22- D&D Korku

3.8K 207 98
                                    

...

El ele tutuşmuş mutlu mesut Narin'le randevulaştığımız kahvaltı için merdivenlerden salona doğru inerken, ortalara doğru Narin'in koşarak yukarı doğru çıktığını gördük. Birkaç basamak kala bizi fark eder etmez bir anda durup önce bir şey arıyormuş gibi arkasına baktı, sonra aniden tekrar bize döndü.

Derin kulağıma eğilip Narin'e hissettirmeden,
- "Ben demiştim sana.",
dedi haklı çıkmanın gururuyla.

+ "Evet, neredeyse basılıyormuşuz.",
dedim gülerek.

Biz yavaş yavaş aşağı inmeye devam ediyorduk ama Narin olduğu yerde çakılıp kalmış gibi bize bakıyordu.

- "N'aber güzellik?",
dedi Derin, Narin'e iyice yaklaştığımızda.

Narin cevap bile vermeden geri dönüp koşmaya başladı aşağıya kadar,
- "Geliyolaaarr, geliyolaaarr.",
diye bağırıyor, bizden kaçıyor gibiydi. İkimiz de anlam veremedik.

+ "Çıkar kokusu merak etme.",
dedim Derin'e merdivenden inmeye devam ederken.

Derin'le birbirimize baka baka salonun kapısından tam girmek üzereyken aniden, karşı mahalleden duyulabilecek kadar, bangır bangır müzik çalmaya başladı. Olduğum yerde sıçradım yine. Korktum lann! Refleks olarak o korkuyla bir anda durdum kapının önünde, Derin'i de durdurdum hemen. Neyle karşılaşacağınız belli değil Deniz. Aman haa! Dikkatli ol. Canınız bile tehlikede olabilir. Bunlardan her şey beklenir.

Gelin ve damat düğün salonuna girerken, köprü yapıp karşılıklı dizilen çiftler gibi, bizimkiler de iki taraflı köprü yapmışlar bize. Ellerinde ki mum mu onların? Yuhh! Gerçekten mum yaa... Bunlar nasıl kafalar bee? N'apmaya çalışıyorlar. Altı üstü bi kahvaltı yapcaz, bu şov niye? Hangisinin başının altından çıktı acaba? Hayır kim olduğunu bileyim ki ona göre vurup öldüreyim.

Narin tam karşımızda eline iki tane gül almış sabırsızca girmemizi bekliyor. Bizimkilerse ısrarla kapının iki yanına dizilmiş halde, ellerini karşılıklı birleştirmiş duruyorlar. Geri çekilen yok hiç. Bir tanesiyle göz göze gelsem, çekilmeleri için uyaracağım ama gelemiyorum çünkü bana bakmıyorlar. Müzik o kadar yüksek çalıyor ki bağırsam bile duymazlar. Duysalar da, duymamış numarası yapacakları kesin zaten!

Narin elini sallaya sallaya 'gel' işareti yapmaya başladı. Salona biraz göz gezdirdim ve başka bi tehlike olmadığını anlayınca, Derin'in de cesaretlendirmesiyle mecburen girdim kapıdan. Eğilerek geçmek zorundaydık sevgili dostlarımın yaptığı köprünün altından. Derin'in elini hiç bırakmadım bu süreçte. Önden de ben girdim ki başımıza bir şey gelecekse önce benim başıma gelsin. Bak sevgilim, bak gör, senin için neleri göze alıyorum. Kendimi de böyle feda ederim aşkım için. Heyt! Aralarından geçip Narin'e ulaştığımızda müzik kapandı. Anaaamm! Kulaklarım uğuldamış yaa. Aşırı gürültü ve stress bana iyi gelmiyor anlaşıldı.

Sağ salim yerinde duruyor mu diye dönüp hemen Derin'i kontrol ettim. Ohh! Halâ sağlam canım sevgilim benim. Geç buldum tez yitirmeyim seni. Aman haa... Sadece yüzünde biraz şaşkın bir ifade ile neler olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi Derin. Ahh! Benim güzel Derin'im. Daha bunlar iyi günlerimiz. Seni uyardım ben 'hiç masum değillerdir' diye. Ben bile bunca yılın ardından ne yapacaklarını kestiremiyorken sen nasıl anlayabilirsin ki?

Narin'in elindeki güllerin sadece iki tane olmasından, bizim için olduğunu anlamıştım tamam, ama ne alâka?
+ "Bu güller bizim iç...."
diye soracakken arka arkaya iki patlama sesiyle bir kez daha sıçradım olduğum yerde. Allah'ım sana geliyorum. Kesin evin içinde bomba patladı, üstüme bir şeyler yağıyor. Onuda yapar bunlar! Vallahi de billahi de yaparlar... Ben her şeyi beklerim. Gökmen ve Berkay'ın elinde boş konfetileri gördüm o an.
"N'apıyosunuz bee?",
sesimin kontrolünü yapamamış ve bağırmıştım. Hem korku hem kızgınlık içinde bir kez daha bağırdım,
"Manyak mısınız siz yaa?"

Derin Düşünce / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin