. Derin uzun uzun düşündü. Muhtemelen Funda'yla konuşup konuşmama konusunda karar vermeye çalışıyordu.

- "Neresinden tutarsan tut bu da çok saçma olacak yine.",
dedi bıkkın bir ifadeyle Derin.

Sena ve ben başımızla onayladık Derin'i. O sırada Gökmen aradı. Funda'nın bir otele girdiğini ve orada bir adamla buluştuğunu söyledi. Hâlâ izliyorlardı anlaşılan kadını. Gökmen'den buluştuğu adamı tarif etmesini istediğimizde, Erkan'ı tarif etti. Demek ki otelde kalıyorlardı. Gökmen'e takibe devam edip edemeyeceğini sordu Derin ve Gökmen 'ne olur ne olmaz diye bir süre daha beklemede kalacaklarını' söyleyerek rahatlattı bizi.

Aramızda biraz daha tartışıp, çok da adamakıllı bir sonuca varamadan kalktık mekândan. Sena'yı da alıp bize geçtik. Derin bankacısını arayarak ertesi gün üçyüz bin lira çekme ihtimalinin olabileceğini söyledi. Ben de Ahmet'i arayıp bir gelişme olup olmadığını sordum ama olumsuz cevap aldım.

Gece geç saatlerde Gökmen arayıp nerede olduğumuzu öğrendi ve Damla'yı evine bırakıp yanımıza geleceğini söyleyerek telefonu kapattı.

Gökmen geldiğinde ona da detaylı bir şekilde bütün olanı biteni anlattık. Gökmen,
- "Bunların ikisini de gözüm tutmadı benim. Anlattıkları ne kadar doğruya yakın olursa olsun benim içimden inanmak gelmiyor! Bu olayı ne yapıp edip açıklığa kavuşturmamız gerek.",
dedi düşünceli bir hâlde. Hepimiz onayladık Gökmen'i.

+ "O zaman çok güzel bir plân yapmak zorundayız.",
dedim hepsine tek tek bakarken.

Oturup düşünmeye başladık. Herkes fikir veriyor, mantığa daha yatkın olanların üzerine biraz daha konuşuyorduk.

Gecenin sonunda bize en doğru gelen plânı devreye sokmaya karar verdik. Artık sağlam bir plânımız vardı ve geriye kalan tek şey uygulamaya geçirmekti...

~Hadi bakalım gazamız mübarek ola...~

Yarın büyük gün!

...


...

.

Derin Düşünce / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin